Kitabı bitirdiğimde ben ne okudum dedim. Gerçekten beni sürekli beğenip beğenmeme konusunda ikilemde bıraktı.
Yazım dilini çok beğendiğim ama yazısından çok sıkıldığım yazarı anlamaya çalışıp tam anladığım sırada koptuğum bir kitaptı.
Kitabın konusu, arkasında yazanı aynen yazıyorum, bir kaçışın bir arayışın öyküsü, bir bilgelik anlatısı ya da bunların hepsiyle dalga geçen kocaman bir parodi.
Bir gezi kitabı niteliği taşıyor ama daha çok garip bir içsel gezi bence bu.
Okumak isteyen varsa buyursun okusun, belki benden daha farklı hissettirir.
Keyifli okumalar...
Ellerime bakıyorum; gerçekliğim var mı? Bir hayal aleminde mi yolculuk ediyorum? Sisin içinde bir silüet gibiyim daha çok. Kendi yüzümü görememem şanssızlık.
“Bir yolculuktu bu ve yolun sonunda
Ulaşmak istediğim kendimdi
Yalnızlığımın parmak izlerini
Bırakarak geçtiğim yollara.”
Ataol BEHRAMOĞLU
Giriş
Genç Adam, romanın başkahramanıdır. Dört yüz yirmi iki sayfalık bir kitap. Gülcamal’in kaleminde şehir yaşantısının günlük alışkanlıklarını resmedildiği bir portre... Zengin bir anlatım tarzının, zengin