Bir ülke için bir Nasrettin Hoca, zengin altın madenlerinden çok daha değerlidir. Çünkü altın madeni birgün biter, oysa Nasrettin Hoca her gün artar.
Her şeyin bir sınırı vardır-demir madeni, altın olmak için yetiştirilemez.
Reklam
“Her şeyin limiti vardır. Demir madeni eğitilerek altın haline getirilemez.”
Her şeyin bir sınırı vardır-demir madeni, altın olmak için yetiştirilemez.
Sayfa 16
Yüreğinde, tıpkı bir mezar gibi, şu ya da bu türde, güzel, aydınlık bir özün gömülü olduğunu, bu özün belki çoktan öldüğünü ya da dağların derinliklerindeki altın madeni gibi orada öylece yattığını içi parçalanarak hissediyordu.
Bir memlekete hikmet edecek olan, taçların madeni altın değil, kılıcın çeliğidir!
Sayfa 158Kitabı okudu
Reklam
Her şeyin limiti vardır. Demir madeni eğitilerek altın haline getirilemez.
Dertleri çevre doğa değil !
Bergama Ovacık'ta altın madeni işletilmesini karşı oluşturulan hareketin ardından Alman vakıflarının varlığını anlatan kitabın yazarı Necip hablemitoğlu bir akşam evinin önünde son derece deneyimli olduğu anlaşılan bir tetikçi tarafından başına sıkılan iki kurşunla öldürüldü.
Cemil Meriç:
Yazar düşüncesini yardım olsun diye sunmaz. Bir mükafattır bu. Lâyık mısınız, değil misiniz? Anlamak ister. Tabiat da öyle değil mi? Altın neden toprağın derinliklerinde? Okurken araştırmaya çıkacağınız maden: yazarın düşüncesi veya niyeti. Araçlarınız: zekâ ve bilgi. Kayayı kıracak, madeni eriteceksiniz. Önce kelimeyi fethedeceksiniz, sonra heceleri, harfleri.
Dökümle yapılmış ve kakma tekniği ile süslenmiş Selçuklu devri madeni eser­lerinden Andadolu'ya izafe edebileceğimiz diğer bir örnek, İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi'nde bulunan bir çelik aynadır. Saplı tipte olan bu ayna, Selçuklu devri madeni eserlerinin arasında çelikten yapılmış yegane örnektir. Aynanın üzerini süsleyen alçak kabartma kompo­zisyonlar, ince çizgiler halinde uygulanan altın varaklarla kakılmıştır. Çelik ay­nanın ortasında, doğan kuşu ile avlanan bir atlı avcı kompozisyonu yer almak­ta; bu kompozisyonun etrafını birbirlerini kovalayan hayvan figürlerinden oluşan bir friz dolanmaktadır. Doğan kuşuyla avlanan atlı avcı figürü, Orta Asya kökenli bir kompozisyondur. Benzeri kompozisyonlar hem 7-9. yüzyılla­ ra ait Uygur ve Hatan resimlerinde ve sikkelerinde, hem de 10-11. yüzyıllara tarihlenen Karahanlı aynalarının süslemesinde karşımıza çıkmaktadır. Çelik aynanın üzerindeki av sahnesinde atlıyla karşı karşıya tasvir edilmiş bir ejder figürü görülmektedir. Orta Asya kökenli olduğunu belirttiğimiz "doğan kuşu ile av" kompozisyonunun, bu eser üzerinde, Bizans ikonografyasındaki "St. George'un ejderi öldürmesi" sahnesiyle karıştırılarak kullanıldığı anlaşılmakta­dır. Bizans sanatından alınma konuların Orta Asya, İran veya Mezopotamya kökenli kompozisyonlarla karıştırılarak kullanılması, Anadolu Selçuklu made­ni eserlerinin çok tipik bir özelliğidir.
Sayfa 223
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.