Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aleyna Çekin

Dirmit, kutu kutu evlerin damına tutan karın, insanların acılarına dayanamayıp eridiğini öğrenince şaşırdı.
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
Kapalıçarşı Meriç?
Zeynep, alışveriş yaptıkları mağazanın karşısındaki filayağının süslemesindeki, pembe mermerin üzerindeki doğal bal sarısı kalbi görünce, ağzı açık kaldı.
Sayfa 133Kitabı okudu
Hayat böyleymiş demek ki. Kaşık ile mutluluk verince, hesabını kepçeyle istiyormuş

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama memlekette sürekli Milli Eğitim Bakanı değiştiği için, yanlışlıkla önceki Bakan'ın adını telaffuz etti. Yanlışlığı kimse fark etmedi.
Birisine, bir erkeğe değil, aşkın kendisine şiirler yazardı.
Reklam
Yaşam dedikleri buydu demek. Nefes. Derin, kocaman bir nefes. Ciğerleri "Ohh" dedirtecek biricik nefes. Sonsuz sayıda alınıp, sonuncusu dışında adı anılmayan nefes. Bir soluk. His. Birincisinden, altıncısına kadar his.
Fakat hiçbir metin, muayyen bir usule ve düşünceye göre okunmadıkça, kendiliğinden bize derin bir fikir vermez. Yazılı metin de tabiat gibidir. Sırlarını ancak kendisine hususi sualler sorana açar.
Sayfa 11 - Birinci baskının önsözü
Aşağıda Yetim, yukarıda dünya. Gündüzle geceyi ayırt edebileceği kadar ışık. Bir döşek, Bir masa. Masanın ayağı kırık. Varsın olsun. Nefes alacak kadar geniş, kaybolmayacak kadar küçük bir oda.
Sonrası koca bir hiç, zifiri karanlık. Gerçekleşmemiş hayaller, eksik kalanlar, geride bırakılan ve kavuşulan soluk sarı insanlar. Hayat desen hayat değil, Ölüm desen ölüm değil. Bir acı, bir yokluk.
Dans ediyor ölüler etrafımda...
Patricia ise hem biraz sarhoş hem de biraz deliydi: "Dans ediyor ölüler etrafımda!" diye bağırdı parmakları hızlanırken, "Görüyor musun? Bunun adı Danse Macabre! Dans ediyor ölüler her yerde! Kapat, kapat gözlerini, kapatmazsan göremezsin, kemikleri, dişleri, tıkır tıkır edenleri, mutlu, mesut, bahtiyar ve de şen iskeletleri. Kapat kapat kapat! Kapat gözlerini. Tıpkı bir ölü gibi... Tıpkı... bir... ölü... gibi..."
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Ben de şu amaçlar belirleyen adamlardanım. Her yeni yıl, her doğum günü, her ayın biri ya da her pazartesi yeni bir insan olmak için uyandırdım. Hele ki güneşli bir günse, bütün dünyayı değiştirebileceğimi sanırdım.
"Ne diyebilirim; ben ile kendim arasında derin bir sessizlik var. Birlikte, bir çeşit ağırlaştırılmış yalnızlık yaşıyoruz. Aramızdaki gerilim, sadece kötü havalarda ve geç saatlerde biraz hafifleyip çekilir hale geliyor. Sırf bu nedenle, mümkün olduğunca uyumuyorum. Yani yalnızlık denen nane, öyle şarkılarda anlatıldığı gibi insanın üstüne gece vakti çökmüyor. Tam tersine gece vakti seyreliyor yalnızlık, hazmı kolaylaşıyor. Zor olan, güneşin parladığı öğle vakitleri, öğleden sonraları, pazar sabahları, cıvıl cıvıl piknik yapılan ikindiler... Geceler güzel. Bu arada hava da iyice karardı..."
Kendimle bile konuşamıyorum, delirmek büyük bir lüks.
Kendime vereceğim bir iyi, bir de kötü haberim var. Kötü haber: Hayatımda hiçbir şey hayal ettiğim kadar iyi olmayacak. İki artı bir evde, yalnız başıma uzun yıllar daha yaşayacağım. İyi haber: Hayatımda hiçbir şey hayal ettiğim kadar kötü de olmayacak. Tek tesellim bu. Ne harikayım, ne berbat. Kibrit kutularının sırtındaki kelimeyim ben: Vasat.
Birçok şeyler gibi insanlar da kuyuya benzer. İçlerinde boğulabiliriz. /A.H. Tanpınar
Sayfa 34 - Sonsuz Rasim Abi'ler DiyarıKitabı okudu
995 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.