Akıl yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir. Zekâ ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer, sonra sabit kalır. Zekâ bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir besteci müzik yapıtını aklıyla değil, zekâsıyla yaratır. Fakat en basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç olarak zekâ, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zekâ IQ denilen testle ölçülebilir.
İrademize sahip olabilmek bize ne kazandırır? İnsan kendini nasıl yönetebilir? İnsanlar tembellik bataklığından nasıl çıkabilir? Hayatımız istediğimiz gibi gitmezken ipleri elimize alıp verimli çalışmalar yapabilir miyiz?
Okumak için nasıl ilk önce alfabeyi öğrenmek gerekiyorsa, başarılı olmak için de öncelikle kendimizi ve irademizi tanımamız ve kontrol altına almamız gerekir. Bu kitapta iradenin ne olduğunu ve nasıl kontrol edebileceğimizi öğreniyoruz.
Aslında bunu gizli ve sihirli sözcükler yapmıyoruz. Sadece bizimle birlikte doğmuş ve bizimle hayatımızın sonuna kadar gelecek olan irademizi kullanmayı ve onu kötü etkileyen davranışlarımızı inceliyoruz. Eğer ki bu kötü davranışları kendimizde görüyorsak nasıl düzelteceğimizi öğreniyoruz. Okuduğum en başarılı kitap olduğunu düşünüyorum. Okunmasını da kesinlikle tavsiye ediyorum. Akıcı şekilde yazılmış ve okurken okuyucuyu sıkmıyor. İyi okumalar dilerim.