Loki, arkasında oğullarıyla meydan okurcasına ordunun başına dikiliyor - yüzündeki sakalı değiştirmiş ancak yaralar ve kabarcıklar duruyor; gururla taşıyor onları. Utgard kalesinin hükümdarı Skrymir ile birbirlerinin kollarını kavrıyorlar ve ikisi, alanın karşısındaki düşmana, batıya bakıyor.
"Ölmek için güzel bir gün," diyor Skrymir.
"Kesinlikle öyle," diyor Loki muzip bir sırıtışla.
Her ne kadar kötü olsa da, yaptıklarının açıklaması olmasa da Loki, İskandinav mitolojisinde en sevdiğim tanrı olabilir. Üstelik Loki'nin eşi olan cadı Angrboda ile çocukları Hel, Fenrir ve Jörmungandr'ın hikayelerinin bu şekilde işlenmesi oldukça hoşuma gitti. Yazarın dili oldukça akıcı, konu hakkında kaynaklardan taranmış güzel noktalar yer alıyordu. Üstelik bu şekilde hikayeleştirilmiş olması konuyu daha da ilgi çekici kılmış diye düşünüyorum. Her zaman çocuklarının hikayesini, Loki'nin sadece kurnaz bir tanrı olmayışını, şekildeğiştiren yeteneklerinin öne çıktığı parçaları okumayı sevmişimdir ve bu kitap da bu yönüyle sevme nedenlerimin arasında yerini aldı. Cadı Angrboda'nın yeteneklerini biraz daha detaylı okumak, çocuklarının yapabildiklerini biraz daha görmek hoş olurdu diye düşünüyorum. Kitapta en çok değinilen şey Angrboda'nın üç kez yanıp dirildiği, kalbinin Loki tarafından ona geri verildiği olmuş. O açıdan biraz zayıf kalmış diye düşünüyorum. Yine de genel anlamda oldukça hoştu ve keyifliydi. Gün boyu elimden bırakamayıp üçte ikisini okumuştum kitabın.