Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Beethoven'e kar­şı, Hafız Gazelhan Veli Ahmedi çıkarıyorlar... Ben bogulacagım hanımefendi. .. Hani şarkı mecmuaları vardır. Baştan birinci gazel: "Evvelce hüdayı tanımış olmasa gönlüm, / Billahi güzel sen benim Allahım olurdun" gazelidir. Hani fotoğraflar görürüz ... Tulumbacı zirzop Ali dostuna yollayacak. . . Arkasında, köşebaşı dilekçesi ya­ zısiyle bir dörtlük: Bu dünya devri alemdir daima durmaz döner, Can feneri püf diye akibet bir gün söner, Eger felek mahvederse bu degersiz ismimi, Size yadigar olarak veriyorum resmimi ...
NURCULAR KABRE İMANLA GİRERLER, CENNETLİKTİRLER (!) (hâşâ)
...işaret ve beşaret-i Kur'aniyede ifade eder ki: "Risale-i Nur dairesi içine girenler, tehlikede olan îmanlarını kurtarıyorlar ve îmanla kabre giriyorlar ve Cennete gidecekler." diye müjde verirler."(1) Evet, Risale-i Nur'un bu dehşetli zamanda kazandırdığı iki netice-i muhakkakası (iki kesin sonuç), her şeyin fevkindedir, Başka şeylere ve makamlara ihtiyaç bırakmıyor. Birinci Neticesi: Sadakat ve kanaatla Risale-i Nur dairesine giren, îmanla kabre gireceğine gayet kuvvetli senetler var.(2) ...kerametkârane ve takdirkârane İmam-ı Ali'nin (RA.) üç ihbarı ve keramet-i gaybiye-i Gavs-ı Azam'daki (K.S.) tahsinkârâne ve teşvikkârâne beşareti ve Kur'an-ı Mu'ciz-ül-Beyan'ın kuvvetli işaretle o hâlis şäkirdler ehl-i saadet ve ashab-ı Cennet olacaklarına müjdesi pek kat'î isbat ederler.(3) İşârât-ı Kur'aniye'nin, yirmialtıncı âyetinin fefi'l-cenneti hâlidîne sırrıyle, "Risale-i Nur talebeleri, îman ile kabre gireceklerdir" tebşîratının...(4) 1- Tarihçe-i Hayat, 277. 2- Tarihçe-i Hayat, 312. 3- Tarihçe-i Hayat, 319. 4- Kastamonu Lâhikası, 47.
Sayfa 278 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Reklam
Fuzûli hattı sevdasın Kalem tek basa salmışsan Gider başun eğer başdan gidermezsen bu sevdayı. (Fuzûli, sevgilinin yüzündeki ayva tüylerinin sevdasını kalem gibi başına salmışsin. Eğer bu sevdayı gidermezsen başın gider.) Hat aynı zamanda yazi manasındadır. Hat siyah için hattın sevdasi diyor. … Sevda hem aşk ve iptala , hem bir dimağ hastalığıdır. Hat yazı manasına da geldiği için siyahtır. Başa salmışsın, başına almışındır. O zaman sevda hem aşk, hem dimağ hastalığı oluyor. Ikinci mısradaki bu sevdayı gidermezsen başın gider dediğine göre dimağ hastalığıdır. Kalem gibi hem yazı kalemi, hem de takdir manasındadır. Yani o sevdayı mukadder olarak benimsemişsin demektir. Birinci "gider" in manası ortadan kaldır, izale et manasına gidermekten emirdir. Ikinci “gider” gitmekten muzaridir. Hat vahdet üzerindeki kesret yani vahdet şu’uru içinde kesret olduğu için yine kesrete sevda mahiyetini taşır. Ve bu, benim başıma Kaleme takdir ile yazılmıştır. "Levh ü kalem!” Eğer bu sevdayı baştan çıkarmazsa manevi ölüme mahkûm olacaktır. Hat ile başın gitmesi yani kesilmesi arasında şu münasebet vardır: İdam ancak ferman ile yani padişahın hatti, emri ile olur. Kalem aynı zamanda kesmek manasındadır. Baş da kesilir.
