Bu Emir-i dad (Adalet bakanı) Nusratüddin Ahmed, Şems-i Tebrizi'nin öldürülmesinden bir sene kadar sonra öldürüldüğü için Mevlana'nın hücum ve hicivlerine hedef olmamıştır. Ahmed Eflaki, Alaüddin Çelebi'nin Mevlana ve çevresindekilere muhalif olan kötü kişilere uyarak, Şems'in katledilmesi hadisesinde rol almıştır derken, Mevlana ve çevresindekilerin bir numaralı muhalifi olan Vezir Nasirüddin'i (Ahi Evren) ve çevresindekileri yani Ahileri kastetmektedir.
Sayfa 183 - Nüve Kültür Merkezi
Eflaki, bir başka yerde de Şems'in öldürülmesi ile ilgili olarak şu bilgiyi vermektedir. Vezir Nusretüddin hanikahında bir toplantı vardı. Şems de oradaydı. Bu Vezir Nusretüddin orada Şems'e karşı saygısız davranışlarda bulunmuş, bunun üzerine Mevlana Şems'in elinden tutup onu oradan uzaklaştırmış. Bu olaydan sonra Sultanın adamları varıp onu hile ile götürüp, şehid etmişler. Şems'in ölümü olayı ile ilgilenenleri yanıltan en önemli mesele Eflaki'nin verdiği bu haberdir. Bu olayı araştıranlar, bu haberi tamamen görmezlikten gelmişlerdir. Çünkü, burada bahsi geçen Nusretüddin Ahmed'in, Emir-i Dad (Adalet bakanı) olan Nusratüddin Ahmed'dir.
Sayfa 182 - Nüve Kültür Merkezi
Reklam
MENKIBE: Kurt Postu Hz. Mevlana'nın oglu Sultan Veled goyle nakletmigir Bir gün beni büyük bir rüh bezginligi ve sikinti egemenligi al a almiştı. O sirada babam hazretlerinin medresenin kapından peri gindigini gördüm. Beni bezgin ve sikıntılı görünce, "Birinden mi incindin de böyle sıkıldın?" dedi. Ben, "Bilmiyorum, bu ne hal dedim. Arabam kalkıp eve girdi ve bir süre sonra basina ve yüzüne bir estu geçirmiş halde "Bul Bul Bul" yaparak dişan çik, Be im yanıma gelince, çocukları korkuttuklar gibi yine "Bul But Bul yaptı. Babamın bu hoş hareketinden bana büyük bir gülme geldi. Anlatilamayacak derecede güldüm. Baş koyup babamın ayaklan mi õptüm. Babam, "Bahâeddin! Eğer latif bir sevgili sana sika sikuya bag. lansa, daima seninle şaka şenlik etse ve sonra birdenbire yüzünün geklini değiştirip gelse ve sana "Bu! Bu! Bu!" deseydi, ondan hiç korkar mıydın?" diye sordu. "Hayır, korkmam" dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Seni sevindiren, seni sevinç ve nese içinde tutan sevgili, seni üzen ve kendisinden sıkıntı duydu gun aynı sevgilidir. Hep odur, hep ondandır ve ondan feyizlenir- sin. O halde niçin boş yere üzgün duruyor ve sıkıntının elinde aciz kalıyorsun?" Böylece derhal halim değişti, taze gül gibi açılıp ferahladım. Ömrüm oldukça da başka üzüntü yüzü görmedim, üzülmedim. Dünyanın üzüntüsü yanıma yaklaşma. (Ahmed Efläki, Äriflerin Menkıbeleri, s. 273-224)
Dünyayı bırak, çünkü dünya senin değildir. Şu anda aldığın nefes de senin emrinde değildir. Servet toplarsan, sevinme, canına güvenme; çünkü can da senin değildir.
Ey toprak! ben, kalbimin kederinden, bügün ecelin sende bir cevher sakladığını söyliyemiyorum. Alemin gönüllerini avhyan tuzak, tuzağa düştü. Bütün mahluklar gönlünü bağlıyan, senin kuca­ğında uykuya daldı.
Bu dünyada, ey Tanrı! bu ümmete doğru yolu, öteki dünyada da; yüzünün ayını göster.
Reklam
134 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.