Ali'nin burun kanatlarına bazen bir çorbanın buram buram tüten kokusu çarpıyor. Hevesleniyor. Ama orada, aşevinin önünde öyle, çinko ya da bakır taslarını uzatarak duran kalabalığı Türklüğün yüzkarasıymış gibi görüyor. Hevesini içinden de, burnundan da kovuyor. Türk, hem bu denli yüceyken, hem nasıl bu kadar küçülmüş olabiliyor; buna akıl erdiremiyor. Orada aş dağıtımı yapanların insanları itip kakmaları, söyledikleri sözler de sıcak çorbanın çekiciliğini silip süpürmeye yardımcı oluyor. Ve Ali kendini daha yüce şeyler düşünmeye zorluyor. Hemen de önüne ilk çıkan güzel sözlere sarılıyor...
119 syf.
·
Puan vermedi
·
13 saatte okudu
Araştırmacılığı yaşama biçimine dönüştürmüş bir gazetecinin, beslenme kaynaklarını iyi bilen bir aydının duyarlılığını yansıtıyor.. Türkiye`de yazarlar, gazeteciler evrensel kültür ile haşır neşir oldukça, okurlarına o ölçüde katkıda bulunacaklardır.. Ama diyeceksiniz ki, kullan kafanı, dön köşeyi ahlakının köşe başlarını tuttuğu bu dünyada evrensel kültürün günlük siyasete etkisi ve kıymeti harbiyesi nedir? Yok yok, bunlar da aşılacak.
Uğur Mumcu
Uğur Mumcu
`nun, Atilla İlhan ve Adalet Ağaoğlu ile roman; Aziz Nesin ve Sadun Aren ile demokrasi; Avni Arbaş ve Duran Karaca ile resim; Halit Çelenk ve Mehmet Ali Aybar ile insan hakları üzerine söyleşileri var. Evrensel kültürün sanat siyaset ve düşün0 rüzgarları ile Türkiye er geç çağdaş uygarlığa demir atacak! diyen, çağının en büyük suçuna ortak olmadığı, suskun kalmadığı için öldürülen Uğur Mumcu`nun bu yapıtını da geleceğe aktaracak olan okurlarıdır. Düşünceleri uğruna öldürülenlerin unutulmaması dileğiyle... Aydınlık özgür düşüncelerin yazıldığı, söylendiği yarınlara
Söze Nereden Başlasam
Söze Nereden Başlasam
.
Söze Nereden Başlasam
Söze Nereden BaşlasamUğur Mumcu · Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (UMAG) Yayınları · 200030 okunma
Reklam
Ali, bir yerine birine batırılmış gibi kendini marketten yere attı. Öğretmeninin karşısında hazırolda durdu. Tıpkı okulda olduğu gibi. Ama kılığı bu duruşa hiç uygun düşmüyor, ona büsbütün gülünç, acınası bir görünüm veriyordu.
Ali Usta düğünüme gelmedi. Adıma bir telgrafı geldi. Aşkın düğünü kendisidir.
Sayfa 204 - EverestKitabı okudu
Türkocağı baştan sona, İttihat ve Terakkinin ve bu arada Enver Paşanın,
Maddi , manevi yardımı altında gelişti.* - Türkocağının kurucuları ve geçici idare heyeti şu zatlardan teşekkül ediyordu: Mehmet Emin Bey (Türk şairi), Ahmet Ferit Bey (yazar ve siyasetçi), Ağaoğlu Ahmet Bey (Azerbaycanlı. Yazar ve sonra dârülfünun hocası ve mebus) Dr. Fuat Sabit Bey. Geçici idare heyeti olarak da, Mehmet Emin Bey (reis), Akçoraoğlu Yusuf Bey (ikinci reis), Mehmet Ali Tevfik Bey (yazar) ve Fuat Sabit Bey seçildiler. Fakat az sonra ocağın fiili lideri, önderi ve Türkçülük hareketinin renkli siması Hamdullah Suphi Bey, Türkocağının bayrağını asıl taşıyan insan olarak belirecektir. Ocak ilk yardımı da, İttihat ve Terakkinin bir önde gelen mensubundan, Tanin gazetesi sahibi Hüseyin Cahit Beyden gördü: 50 altın. Ondan sonra İttihat ve Terakkinin ocağa maddi yardımları, geniş ölçüde artaçaktır
Cumhuriyet Yönetimi'nin ekonomi alanında elindeki tek yol haritası; II. Meşrutiyet'ten kalma, 'Milli İktisat tezi ve uygulamaları idi. Bu tezin esası, kapitülasyonların kaldırılması ile gümrüklerin arkasında, milli bir burjuvazi ve sermaye stoku yaratarak sanayileşmekti. Ancak Milli Mücadele sonrasında ülkedeki iki ayrı grup
Sayfa 14 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Reklam
548 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.