Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sabır insanı vezir eder, sabırsızlık edip aceleci davranıp imtihana isyan etmekse rezil eder.
Elbette sizi birtakım korkularla, biraz açlıkla, mal, can ve ürünlerden bir miktar kaybettirmek suretiyle imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri!
Reklam
“Makbul sabır, musibetle karşılaştığın ilk andakidir”
“Bütün varlığımız Allah’ındır ve sonunda yine O’na döneceğiz.”
Kim Allah için bedel ödedi de ortada kaldı ki! Kim Allah için bir adım attı da Allah ona on adım atmadı.
“Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim."
Reklam
Tam bir teslimiyet ile evlatlarımızı yüce Allah’a teslim edemiyoruz. Allah aşkına! Daha evladını sabah namazına kaldırmaya kıyamayan anne ve baba, evlatlarını medreselere yazdırsa ne olur ki!
Bizim zamanımızda yapılması gereken, caminin bahçesine çocuk bırakmak değildir. Bizim işimiz, camide namaz kılacak çocuk yetiştirmektir.
e- Çocuklarımızın örnek (rol model) görmeleri çok önemlidir. Hem yaşadığı çevrede hem geçmişten örnekler görebilmelidir. Sahabeden, ulemadan, mücahitlerden, siyaset erbabından örnekler âdeta nakşedilmelidir zihinlere. O kadar ki, gençlerin beyinlerini dolduran çağımızın meşhurlarına yer kalmamalıdır adanmışımızın beyninde...
Birazcıkından uzun ama, okuyun yine de bence:)
Yahudilerle yapılan Hayber Savaşı’nda bir bedevi, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e gelerek iman eder ve savaştaki yerini alır. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Hayber Gazası’nda ele geçirdiği ganimet hayvanlarını mücahitler arasında bölüştürürken, bu bedevinin de hissesini ayırmıştı. Bu mübarek zata hissesini verdikleri zaman: “Nedir bu?” diye sordu. “Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ın senin için ayırdığı hissesidir!” dediler. Kendisine ayrılan hissesini alıp Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in yanına geldi ve: “Yâ Rasûlullah! Nedir bu?” diye sordu. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “Sana bölüştürdüğüm hissendir!” buyurunca: Ey Allah’ın rasûlü! Ben sana bunun için iman ve ittiba etmedim!” dedikten sonra, boğazına işaret ederek: “Şuramda okla vurulayım da Cennete gireyim diye iman ve ittiba etmiştim!” dedi. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “Sen Allah’ı doğrularsan Allah da seni doğrular” buyurdu. Bunun üzerine, bu zat hemen hazırlandı, çarpışmaya gitti, çarpıştı. Çarpışma sırasında, kendi eliyle işaret ettiği yerden bir okla vurulup şehit edilmiş olarak Efendimiz (sal-lallahu aleyhi ve sellem)’in yanına getirilince, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Bu o garip midir?” diye sordu. “Evet!” dediler. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “Bu Allah’ı doğruladı, Allah da onu doğruladı!” buyurdu.
Reklam
Bebek öldürülür mü hiç? Öldürülüyor işte, o gün Mısır’da; bugün Suriye’de…
Bir kederiniz var, içiniz daralıyor; bir çıkış yolu bulamıyorsunuz. Bir başınasınız dertlerle ve birden âlemlerin Rabbi olan Allah size “Üzülme!” diyor. Bu kelimeyi bir dostunuzdan bile duysanız içiniz bir nebze olsa da rahatlar. Ancak bu kelimeyi Allah’tan duyunca sıkıntı ile kaplanan gönlün ulaşabileceği ferahı bir düşünün.
Şimdiki asrımızda Firavun’un askerleri kapı kapı dolaşıp evlatlarımızı bizden koparmıyor. Ancak sistem, düzen, sapık fikirler; evlatlarımızı bizden kopardığı gibi İslam inancından da koparıyor. Evlatlarımızı sistemin emrine uygun büyütüyoruz. Allah’ın ve Rasûlünün emrine göre büyütmek ise –haşa- çok basitmiş gibi geliyor.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.