Alışılmamış, popüler yazarlara uzak ama bana bir o kadar yakın bir dil. Her yerde arayıp istediği oyuncağı sonunda bulmuş bir çocuk kadar sevinçliyim bu kitabı bitirirken. Farklı hikayelerin birbirini unutturmayan küçük izlerini taşırken en basit olayı bile böyle içten, samimi ama bir o kadar da etkileyici anlatabilmek!
Bir kitabı eğlenmek ya da mutlu olmak için okuyorsanız bu kitaptan uzak durmanızı öneririm. İlk sayfasından itibaren yapılan ustaca betimlemelerle kasvetli bir ruh haline bürünüyorsunuz. Madam Arthur bey ne bir kadın ne de bir adam. O bir kadınadam. Ama tek özelliği bununla sınırlı değil. O, kötülükle beslenir ve acıtmaktan zevk duyar. Onu hayatına sokan her bir insan onu nefretle hatırlar. Madam Arthur Bey insanların anılarında yaşayan kara bir lekedir. Eğer onu kasvetli korkunç yalısının penceresinde sizi izlerken görürseniz, gözlerinin içine bakmadan oradan uzaklaşın.
Mine Söğüt, neden daha önce okumadım diyerek sürekli kendime sinirlendiğim bir kadın. Özgünlüğü, cesareti, ustaca kullandığı dili ve yarattığı senaryolarla her bir kitabı, kitaplığımın en üst köşesindedir.