Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben klasik bir kadere teslim olmak istemiyor ve öldükten sonra değil, şimdi anlaşılmak istiyorum.
O nedenledir ki bir ülkenin karanlıklarda kalmasını ve o karanlıklarda pis sistemlerinin semirmesini isteyenler, önce kitapları ve türküleri yasaklar.
Reklam
Bana göre bu sanatçı Ahmet Kaya'dır.
Biz bu dünyayı biraz da senden ve şarkılarında dile getirdiklerinden öğrendik. Biraz daha talihli olanlarımız, bu çılgınlığa hayatlarının bir döneminde bir şekilde bulaşmayı başardı. Sense bu şarkıların kahramanı ve oyuncusuydun da aynı zamanda. Sahiplenmeyi de bildin, bu hayat adına kazandıklarını, zamanı geldiğinde bir çırpıda terk etmeyi de... Seni kabullenmekte uzun yıllar pek cömert davranmamış dünyadan intikamını en çok böyle alabilirdin.
Kullanılan fiil, Arapça dövme, vurma anlamına gelen "d-r-b" fiilidir. Bu fiil yapabileceğiniz her türlü akrobasi numarasını başarısızlığa uğratacak şekilde "... ise onları (kadınları) dövünüz" şeklinde bir kaya parçası gibi önümüzede uzanır. Bizim sevgili Hüseyin Atay hocamız ne yapıp ediyor, son derece iyi niyetle bu kadınların dövülmesiyle ilgili son kısmı ne şekilde okumaya çalışıyor biliyor musunuz? "Onları seviniz" şeklinde. Benim buna itirazım yok, onu bu şekilde kabul etmeye dünden hazırım, ama Hayrettin Karaman, affedersiniz belki biraz argo bir kelime olacak ama bunu "yemez" ki.
"İsmet İnönü Cumhurbaşkanı olduğu zaman bunu müspet karşılayanlardan biri de bendim. O sıralarda yabancı basından bizim gazetelere aktarılan bazı haberlerde Türk Devlet Başkanlığı adayları arasında Şükrü Kaya gibi isimlerin de bulunması cidden ürkütücü ve düşündürücü idi." "1938'de benim İstiklâl Savaşı ve Cumhuriyet çağı hakkındaki bilgim, şüphesiz çok az olduğu için, İsmet Paşa'nın Filistin bozgununda 2000 kişilik kolordusunu düşmana bırakıp tek başına kurtulduğunu, İstiklâl Savaşına nasıl katıldığını, İnönü savaşlarının tafsilâtını, Eskişehir-Kütahya bozgununu bilmiyor, bu sebeple mutedil bir devlet adamı diye bildiğim İsmet Paşa'yı o mevkie lâyık görüyordum." "Devlet Başkanı olduğu zaman Meclis'te söylediği ilk nutku, o zaman öğretmeni bulunduğum bir özel lisenin salonunda radyodan dinlemiştim. Celâdetli ve milli ruhu okşayıcı bir nutuktu. Fakat Atatürk'ün adı dahi geçmiyordu." (Ötüken 106, Ekim 1972: 3).
Reklam
Bir şarkı açtım kendime, Ahmet Kaya'dan Günaydın Anneciğim.
ATSIZ'DA ASKERLİK-ORDU-SAVAŞ-DİSİPLİN 31 Ağustos 1962 tarihinde çıkan Millî Yol dergisinin 31. sayısını elimize alınca, İzmirli Türkçü gençler olarak ne kadar heyecanlandığımızı hatırlıyorum. Orta sayfada Atsız'ın "30 Ağustos ve Türk Ordusu" başlıklı yazısı yer alıyordu. Yazıyı defalarca okumuş, birbirimize aktarmıştık. O
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Olayların Mekânı Bozkurtların Ölümü'nde olduğu gibi Bozkurtlar Diriliyor'da da asıl ve sürekli mekân "sonsuz bozkır" dır. Romanda birbirleriyle rakip olan Gök Türkler de Dokuz Oğuzlar da bozkırda kurmuş oldukları çadırlarda yaşarlar. Fakat çadırların içi tasvir edilmez. Kahramanlar çadının veya otağın içine girip çıkarlar;
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.