Hayatlarımız en azından bir yönden filmlere benzer.Ana karakterler, aile bireylerinden ve arkadaşlardan oluşur.Yardımcı rollerde komşular, iş arkadaşları, öğretmenler ve tanıdıklar vardır. Ufak rollerde süpermarkettei güzel gülüşlü kasiyer kız, semtin barında çalışan dost canlısı barmen, haftada üç gün gittiğiniz spor salonunda birlikte egzersiz yaptığınız adamlar sayılabilir. Bunların yanı sıra binlerce figüran vardır -her hayattan, süzgeçten akıp giden su gibi geçerler, sadece bir kez görülüp bir daha karşınıza çıkmazlar.
"Birlikte geçirdiğimiz son _ yıl boyunca, üzüntü ve mutlulukta, yenilgi ve zaferde, hastalıkta ve sağlıkta ve birlikte çok yol kat ettik. Birlikte büyüdük ve değiştik. Zorluklara birlikte göğüs gerdik, birlikte güldük ve ağladık. (Tercihe bağlı: Birlikte güzel bir aile kurduk.) Birlikte iki dost, sevgili ve eşler olarak birlikte geçireceğimiz hayata kendimizi adarken sağlıklı, sevgi dolu ve destekleyici bir ilişkide ben , seni benim olarak kabul ediyorum. Bugün kahkahalarımla gözyaşlarını yok edeceğime ve sevgim ve merhametinle acını hafifleteceğime söz veriyorum. Birbirimize dair daha üstün bir anlayışla uyumu yakalarken kanatlarının altındaki rüzgar olacağım. Geçmişin hatalarını iyileştirecek ve birlikte hayatımızı dürüstlük ve şeffaflık üzerine. kuracağız. Kendimi sana adıyorum ve seni her zaman seveceğime söz veriyorum. Hayatlarımzın sonuna kadar seni sevip mutlu edeceğime, sana saygı duyacağıma ve seninle birlikte büyüyeceğime söz veriyorum. Bu benim sana yeminimdir."
Sayfa 125 - BUTİK YAYINCILIKKitabı okudu
Reklam
Kişiler yaşamlarının sorumluluğunu ya toplum, aile, dost ve sevgili gibi dış güçlere bırakır ya da en acı sorumlukları bile, kendilerini tam olarak oluşturmak için var olduğu düşüncesini benimseyerek onlarla kendileri yüzleşirler.
Sayfa 114 - İNKILÂPKitabı okudu
Rifat: "Fakat bilebileceğimiz bir şey var ki, o da bu cellatların bize dost olamayacağıdır. Bunların hepsi fena, vicdansız insanlardır demek istemiyorum. Ne gezer, onların arasında da ne müşfik aile babaları, ne vefalı arkadaşlar, ne hassas yürekli tabiat aşıkları vardır. Ama karşımızda düşman olarak vazife aldıkları andan itibaren, onlar, iradelerinin dışında bir kuvvetin oyuncağıdırlar. Cemiyet içinde aldıkları mevki ve vazifenin onlara verdiği şahsiyet, tabiatın şekil verdiği asıl benliklerini o kadar gölgelemiş, seneler geçtikçe o kadar gerilere itmiş, boğmuştur ki, kendileri bile bu asil benliklerini aramaya kalksalar, herhalde içlerinde karanlık bir boşluk, bir kargaşalıktan başka bir şey bulamayacaklardır. "
Sayfa 113Kitabı okudu
Yaşam Yolculuğu İçin İki Kanat
"Ait olmanın baskın olduğu geleneksel toplumların eksisi, öğrenilmiş çaresizliğin yüksek olması ve felsefe, bilim, teknoloji ve sanatta çok az gelişme yaşanmasıdır. Artısı ise kişilerin birbirlerinden sorumluluğunun yüksek oluşudur; evsiz, barksız, kimsesiz, sokakta sahipsiz insanlarla ilgilenilir, aile büyükleri yaşlanınca yaşlılar evine bırakılmaz, her aile kendi yaşlısına saygı duyar ve ona ömrünün sonuna kadar sahip çıkar, bakar. Elden ayaktan düşmüş yaşlı bir aile büyüğüne bakmamak utanılacak bir şey olarak görülür. Gelişmiş toplumların kültürlerinin artısı, felsefe, bilim, teknoloji ve sanatta, yaratıcılığı yüksek bir toplum oluşturmasıdır. Eksisi ise, böyle toplumlarda kişilerin birbirlerine karşı sorumluluğunun düşük olmasıdır; evsiz, barksız, kimsesiz, sokakta sahipsiz insanlarla ilgilenen pek yoktur. Aile büyükleri yaşlanınca yaşlılar evine bırakılır, aile kendi yaşlısına sahip çıkıp, bakmaz. Aile büyüğüne bakmamak utanılacak bir şey değildir. Kendi bireysel dünyasında yalnız kalan insanlar, yakın arkadaş ve dost yokluğunu psikoterapist ve psikologları ile gidermeye çalışır. Sağlıklı bir yaşam yaşamın temeli, kişinin hem toplumda hem de özünde dengeli bir şekilde var olmasıdır. Yaşam, doğası gereği bir ekip işidir. Bunun, farkında olarak hem diğerlerinin hem de kendinin var oluşuna saygı gösteren insanlar demokratik bir toplumun temelini oluştururlar."
Sayfa 46 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
"Zavallıyız biz," dedi. "Hem de ne zavallı. Acıyalım birbirimize. Aklımız, üç beş şekere kanan küçücük çocuklar gibi kıt. Biliyor şu biçareliğimizi hayat. Kovalıyor bizi. Kolluyor bizi. Çevremizin daha çok ıssızlaşmasını bekliyor. Yakalayacak günün birinde. Sabırlı o. Kimsesiz meydanlarda kol geziyor. Zaman zaman yakalıyor etimizin bir ucundan. Vampir gibi, dişlerini geçirdi, geçirecek. Acele etmiyor ama. But arıyor. Çocukken kandıramamışsa ihtiyarlığımızı bekleyecek. Elden, ayaktan düşmemizi. Hastane kapılarından kovulup süklüm püklüm, şurada burada itilip kakılmamızı. Korku... Kimseyi kimseye sahip çıkarmayan hayat... Hayat bir vampir böylece. Korku, dişleri bileyen zımpara taşı. Kaçıyoruz. Kaçtıkça yaklaşıyor hep. Sen ve ben... Hükümetsiz ve devletsiz. O günlere karşı, bugünden birbirimiz alıkoymak. Aile büyümeyecek mi hiç? Aileyi ikiye bölmek üstelik. İhtiyarlığı da var bu gençliğin. Tapular... Benim üstüme olsun. Yok benim. Güvensizliği tapulamak. Ölümün ağzında, birbirimize sahip çıkmamızı, bugünlerden hesap etmek. Korkup sarılmak. Sevgi ve mutluluğu göklere çıkartarak üstelik. Ama, köpekler bile kestiremez böylesi etten, ilikten yoksun kemikleri bu çağda. Nasılız biz? Dost olmak yerine düşman olmamızı bekliyorlar bizden. Yeneceğiz bu gece bundan önceki yaşamlarımızı anlatabilirsek eğer."
Sayfa 29 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
804 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.