Mevcut durumu başka bir cihetten anlatmaya çalışırsak; modernitenin kurguladığı insan ilişkileri ile onun inşa ettiği teknolojik/endüstriyel dünyada toplumu aile, kilise veya teritoryel bağlamda örgütlemek ya da bir arada tutmak bugün mümkün olmamakta, mevcut imkanlar artık yetersiz kalmaktadır.
Ebu Seleme bin Abdirrahman der ki: Aişe'ye Resulullah'ın nasıl oruç tuttuğunu sorduğumda dedi ki: "Bazen Resulullah oruca başladı mı, artık tüm ayı oruçlu geçirecek diye düşünürdük. Bazen de oruca ara verirdi ki artık bu ay hiç oruç tutmayacak diye düşünürdük. Ancak Şaban ayında oruç tutar, hatta Şaban ayının çoğunu oruçlu geçirirdi.''
•Hz. Ebû Bekir ; Peygamber'le arkadaş olamak..
Hz. Ömer ; Şeytanın Korktuğu Adam
•Hz. Osman; Sevgilinin Yanındaki Şehit
Hz. Ali; İlmin Sırlı Kapısı
Hz. Fâtima; Peygamber'in Kızı
Hz. Hatice; Allah'ın Selam Gönderdiği Kadın •Hz. Âişe; Sevgili'nin Sevgilisi
Ummu Seleme; "Biz İnsan Değil Miyiz!" Diye
Koştu Çağrıya
Hz.
Ebu Seleme bin Abdirrahman, Mü'minlerin Annesi Aişe'ye Resulullah'ın Ramazan ayındaki namazının nasıl olduğunu sorunca Aişe şöyle cevap verdi: Ne Ramazan ayında, ne de diğer aylarda on bir rekattan fazla kılmazdı: Dört rekat kılardı ki güzelliğini ve uzunluğunu sorma gitsin. Daha sonra dört rekat daha kılardı. Güzelliğini ve uzunluğunu sorma gitsin. Ardından üç rekat daha kılardı. Ben: "Ya Resulallah! Vitir kılmadan önce uyuyacak mısın?" diye sordum. Resulullah: "Ey Aişe! Benim gözlerim uyur ama kalbim uyumaz" buyurdu.
Abdurrahman b.Avf, vefatından sonra Resulullah’ın hanımlarına karşı hep koruyucu ve destekleyici davranmaya gayret etti. Arazilerinden birisini 40.000 dinara satmış ve bu parayı da infak etmişti. İnfak ettiklerinin arasında Hazreti Peygamber’in hayatta olan eşleri de vardı. Hazreti Aişe’ye düşen hisse teslim edilince o bu paranın nereden geldiğini sordu . Ona Abdurrahman b. Avf‘ın gönderdiği söylenince Hz. Aişe ağlamaya başlamış ve “Resulullah buyurdu ki: benden sonra size ancak sabredenler şefkatle muamele edecektir “ demiş ve ardından “Allah’ım! Abdurrahman b. Avf’a cennette pınarlarından içmeyi nasip et.“ Diye dua etmişti. Vefatının ardından mirasından pay ayırdıklarının arasında yine müminlerin anneleri de vardı. Bir defasında Mısır’dan gelen yüz develik kervan’ın mallarını da yetim çocuklarına bağışladı.
Sayfa 77
Hz. Âişe, Efendimiz' in vefatindan sonra evini mescide çevirdi. Hem gece hem gündüz vakitlerinde uzun kıyamlarla Rabbinin huzurunda durdu. Namazlarının tanıklarından Kasım b. Abdurrahman şunları söylemektedir: "Sabah evden çıktığımda önce halam Hz. Âişe'nin evine uğrar, ona selam verirdim. Yine bir sabah uğradığımda Hz. Âişe kıyâm hâlinde tesbih ediyor, "Allah bize lütfuyla muamele etti de bizi kavurucu azaptan muhafaza buyurdu." mealindeki âyeti okuyor, dua ediyor, ağlıyor ve âyeti tekrar ediyordu. Ayakta durmaktan usanana kadar durdum, onu bekledim. Sonra bir ihtiyacım için çar- şıya gittim. Tekrar evine döndüm. Halam aynı şekilde namaza devam ediyor ve ağlıyordu."
Hz. Âişe, namazda hiçbir anestezinin koparamayacağı kadar dış çevreden kopar; tam bir teslimiyetle eda ettiği namazlarda, seccadesi gözyaşı tarlası olurdu.
