Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sultan II. Murat'ın oğlu olan Fatih Sultan Mehmet, 1432 yılnda Edirne'de doğmuştur. Toplam 32 yıl padişahlık yapmış olan Fatih, ilk olarak 1444, ikinci olarak da 1451 yılında tahta çikmişti. Küçük yaştan beri çok iyi bir eğitim ve terbiye alan Fatih, ilme ve âlimlere karşı derin bir saygı göstermişti. Molla Gürani, Molla Zeyrek, Sinan Paşa, Hatipzâde ve Akşemseddin gibi önemli hocalardan dersler alarak adeta İstanbul'un tek Fatihi olacak kişiliğini oluşturmuştu..
Sayfa 13 - Akçağ
Nasıl ki, Yunus Emre, Taptuk Emre hazretlerine teslim oldu, “Bizim Yunus” oldu. Nasıl ki Mevlâna, Şemsi Tebrizi’ye teslim oldu, Mevlâna doğdu. Nasıl ki Fatih Sultan Mehmet, Akşemseddin hazretlerine teslim oldu, İstanbul’un Fatih’i oldu. Nasıl ki Selahaddin Eyyubi, Harrani hazretlerine teslim oldu, Filistin’in Fatihi oldu. Nasıl ki Üftade hazretlerine teslim olan, Bursa kadısı (valisi) Mahmut, Aziz Mahmut Hüdayi hazretleri oldu, gönüller sultanı oldu. İşte öyle bir teslimiyet olmalı evlât.”
Reklam
Akşemseddin Hazretleri
Vakti zamanında Akşemseddin hazret Hacı bayram veli hazretlerinin ününü duymuş ve onunla tanışmak için yollar kat ederek Hacı Bayram velinin yaşadığı yere varmış sonra bir de bakmış ki dükkanları tek tek dolaşıp akçe toplayan bir adam, içinden vay ahmak Şemsettin buralara kadar boşa gelmişsin benim veli bir zattır dediğim adam dükkan dükkan akçe topluyor. Kibir okları gönlüne ilişmişti aradığım bu değil diyerek Halep yoluna düştü orada alim bir zat bulup eteğine sarılmayı planlıyordu, böylece günler geceler gitti lakin aklında hep başına gelenler vardı dünya malından vaz geçmemiş bir derviş.. Halep'e bir konak mesafe kala bir gece vakti uyuduğunda rüyasında boynunda bir zincir halebe gitmeye çabaladığında sertçe geri çevriliyor arkasına bir de bakmak için yelteniyor ki zincir elinde Hacı bayramı veli hazretleri ve o anda kan ter içinde kalarak uyanıyor pişman ve perişan halde Ankara ya geldiğinde Hacı bayram veli hz ni görüyor ama o hiç oralı değil az sonra ağacın dibine sofra serilir ve herkes halka yapıp otururlar Akşemsettin de onları uzaktan seyr ediyor (ne çağıran var ne de kovan var) orada duruyor ağlıyor ama kimse oralı değil tabi sonra gözüne köpekler ve yemekleri ilişiyor diyor ki ben ancak bu yemeklere layığım gidiyor köpeklerin yanına tam eğilip yiyecek Dur diye bir ses duydu sesin sahibi Hacı Bayram hazretlerinden başkası değildi seslendi "Gel a köse, gönlümüze girdin" sonra alıp sofraya oturttu onu tebessümle bakarken kendi ekmeğinden bölüp verdi sonra dedi ki "Zincirle, zorla gelen misafir böyle ağırlanır"
Deveden Büyük Fil Var
Padişah derviş olma isteği ile Şeyh'e gelince Şeyh ayağa kalkıp kendisine tazimde bulunmamıştı. Padişah bu halden kırıldığını Velîyyüddinzâde Ahmed Paşa'ya söyledi. Veliyyüddinzâde şu karşılığı verdi: Şeyh sizin mürebbinizdir (mürşidinizdir). Bu fetih birçok sultana nasip olmayıp size nasip olduğu için bundan dolayı sizde oluşan gururu kırmak istemiştir. Padişah, Şeyh'in kendisine saygı için ayağa kalkmamasına çok içerlemişti. Hatta Şeyh'in boynunu vurdurmayı bile düşündüğünü Mahmut Paşa'ya söyledi. Paşa güç bela Padişah'ı ikna etti ve şöyle dedi: Padişahım, siz de Şeyh'i davet edin. Geldiği zaman da ayağa kalkmayın. Sultan, Paşa'nın dediğini yaptı. Şeyh sükûnet içerisinde geldi, diline İsm-i A'zam'ı aldı. Sultan, Akşemseddin'i görünce hemen ayağa kalktı ve ona tazimde bulundu. Şeyh gittikten sonra Paşa, Sultan'a niçin böyle davrandığını sordu. Padişah şu cevabı verdi: Şeyh'e tazim göstermemek elde değil. Diğer Şeyhler gelip benimle musafaha ettiklerinde elleri titrer. Akşemseddin ile musafaha ettiğimde ise benim ellerim titrer.
