Nasıl da içini dökmüş... Haklı.
Mahkemede, suçlu sandalyesinde, bilerek ya da işledikleri suçları bilmek zahmetine katlanacak kadar dahi düşünmediklerinden bilmeyerek, eziyet eden, hor gören, aşağılayan, ihmal eden, aldırmayan, unutan, kötüleyen, alay eden, ıstırabı paylaşmayan, insanlar arasında duvarlar çeken, küçümseyen, çaresiz bırakan, yalnız bırakan, terkeden, baskı yapan,
Karşılıksız olmaz ki Ölüler alkış tutmaz ki Bak öldüm ben hiç mi sevmedin?
Reklam
"Bir akşam, birdenbire Saray'dan kalkarak Gülhane Parkı'nda Halk Partisi'nin verdiği bir açık hava toplantısına gittiğimiz zaman, orada toplanan on binlerce insana Harf Devrimi'ni müjdelemiş ve o sırada ayağa kalkarak halka hitaben: —Arkadaşlar, bu elimdeki rakıyı evvelce padişahlar da, vezirler de içerlerdi. Fakat onlar saraylarında dört duvar arasında içiyorlardı. Ben ise sevgili milletimin önünde ve onun şerefine içiyorum! Diye kadehini kaldırdığı zaman halkın alkış tufanı arasında Sarayburnu dakikalarca çınlamıştı."
Sayfa 107 - Ali Kılıç
Mağrur, kendini beğenmiş ve hatta, sanırım gösteriş budalasıyım. Aptallardan bile övgü ve alkış toplamak isteyen biri için, gösteriş budalası olmanın vazgeçilmez önemini biliyorsun değil mi?
Sayfa 8 - İş Bankası YayınlarıKitabı okuyor
"Bu ülkede maskaralık yaptığın sürece herkes sana alkış tutar. Ciddi bir şey yapmaya kalkarsan da kimse ilgilenmez. Yüzüne bakmaz. Bunu baştan böyle bil."
Sayfa 196 - Kemal TahirKitabı okuyor
Yalnızım ben Hoca Ömer, iflah olmaz bir yalnızlık bu. Divanım da boş, sarayım da. Bu şehir, bu imparatorluk ıssız. Sanki bir elimi hep arkamda gizleyerek alkış tutmak zorundaymışım gibi geliyor. Senin gibi adamları bırak Semerkant'tan getirtmeyi, böyle adamları bulmak için Semerkant'a kadar bizzat yürüyerek gitmeye razıyım.
Sayfa 81 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.