Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
w
w
@aleylia
17 okur puanı
Şubat 2023 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Frankestain gotik edebiyatın önemli eserlerinden biridir. Korku hikayesi diyip geçmemeli insana dair önemli konulara parmak bastığını görüyoruz. Kitabı okumadan filmi izlemek ayrıntıları anlamakta yetersiz kalabilir. Çoğu insan sadece filmlerini izlediğinden Frankestain’ı kocaman, korkutucu, çirkin bir canavar olarak görür. Oysa hikaye çok daha fazlasıdır.
Hırslı ve bilgiye aç bir genç olan Frankestain yaşadığı yerden farklı bir ülkeye okumaya gider. Orada farklı bilim dallarıyla tanışıp öğretmenleri yardımıyla kendini bilime adar. Uzun bir süre kapanıp araştırmalar yaptıktan sonra bir canavar yaratır. Canavar, canlıları gördükçe kendi benliğini tanımlama çabasına girer. Yeni insanlar gördükçe onlar gibi olmak ister fakat dış görünüşü gereği kötü tepkiler alır. Sevgisiz ve yalnız başına yaşam sürdürmeye çalışır. Zaman geçtikçe sadece kendinin yalnız olduğundan yakınarak bir çare arar. En sonunda yaratıcısını bulur ve hikayesini anlatır. İstediği hoşgörüyü ondan da alamayan canavar kontrolden çıkar, durdurulamaz bir hal alır.
Canavarın duygusal tahlilleri çok güzel işlenmiş. Yaratıcının yarattığı varlığa daha hoşgörülü olmasını isterdim. Bence sevgisizlik ve yalnızlık insana verilecek en büyük cezalardan biridir.
Kendi hayatınızın mimarı olun
Bu kitabın temel amacı tek bir hedef yerine genel bir sisteme odaklanmaktır. Hedeflerin sonucuna ulaştıktan sonra ileriye itecek bir sebep kalmadığından eski alışkanlıklara dönmenin yanlış olduğunu anlatmakta. Hedef belirleyip ilerlemek yerine davranışları kimliğimiz haline getirmekten bahsediyor. Hayatımızın bir parçası, rutini haline gelmesi gerektiğini belirtmiş. ‘İyi bir alışkanlık nasıl yaratılır?’ sorusuna 4 yasa ile her yasaya tek tek değinerek alışkanlıkların oluşmasını anlatmış. Ayrıca ‘Kötü bir alışkanlık nasıl bırakılır?’ sorusunu da 4 yasanın tersine çevrilmiş haliyle anlatılmış. Kitabın dili de sadeydi gayet akıcıydı. Alışkanlıkları hayata geçirmek konusunda sıkıntısı olanlara yardım edeceğini düşünüyorum. Gerçekten de küçük değişikliklerin büyük sonuçlara mal olacağı düşüncesine katılıyorum.
Stoacı felsefeye giriş niteliğinde olan bu kitap, stoacılığın özünü anlatıyor. Olaylar ve durumlar karşısında bir stoacının neler yapacağını, nasıl tepki vereceğini öğretmek istemiş. Roma imparatoru Marcus Aurelius, Epiktetos gibi ünlü düşünürlerden de bolca bahsedilmiş ve yaşamlarıyla ilgili örnekler verilmiş. Her şeyin zihinde başlayıp bittiği gerçeğini gözler önüne seren bir eser. Bir başucu kitabı niteliğinde. Stoacı felsefe ile ilgilenen, yeni başlayan kişilerin okumasını şiddetle tavsiye ederim.
Okur Takip Önerileri
İçimi ısıtan şefkat ve annelik dolu sıcacık bir roman. Kitap bittikten sonra bir süre duygulandım ve kitaba sarıldım. Çok güzel ve akıcı bir hikayeydi tek solukta okudum. Hikayemiz mayıs ayının sonlarında beklenmedik bir fırtınanın gelmesiyle başlıyor. Yıllar öncesinde de aynı olayın yaşandığını araştıran gazete müdürü, başarılı bir muhabir olan Claireden bu konuyla ilgili bir yazı yazmasını ister. Başından kötü bir olay geçmesi sebebiyle yolunu kaybetmiş, eski neşesi yerinde olmayan Claire'in kendini bulmasını ve açıklığa kavuşturulmamış üstü örtülmüş bir olayı çözmesine şahit oluyoruz. Umutsuz bir aşk hikayesi aynı zamanda çocuğu için her şeyini ortaya koyan bir annenin hikayesi. Ruhsal tahliller iyi yapıldığı ve hikayenin seyri güzel gittiğinden okurken kendinizi kitabın içinde gibi hissediyorsunuz. Okunmaya değer.
Bu arada 'böğürtlen kışı' mevsim sonlarında görülen ani soğuklar için kullanılan bir terimmiş. Şirin bir terim.
Üstü kapanan, saklanan, kenara itilen veyahut üstünde gerektiği kadar durulmayan ensest konusu üzerine dikkat çekilmek amacıyla yazılmıştır. Yazar yıllarca bu kitap üzerine çalışmalar yapmış gerek mağdurlarla gerek alanında uzman kişilerle.
