ibni ömer radıyallâhu anhümâ şöyle dedi:
nebî sallallâhu aleyhivesellem ile askerleri tepelere çıktıklarında allahü ekber derler, düzlüklere indiklerinde de sübhânallah diye tesbih ederlerdi.
Sayfa 65 - ebû dâvud, cihâd 72
İbadet; tevhid etmek, Allah'ı bilmektir. İbadet sadece Allahu ekber demekten ibarettir. Bu da Cenabı Hakk'ın yüceliğine birliğine inanmak ondan gayriye dayanmamak güvenmemektir. Onun her halimizden haberdar olduğundan şefkat ve merhametinden şüphe etmemektir.
Sayfa 30Kitabı okuyor
Allahu Ekber
şehrin en yüksek dağına tırmandım. Burada bağıra bağıra Kelime-i Şehadet getirmek, İslam'a girişimi dağların zirvelerinde haykırmak istiyordum. Benim yaşadığım Tachira şehrinde tanıdığım hiçbir Müslüman ve mescid olmadığı için işaret parmağımı gökyüzüne doğru kaldırıp dağlarda tek başıma Kelime-i Şehadet getirdim.
Bizim alnımızda düşmana teslim olmak yazmaz. Siyonistlerin zulümlerine ve zorbalıklarına rağmen çocuklarım taş yığınlarının en üstüne Filistin bayrağıyla beraber, "Allahu Ekber" yazılı HAMAS'ın bayrağını diktiler.
Sayfa 186Kitabı okudu
“Allahu ekber!” naralarıyla insan yaktılar bu ülkede
Koca bir otel, polisin, askerin gözü önünde, içindeki insanlarla birlikte nasıl yakılır, Tanrım!
Bilgi Yayınevi
Mitingler yasaklanmış olduğu için İkinci Sultanahmed Mitingi'ni tertipleyenler, yayımladıkları bir beyanname ile halkı, 30 Mayıs cuma günü, kurtuluş için dua etmek üzere, camilere davet etmişlerdi.⁹⁶¹ Fakat halkın daha çok Sultanahmed'de toplanması isteniyordu. Burada gerekli tedbirler de alınmıştı; meydanda siyahlarla örtülü bir kürsü
Sayfa 236Kitabı okudu
Allahu Ekber başladık
Evet o, onun zatına lâzım-ı zarurî olan ve hiç bir vechile hadd-ü nihayeti olmayan bir ilimle her şeyin bütün ahval ve keyfiyatını bilen bir Alîm-i Zülcelal'dir. Öyle ise hiç bir şeyin o ilimden infikâk etmesi mümkin değildir. Çünkü huzur var ve her şey daire-i nazarında hazırdır.
Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
Sayfa 132Kitabı okuyor
Bütün o ecrâm-ı ulviye, kendilerini yaratan ve döndüren ve idâre eden bir tek Hâlık’a tesbîh ederler, tekbîr ederler, lisân-ı hâl ile «Subhânallâh, Allâhu Ekber» derler. Ben dahî onların bütün bütün tesbîhâtıyla seni takdîs ederim.
Kenneth: "Bir gün odamdayken iki muhterem beyefendi gelip Muhammed Gül ile konuştular. Biri caminin imamı ve diğeri de din adamıydı. Peştuca konuşuyor ve bana bakıyorlardı. 'Namaz kıldığını duyduk' dediler. Muhammed Gül de, 'Evet, kılıyor' dedi. 'İslam'a girdi mi? Neden camiye gelmiyor?' Muhammed Gül biraz
Sayfa 217
Allahu Ekber'i kalbiyle de söyleyen azlar, çoklara galip olurken; sadece diliyle söyleyen çoklar, azların önünde yenildi.
Sayfa 31