Saray duvarlarını İtalyan saraylan gibi freskolarla bezediğini ve portresini yapması için Venedik'ten getirttiği Gentile Bellini'ye iltifatlar yağdırdı­ğını biliyoruz. Berlinghieri, Geogrqfia'sını, Roberto Valturio da De re militari adlı önemli yapıtını Fatih'e sunmayı arzu etmişlerdi. Giovanni-Maria Filelfo Amyris adlı kasidesinde Fatih'i övmüştür. Bütün bunlar, bazılannın onu bir Rönesans hüküm­darı olarak görmesine neden olmuştur; oysa bu gerçekten uzak bir görüştür. Fa­tih'in Hıristiyan dünyaya ilgisinin tek sebebi, Roma ve İtalya fatihi ve yöneticisi ol­ma isteğidir. Fatih, kültür bakımından tam bir Müslümandı; Hocazade'ye derin bir hayranlık duyar, şeyhi Akşemseddin'in gaibi keşfettiğine inanırdı. Döneminde sanat­ta Avrupa stiline hayranlık duyulması ve tatbiki ilimlerden birkaç yüzeysel alıntı ya­pılması gibi özellikler bir yana, gerçekte yeni bir kültür yönelişi ortaya çıkmamıştır.
Sayfa 208 - PdfKitabı okudu
224 syf.
5/10 puan verdi
Büyük bir merakla okumaya başladım ama üç dinin ortak ilkelerinin yazılı olduğu bir kitap fikri ve Angın'ın 18 yaşına gelince din seçme şeklinde yetiştirilmesi çok ütopik geldi ,hiç mi o zamana kadar sorular sormadı ,toplumdan soyutlanmış olmalı ,eksikler çok yani ,konu Fatih Sultan Mehmet olunca -Akşemseddin,Molla Gürani gibi hocaları varken beklentimi karşılamadı
Fatih'in Gizli Mabedi
Fatih'in Gizli MabediAhmet Erol · Pegasus Yayınları · 2012104 okunma
Reklam
Konstantiniye kuşatması sırasında Fatih Sultan Mehmet sürekli olarak Bayramiye şeyhi Akşemseddin'in manevi kılavuzluğuna başvurmuştu. Fethin tarihi hakkında gaibten verdiği haber gerçekleş­meyince şeyh, çoğu dönme olan askerin imandan nasipleri olmadığını ve başları­na sert, acımasız bir komutan atanmasını önermişti
Sayfa 103 - PdfKitabı okudu
Eyüp Sultan konusu da vardır. Yani klasik anlatıdaki gibi değildir. Hatta onun Emevi dönemindeki kuşatmada İstanbul'a sahiden gelip gelmediği de tartışmalıdır. Kaldı ki Akşemseddin kabri, fetih sırasında değil, sonradan keşfetmiştir.
Sayfa 130Kitabı okudu
Bu fethinin İslam tarihi içindeki bir başka önemi de, büyük sahabî Ebâ Eyyûp el- Ensârî'nin kabr-i şerîfinin Fâtih'in hocası Akşemseddin hazretlerince keşfedilip, buraya türbe ve cami yaptırılmasıdır.
Sayfa 82 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
Âllâme Akşemseddin Âşk-ı şöyle izah eder ; "Bu âşk-ı ben bilmez idim. Bir acaib sevda imiş.. Bir zerresi ay-u güneş , Bir damlası derya imiş."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.