Benim okurken bile bu denli canımın yandığı olayları yaşayan küçük bedenler için gerçekten çok kötü
Spoiler Alert
Kitabı çok beğenerek okudum.İlk sayfalar sadece karakter tanıtımı ve betimlemelerden oluşsa da sonrası akıp gitti. Zaman zaman kendimi sorguladım Oblomovun yerine koydum, bazen de Oblomovun kaçırdığı fırsatlar karşısında sinirle sayfalara baktım. Andrey karakteriyle kendimi aşırı bağdaştırdım. En sevdiğim karakter de o oldu bu yüzden. Arkadaşıyla
64 sayfalık bir kitap ne kadar derin olabilir ki demeden önce bu kitaba bir bakmanızı öneririm. Her sayfası hatta her satırı yavaş yavaş sindirerek ve üstünde düşünülerek okunup değerlendirilmesi gereken bir eser.
Yıllardır doğup büyüdüğü şehirden ayrılmak üzere olan bir ermiş ile Orphalese halkının ayaküstü sohbetlerini anlatıyor. Ayaküstü dediğime bakmayın. Hayat üzerinden bazı hakikatler ile ilgili sorular sorulmuş, uzun analizler ve düşünceler sonucu cevaplar verilmiş. Bakış açısını değiştirecek, kişisel gelişim adı altında yazılan kitaplara taş çıkaracak düşünceler barındırıyor. Ayrıca kitabın tek kötü yanı kısa olması.
En anlamlı arayışın kendimize has olduğunu unutmayın
''Tek bir çizgide ilerleyen ve rutinin korunduğu mutlu bir hayat hayal etmekten vazgeçin. Kalbiniz bile düz bir çizgi çizdiğinde bu öldüğünüz anlamına gelecektir.'' demiş üstad.
Tam bir başucu kitabıdır. Osho'nun felsefesi ve hayata bakış açısı anlaşılır bir dille ele alınmıştır. Osho'nun fikirlerinde kendimi buluyorum ve aydınlanma yaşadığım çok oluyor. Okuyun, okutturun.
Birey oluşumu ayaklar altına almaya kalkacak bir erkeğin sevgisini taşımazdım
Şans eseri girdiğim kitapçıda beni görür görmez bu kitabı öneren çalışan sayesinde tanıştığım kitaptır kendisi. Çok istekli anlattığından dolayı kitabı merak ettim ve hemen okudum ki zaten kısa ve akıcı bir kitap. Yazarı hakkında pek bir fikrim yoktu ama incelemelere baktığımda büyük merak uyandırdı ve yazar hakkında ayrıca bilgi edinmek istedim.
insanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir
Psikolojiye ayrı bir ilgim vardır uzun zamandır da okumak istediğim bir kitaptı fakat satın almam gerekiyordu. Şans eseri annemin önceden alıp kaldırdığı kolilerden birinde buldum bulmuşken de hemen okumaya başladım. Nazi Almanyası konusunda büyük bir hassasiyetim var konuyla ilgili gördüğüm yazıları, filmleri, kitapları da okuyup izlemeden
Spoiler içerir
Öncelikle bu kitabı çok duyuyordum ve oldukça merak ediyordum. Genelde tek taraflı mektup şeklinde ilerleyen kitapları oldum olası sevememiştim ama bu kitap düşüncelerimi yıktı diyebilirim. İlk başlarda okurken zorlandım, kaç kere bırakıp yeniden aldığımı bilmiyorum. Olay akışı başladıkça da sürükleme düzeyi arttı.
Aşk en tehlikeli duygudur bana göre. Önceleri tatlı bir esinti gibi gelir senin tüm benliğine nüfuz eder ardından hiç yapmayacağın şeyleri bile yaptıran, insanı canavarlaştıran, doğru düşünmesine engel olan bir histir. Ne yazık ki Werther de bu dipsiz kuyuya düşmüş. Aşkın riyakar büyüsüne kapılmıştır. Bu güzel, heyecanlı, dolu dizgin zamanlar yerini acı, keder ve melankoliye bırakınca olanlar olmuş. Kaçınılmaz son...
Werther gerçekten diğer kişilerden farklı düşünen olayları başka açıdan gören biridir. Benim de intihar hakkındaki düşüncelerim genel olarak Albert gibidir fakat Werther sayesinde başka açıdan bakmayı da keşfetmiş bulundum. Ayrıca yazar, gerçekten duyguları doruklara kadar hissettirebilmiş. Bir ara ben de Lotteye aşık olacaktım Werther'in aşkı beni o kadar büyüledi. Kitabı çok beğendim. Hayatımın farklı dönemlerinde tekrar okuyup aşka karşı bakış açımın değişip değişmediğini görebileceğim bir eserdir. Okumanızı tavsiye ederim.
Beklenilenin altında
Aslında bu kitaba başlarken büyük beklentiler içerisindeydim. “Yılın En İyi Romanı” ödülünün layık görüldüğü bir kitap ister istemez beklentiler ve önyargılar oluşturuyor insanda. Kitap kötü diyemem konusu farklı ve alışılmışın dışındaydı fakat çok çarpıcı işlenmemişti. Etkisinde kaldığım bir kitap olmadı.