Sayfa 689
İnsan suçlamak istedikten sonra her şeyi suçlayabilir. Şartları suçlar, kaderi suçlar, yaptıkları için kendisini, yapamadıkları için karşıdakini ve bu kompozisyonu dizayn ettiği için Tanrı'yı. Tatlı ama zararlı bir alışkanlıktır suçlamak, bir kez başlandı mı önü alınamayan. Bizim hikayemizin ilk çeyreği, onu suçlayıp durmamla geçti. Durup durup neden diye soruyordum kendime. Neden? Beni neden sevmiyor? Sevmiyor madem, neden çekip gitmiyor? Bütün bu bir araya gelememeler yan yana olamamalar neden? Kafamın içinde milyon tane nedenle, çok geceyi sabah ettim gözümü bile yummadan... Derken, onun bu halini kabullenip, zehirli "neden" sorularını kendime yöneltmeye başladım. Sen neden bırakıp gitmiyorsun peki? Değer mi bütün bunlara? Neydi ki onda olup da başka hiç kimsede bulamadığın, seni görünmez zincirlerle kendine bağlayan şey? En az birinci çeyrektekiler kadar yıpratıcı bir sürü "neden namlusunu" dayayıp kafama, elimde şarap şişesi, çok sabahladım kenar mahalle parklarında, hiçbirinizin haberi olmadan... Sonra ikimizle de uğraşmaktan yorulup, kadere yönelttim bütün öfkemi. Cevapsız "neden"lerimi bira kutularına sokuşturup gökyüzüne fırlattım aylar boyunca. Küstüm, sitem ettim, küfrettim gecelerce. Allah affetsin...
14 syf.
10/10 puan verdi
Acaba Kim?
Acaba Kim?
Şevval Tiryaki
Şevval Tiryaki
Peygamber Efendimizin sevimli dostları #acabakim ? Peygamberimizjn sevdiği her şeyi ben de severim. Acaba kimdi Peygamberim’imizin sevimli dostları? Muazzam resimlerle yavrularımızın direk ilgisini çeken eser ciltli 16 sayfadan oluşuyor arkadaşlar Eserimizin içinde toplam 6 bilmece vardı. Yeğenlerim kendi aralarında bilmeceleri bilme yarışması yaptılar. Elif im birinci oldu Şiirsel bir dille kaleme alınan eseri Alı Emre m ile Elif im cok sevdi. Sizler içinde hemen aşağıya bir bilmece bırakıyorum. “Ağır ağır yol alırım . Yolculuktan önce suyumu depolarım. Az giderim ,uz giderim ,geniş ayaklarını Kuma batmadan ilerlerim” Acaba ben kimim ? Sizlerde yavrularınızın maneviyatını güçlendirmek adına kaynak arayışındaysanız @pusetkitap ın bu kıymetli eserini temin edebilirsiniz @degerogretmeni @renklisena
Osman İzgördü
Osman İzgördü
#okuyanterazi #okuyanteraziokuyor #elifokuyor #maneviyat #manevidegerler
Acaba Kim?
Acaba Kim?Şevval Tiryaki · Puset Kitap · 20241 okunma
Yüzellilikler namı altında memleketten ihraç ettiğiniz adamlar ile kendi kendilerine hicret etmekte bulunan kimseler cumhuriyetinizin cenup hudutlarında teşekkül eylemiş yeni hükümetler arazisine ve bahri sefid havzasını geçerek merkezi Avrupa'ya kadar dağıldılar. Birinci ikiliğin izalesinden sonra ittihaz olunan tedbirden doğan bu yeni ikilik şu suretle kabili tariftir: On seneden beri devam eden Cumhuriyet rejimi iki Türkiye vücuda getirdi. Biri hududu mülkiye ve siyasiyesi malum ve mahdut ve bir teşekkül düveliye sahip olan dahili Türkiye, diğeri memaliki ecnebiyede hududu mülkiyesi namahdut ve düveli bir teşekkülden mahrum harici Türkiye.
