Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet İnce

Ahmet İnce
@ahmince
Köşe Yazarı
İstanbul
20 okur puanı
Kasım 2021 tarihinde katıldı
Reklam
Öküz
Fotoğrafa dikkatli bakıldığında, öküzdeki estetiği görmemek imkansız. Toynağından kulağına, estetik ve ihtişam bi arada. Ayrıca derinleştirdiğinde, güç, simetri, karizma ve cool bi havanın varlığı da açıkça görülüyo öküzde. Bu özelliklerin tümünü ya da bir veya bir kaçını, herhangi bir nesneyle, başka bir hayvanla ya da bi insanla da
Notalar ve Hayat
Müzik hayatın içinde olduğu kadar, hayat da müziğin içindedir. Müzik hayattan beslenir. Yedi tane nota, birbirinden farklı dizilişlerle, hayatın sınırsız armonisini oluşturur. Her insan bir notaya, insan hayatı da bu armonilere benzer, bu tınılarla yaşar/yaşanır. Safça bi yaklaşımla, temelde her insan kendi hayatının orkestra şefi, maestrosudur. Ancak hangi ritmi yakalayacağın, hangi tempoda yaşayacağını belirleyen pek çok faktör, pek çok enstrüman, pek çok ses vardır. Bazen 'andante' sürer hayat, bazen 'allegro'. Bu, tercih edilebilindiği gibi, bazı faktörler, sesler, notalar, ritmini belirleyici bi rol üstlenir. Coğrafya gibi, tarih gibi, psikoloji gibi. Ve daha milyon tane şey gibi. Bize düşen, tüm bu iyi ve/veya kötü faktörler ve sesler arasında, hayatımızı doğru akort etmektir. Akor bozulursa, düzen bozulur çünkü. Buradan hareketle, önce kendimizi akort etmeli, doğru sesi çıkarabilmeliyiz. Sen doğru ses verdikçe, senin ritmini yakalayamayanlardan, senin melodinde yer bulamayanlardan çatlak sesler çıkaracaktır. Yanlış notalarla, bozuk armonileri ve bozuk akorlarıyla, zart diyeceklerdir, zurt diyeceklerdir. Boş ver! Sen müziğini yap, ritmini yakala! Sen kendinin orkestra şefisin ve baton senin elinde. Salla gitsin! Hangi nota, hangi notalarla, hangi bozuk sesi çıkaracak ve o bozuk sesle, sesimi bastırmaya, ritmimi bozmaya çalışacak, umrumda değil! Duymuyorum o sesleri, önemsemiyorum o notaları! Benim şarkımda yerleri yok. Hiç umrumda değiller! İnan bana umrumda değil 'mi' nasıl? 're' nerede, 'do' kiminle? 'fa' kimde, 'si' kimde değil? Hiç umrumda değil 'la'!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Denize dair...
🔞 -Bu şiirim 'argo' içerir.- Erken saatlerde uyanıp, kumsala iniyorum. Akşamcılardan kalma kumsala. İzmaritler, bira kutuları ve çerez kabukları. Küfrediyorum hepsine, anasını-avradını. Güneş yavaşça yükseliyor. Açıktan Kos feribotu geçiyor, dalgası kumsalı yalıyor. Bir balıkçı kayalıklarda, teknesinin livarını temizliyor. Kumsal
Kırık Kalpler Bankası (Film | 2017 Onur Ünlü)
Artık bence sen de yapabilirsin. Sen ne zaman çıkacaksın aya, aya çıkınca bizi de aldırır mısın?
Reklam
Yağmur Beklentisi
Yağmur beklentisi içindeyim. Yağmurlar, doğanın döngüsünün bi parçası olsa da, bende motivasyon arttırıcı bi etkiye de sahip. ‘Mental viagra’ gibi bi’şey yaani. Bu küresel ısınma tribinden olacak ki, nem bi türlü atmosferde yoğunlaşamıyo. Kurak ve boktan bi yaz mevsimi geçircez. Sonra da ‘of çok sıcak-mok sıcak’ diye şikayet edicez. Bazen de denyonun biri oluyo yanında, enerjini emiyo, muhabbet açılmıyo filan, o zaman ‘of hava da çok sıcak’ sözü biraz durumu kurtarıyo. Belki de sadece orada işe yarıyo ve aslında o an şikayet ettiğimiz şey, iklimsel hava koşulları olmuyo gerçek anlamda. İşte, insanoğlunun sadece tropikal dertleri yok ki! Yine de balkonda oturup, sigara içerken gökyüzüne bakıyorum. Gökyüzü, bir çok şaire ve yazara ilham kaynağı olmuş tarih boyunca, öyle değil mi? Tabii ki insanlar özgürlüğüne ve doğal dürtülerine bağlı kalmalı, toplumun sınırlayıcı standartlarına meydan okumalı. Yağmur yağmalı.
Pazar sendromu
Genellikle pek çok insanın, evinde dinlenerek, -haftanın diğer günlerinin her zaman çok dışında tutulan ve diğer günlerle benzeşmeyen aktiviteler içeren- haftaya enerji dolu yeni başlangıç için geçirdiği Pazar gününü, öylesine yoğun ve yorucu geçirdim ki! Üstümden tren geçmiş gibi hissediyorum şimdi. Yatağıma uzandığımda, ‘burada neden daha fazla zaman geçirmiyorum ki’ diye geçirdim aklımdan. Zihnimin ırzına geçtiğim yetmezmiş gibi, vücuduma da pandik atmaya başlamış gibi görünüyorum. Hep bu -siktiğim- mevsim geçişleri. İnsanın anatomik kodlarıyla da oynuyo, ruhuyla ilişkili taraflarıyla da... Bilgisayarı kapadım ve elimde ‘Yage Mektupları’yla yatağa sürükledim kendimi. Fatoş (kedim-salonda sızdı) gelmeden, yatağın -sevişmek dışında- bu rahatlatıcı konforundan faydalanmak ve biraz kitap okumak gibisi yokmuş. Son zamanlarda bunu sıkça farketsem de, kendime çaktırmamaya çalışıyorum. Çünkü herhangi bi konfora yer açmak istemiyorum hayatımda. Konfor tembellik doğurur. Konfor hayatı yataylaştırır. Bir şey dürtmeli insanı, -ki dikeyleşebilsin. Dikey pozisyonda ölmek, yatay pozisyonda yaşamaktan iyidir. Bak, Burroughs’ta “Kendimi acıdan kaçınmak gibi tamamen olumsuz bir hedefle birleştiremem. Acı çekmek, hayatta olduğun gerçeğiyle aldığın bir şanstır.” diyo, Yage Mektupları’nda... “Çünkü sağ köpek, ölü aslandan iyi.” diyo Reha Erdem, Kosmos’unda... 🤟
Yeterli
Kitaplar, kediler, bitkiler ve aspirin. Bir de, iyi bir müziğin eşlik ettiği şarap.
Bazı Kadınlar
Bazı içkiler ve bazı şarkılar giyotin gibidir. Bazı kadınlar da öyle...
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.