Bozkurtlar Diriliyor'da Zaman-Roman ile Tarihî Olayların İlişkisi Bozkurtların Ölümü'nde olayların tarihini sık sık veren Atsız, Bozkurtlar Diriliyor'da bunu yapmaz. Sadece romanın ikinci kısmının başlığında bir tarih verilmiştir: "İhtilâlden Kirk Yıl Sonra (679 yılında)" (s. 7). Birinci kısmın başlığı "İhtilâl
Romanın Hazırlanması ve Yayını Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor. Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
Reklam
Romanın Hazırlanması ve Yayını Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor. Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
Duygular hareketlenince akıl baştan gidiyor
Ama gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Belki ona karşı adil davranmıyorum. Ama çok genç; ona ciddi konular üzerinde düşünmek öğretilmedi; son altı aydır, hatta bir yıldır, eğlenceden ve gösterişten başka hiçbir şeye teşvik edilmedi. Zamanını en aylak ve yüzeysel şekilde geçirmesine, önüne çıkan her fikri benimsemesine izin verildi. ———shire alayı Meryton'a ilk yerleştiğinden beri aşk, flört ve subaylar dışında hiçbir şey aklına gelmedi. Zaten yeterince hareketli olan duygularını, nasıl desem, daha da kışkırtmak için bu konu hakkında düşünüp konuşarak elinden geleni yaptı. Ayrıca hepimiz biliyoruz ki Wickham'ın görüntüsü de konuşması da bir kadını tutsak edecek her cazibeye sahip.”
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
İki kadın ve bu kadınların birbirleriyle amansız savaşı. Kadınlardan birinin zenginlik ve rahat yaşam için diğerinin kocasını ele geçirme çabaları ve aklına gelenleri uygulamaya koymak için elinden geleni yapması. Diğer kadının ise hiç bir şeyin farkında değilmiş gibi davranıp aslında her şeyin çokça farkında olup rakibini alt etmek için tuzaklarını sinsice hazırlaması ve sonunda da rakibini nasıl alt ediyor oluşunu okuyoruz bu kitapta. Kitap adeta tam bir "Ava giden avlanır" ve "kazdığı kuyuya düşmek" deyimlerini yaşatan olaylar silsilesiyle dolu. Büyük bir merakla okudum ve çok da sevdim.
Her Bir Sır
Her Bir SırA. R. Torre · Martı Yayınları · 2023146 okunma
Bize nimet görünen şey başkasına zulüm olabilir. Şu an dışarda yağan yağmur gibi. Sıcacık evinde oturan bana huzur ama sokakta yaşayana evsizliğini bir daha yüzüne vuran dert. Bundan dolayı olaylara kendi açından bakıp insanları yargılama.. Konuşabilmen bir fikir sahibi olduğun anlamına gelmez. Fikir çok yönlü düşünüp üzerine bir süre kafa yorduğun şeydir. Aklına her geleni söyleme yoksa istemediklerini de işitirsin. Bilmeden kırma insanları.. Bu sözüm önce kendime sonra tüm okur kardeşlerime gelsin..
Reklam
Ne demektir ‘Köylü bizim efendimiz?’ Köylü kim, bir koca Gazi Paşa kim? Laf gelimi bir laftır bu... ‘Vatan millet yoluna zorlatmaktayım,’ anlamınadır. ‘Köylü takımına efendi dedikse, gerisini anlamalı,’ demektir. Bunca padişah gelip geçmiştir. Osmanoğullarından... Bunca tarih kitapları yazılmıştır ki, eşşek yüküyle yazılmıştır. Bak bakalım birinde
Dadal efendiKitabı okudu
Meryem ilk beyiti okudu. " Eğer olsaydı bir kuş misali kanatlarım..." Adı kısa bir süre bekledi ardından kızlara teker teker söz vermeye başladı. Züleyha, " Hep güneşe uçardım." Sara, "Ve sabah çiçeğinin peşinden koşardım." Ayşe, " Uzatırdım elimi gariplere." Sit, " Mırıldanırdım onlara her türden ezgilerle." Cada, " Ve adardım kendimi doğruluğu beklemeye." Bu anda Adi hoş bir ifadeyle Halime'ye başıyla devam etmesini işaret etti. Halime de kızarıp bozararak ilk denemesini yaptı. " Böylece seninle be uçarak..." ( Biraz gülmeden sonra orası biraz boş olduğu için yazmayacam hoşuma giden kısma geçiyorum.:)) Sonra, boğazını temizledi ve biraz düşünüp aklına geleni söyledi. " Böylece seninle ben uçarak cennete yükseliriz."
Evlilik
Günün birinde onun hiç durmadan aynı sözleri tekrarlamasından bıkıp usanacagim, sirf onu hosnut etmek için biriyle evlenip o adam sevmeye zorlayacagim kendimi. ikimiz birlikte bir gelecegimiz oldugu hayalini kurmayi basaracagiz: kirda bir ev, cocuklar, çocuklarmizin gelecegi. Ilk yil sık sık sevisecegiz, ikinci yil daha az; üçüncü yildan sonra insanin aklina herhalde ancak on beste bir gelir seks, aklina geleni ise ayda bir gerçeklestirir. Daha da beteri, hemen hemen his konusmayacagiz. Durumu kabullenmeye calisacagim, neyim eksik, bu adam artik benimle ilgilenmiyor, yüzüme bile bakmiyor, hep arkadaslarindan söz ediyor, sanki gercek dünyasi onlarms gibisinden kendi kendimi sorgulayacagim. Evliligimiz iyice kötülediginde gebe kalacagim. Cocugumuz olacak, bir süre birbirimize yakinlasacagiz, sonra her sey gene eskisi gibi olacak. Dün -ya da günlerce önce miydi bilmiyorum artik- o hemsirenin anlattigi teyze gibi kilo almaya balayacagim. Perhizlere girecegim, her gün, her hafta sistematik yenilgilere ugrayacagim, her türlü denetim cabama israrla karsi koyarak artan kilolar karsisinda. O asamada, depresyonu engelleyen sihirli haplar kullanmaya balayacagim, derken bir-iki çocuk daha yapacajim, çok kisa süren ask gecelerinin meyvesi olarak. Çocuklarımın yasam nedenim oldugunu söyleyecegim herkese, oysa aslinda benim yasamim onlarin yasam nedenidir. Herkes bizi mutlu bir çift olarak görecek, yüzeyde görünen mutlulugun altindaki yalnizliklardan, öfkeden, tevekkülden kimsenin haberi olmayacak.
916 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.