HAMDIM , PİŞTİM , YANDIM !
“Ne tuhaf !” Dedi birden Yahya , Süleyman’ın da Usta Konstanta’nın da gözleri onun üzerine çevrildi. “Nedir tuhaf olan evladım ?” Dedi usta. “İşte bunlar “ dedi eline tezgahın üzerinde duran altın , gümüş , bakır ve daha bir sürü madeni alıp da. Süleyman da Usta Konstanta da öylece bakıyordu ona. “Ne tuhaf . Bunlar da İNSAN gibi . Türlü türlü, başka başka. Biz elimize almadan evvel , işlemeden , şekil vermeden , bir işe yaramıyorlar. Taşa benziyorlar. Lakin onları ateşte yakıp da eritince ve sonra bir kalıba döküp de şekil verince ne de güzel oluyorlar. İnsan da bunun gibi mi olur acep ? Yanarsa güzelleşir mi ?”
Kâbus rûhumu çalmak isteyen hırsız Madde dönüşür bin bir şeye ama rûh kaybolmaz Altın madeni gibi pırıl pırıl kalır ve solmaz.
Reklam
"Yazar düşüncesini yardım olsun diye sunmaz. Bir mükafattır bu. Layık mısınız, değil misiniz? Anlamak ister. Tabiat da öyle değil mi? Altın neden toprağın derinliklerinde? Okurken araştırmaya çıkacağımız maden, yazarın düşüncesi ve niyeti. Araçlarımız zeka ve bilgi. Kayayı kıracak, madeni eriteceksiniz. Önce kelimeyi fethedeceksiniz, sonra heceleri,harfleri."
Sayfa 110Kitabı okudu
Her şeyin bir sınırı vardır, demir madeni altın olmak için yetiştirilmez.
Parodi KitapKitabı okudu
Bu yeni keşfedilen altın ülkesinde altının avuçla toplandığı haberi İspanyolları çıldırtıyor ve Eldorado'ya, altın ülkesine gitmek için yüzlerce ve binlerce insan akın ediyor. Fakat gözlerini hırs bürümüş bu insanların bütün kentlerden, bütün köy ve kasabalardan akıp gelmeleri ne kadar da hüzün vericidir. Yalnızca asalet armalarını altınla
Her şeyin sınırı vardır. Demir madeni eritilerek altın haline getirilemez.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.