Sayfa 12
Reklam
Birinci ikiliği Sevr muahedesini parçalamak ve memleketin vahdetini temin eylemek suretiyle ortadan kaldırdınız. Yıkılan İmparatorluğun yerine Cumhuriyeti ikame ettiniz. Ancak birinci ikiliği muhaliflerinizin kanun dairesinde muhalefet haklarını tanıyarak ve onları muhalefetlerinden dolayı tecziye ederek bertaraf etmek var iken böyle yapmadınız. Muhaliflerinizin bir kısmını beyneddüvel bir ahd ile vatandan icla ettiniz. Diğer kısmı ise kendiliğinden terki vatan eyledi. Bu muhaceret bu satırların yazıldığı ana kadar devam eylemektedir. Bu suretle birinci ikiliği izale ederken takip edilen tarzı hareket bu ikinci ikiliği meydana getirdi.
Sayfa 11
Şu halde aydın insan,bilgili ve düşünme becerileri gelişmiş bir insan olmak,herhangi bir amaca ulaşmak için kullanılan lüks bir araç değil,doğrudan doğruya bir amaçtır;kendimize insan diyebilmek için lazım olan en birinci amaç…
Tüm o duaların finalinde Atatürk ve silah arkadaşlarını anmak var. Onsuz dua eksik bizlere göre. Ali Hoca'nın önünde yazan listede gelmiş geçmiş bütün aile büyükleri yer alıyor; en altta ise Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları. Ankara'da her dua edilen, her mevlüt okunan evde mutlaka ve mutlaka o son satır bu şehri yoktan var eden lidere ve askerlerine ayrılıyor. Nesilden nesile bu sürüp gidiyor. İstanbul'a da gelse bir Ankaralı aile, eğer dua için hoca arıyorsa, birinci soru budur: "Atatürk ve silah arkadaşlarına da dua ediyor musunuz?" Etmiyorsa o kişinin duasını dinlemeyiz.
Sayfa 120 - Hep KitapKitabı okudu
KUR'AN AYETLERİNİN SAYISI
Said Nursi: "Kur'an... ondört asır müddetinde her dakikada altıbin altıyüz altmışaltı ayetleri, kemâl-i ihtiramla (kusursuz saygı ile) hiç olmazsa yüz milyondan ziyade insanların dilleriyle okunuyor."(1) Keskinoğlu da şöyle demektedir: Ayetleri yuvarlak rakam olarak 6666 sayarlar. Bazılarınca daha azdır. Çünkü mukattaatı bir ayet
Sayfa 85 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Reklam
180 syf.
·
Puan vermedi
"Kürk Mantolu Madonna", bir ressamın, genç bir kadına duyduğu aşkı ve bu aşkın getirdiği iç çatışmaları konu alır. Roman, ressamın otobiyografik bir şekilde anlattığı birinci şahıs bakış açısından yazılmıştır. Ressam, yıllar sonra hatıralarını yazarken, genç bir kadına aşık olmasını ve bu aşkın trajik sonunu anlatır. Kitap, aşkın tutkusuyla dolu ancak sonuçları acı dolu bir hikayeyi okuyucuya sunar ... çok etkileyici bir sonu var, aşırı duygusal ...
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Doğan Yayınları · 2019313,6bin okunma
Allah (cc), Kur'ân'ın mütekellimi olarak birinci tekil şahısta konuştuğunda, bunu genelde tekil (Ben/Beni/Benim) değil, çoğul (Biz/ Bizi/Bizim) olarak ifade eder. Allah'ın çoğul zamir kullanması, sayısal bir değer ifade etmez. Zira Kur'an, Allah'ın tek olduğunu ısrarla vurgular. Bilakis bu kullanım, 𝘽𝙞𝙡𝙖𝙠𝙞𝙨 𝙗𝙪 𝙠𝙪𝙡𝙡𝙖𝙣ı𝙢, 𝙤𝙠𝙪𝙮𝙪𝙘𝙪𝙮𝙖 𝙆𝙚𝙣𝙙𝙞 𝙝𝙖𝙨̧𝙢𝙚𝙩𝙞𝙣𝙞 𝙝𝙞𝙨𝙨𝙚𝙩𝙩𝙞𝙧𝙚𝙣 𝙗𝙞𝙧 𝙗𝙚𝙡𝙖𝙖̂𝙜𝙖𝙩 𝙪𝙣𝙨𝙪𝙧𝙪𝙙𝙪𝙧 İngilizce gibi başka dillerde de bu kullanım mevcuttur. Ingilizcede buna "saltanatlı biz" (royal we) veya "görkemli çoğul" (majestic plural) denir. Kral gibi yüksek bir mevkideki kimse, sadece kendisini kastederek "We decree the following..." ("Biz emrediyoruz ki...") diyebilir. Keza akademik metinlerde tek bir yazarın, "Bu problemi dokuzuncu bölümde ele alacağız." diyerek kendisinden çoğul olarak bahsetmesi yaygın bir kullanımdır.
176 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Ali Kuzu / Milli Mücadele Kahramanı Din Adamları. Yazarın 100 civarında kitabının olduğu pek çok kaynakta belirtilmesine rağmen, İstanbul'da yaşamasının dışında çok fazla bilgi yoktur. Birinci Dünya savaşı sonrasında, Osmanlı Devleti yıkılınca topraklarımız işgal edilmeye başlamıştır. Türk milletinin hürriyet'e duyduğu Sevda onu gerekirse dağları çıkarak Milli mücadeleyi başlatmaya sevk etmişti. Çeteler, Kuvayi Milliye birlikleri düşmanı yurttan temizleyerek yeni bir devletin kuruluşuna sebep olmuşlardır. Halkımızın ikna edilmesinde milli mücadeleyi destek veren din adamlarını inceleyen yazar, dönem içerisinde yaşamış onlarca din adamını, çok sayıda kaynak tarayarak Türk milletine anlatmaktadır. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Kurtuluş Savaşı'nda Atatürk ve Din Adamları
Kurtuluş Savaşı'nda Atatürk ve Din AdamlarıAli Kuzu · Halk Kitabevi · 201521 okunma
rebi'ül -ahir ayı
Hazreti Ali (Radıyallahü Anh) Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)den rivayetle buyurdu ki: "Allahü Teala, Adem(Aleyhisselam)ı cennetten dünyaya indirdiğinde, bedeni kararınca, Cebrail(Aleyhisselam) O'na gelerek: -Ey Adem! Bedeninin tekrar bembeyaz olmasını istersen, ayın 13,14 ve 15. günlerini oruçlu geçir" buyurdu. Adem (Aleyhisselam), bu oruçları tutmaya başlayınca, birinci gün bedeninin üçte biri, ikinci gün üçte ikisi, üçüncü gün ise tamamı bembeyaz oldu. İşte bu yüzden bu günlere "Beyaz Günler" ismi verildi.
Sayfa 164 - abdülkadir geylani(kuddise sirruh), gunye,2/126-127Kitabı okudu
Bir də dünyada elə bil qanun yoxdu ki, ali təhsilli qadın mütləq işləməlidi, qadının birinci işi ailəsidi, əri və uşaqlarıdı. Çox vaxt evdar qadınları, köhnə fikirli, geridə qalmış hesab edirlər, özü də belə hesab edənlərin də çoxusu işləyən qadınlardı, ancaq gedib həmən o qadınların evlərinin içinə girsən evdəki soyuqluqdan üşüyərsən. Onların başları işə qarışdığından aralarındakı ailə bağları elə qırılır ki, bunu ya çox gec, ya da heç başa düşmədən ömür sürüb gedirlər
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.