Borç yiğidin kamçısıdır; zevk aldığı şey değildir. Borçtan zevk almak bir sapıklık hissiyatıdır. İnsan borçlanır, yiğide de kamçıdır zira bu yüzden çift mesai yapmak zorunda kalır. Fakat borçtan haz almak sapıkça bir düşüncedir. Başkalarının boyunduruğunda olmaktan keyif almak köleliktir. Birleştirilmiş milletler teşkilatı güya köleliği kaldırdığını ilan etti ama insanları bankaların kayıtlı-imzalı kölesi haline getirdi. Kölelik Afrika'dan gemilerle getirilen insanlar üzerinden tanımaktan çıktı ama insanların evlerinin, arabalarının hatta mutfaklarındaki buzdolaplarının bankaya hacizli olduğu bir zamana taşındık. Kölelik, evdeki bir kişinin yüzündeki ardı; şimdi bütün bir ailenin geleceğinin öldürüldüğü hastalık haline geldi. Bu bir para harcama hastalığı, paran yoksa şahsiyetini harcama hastalığıdır.
Geçti gitti,uzaklaştı. Bitti demek istiyorum.Ama yine de derinde bir şey kalır! Sanki bir ağırlık...
Reklam
“ Herkesin biriyle konuşmaya ihtiyacı vardır, dedi kadın. Eskiden din ve başka zırvalıklar vardı. Ama şimdi her insanın samimiyetle konuşabileceği biri olmalı. Ne kadar yürekli olursa olsun insan yapayalnız kalıveriyor. “
BU SİZİ ŞAŞIRTABİLİR ama ilk insan diye bir şey hiç olmadı, çünkü her insanın ebeveynlerinin olması gerekir ve o ebeveynlerin de insan olma­sı gerekir!
"İnsan fakirken, şöyle düşünür: 'Param olsaydı, yakın dostlarımla paylaşırdım.' Ama diyelim ki parası oldu, bütün o hayırseverlik uçup gider.
Dijital cihazlar elleri köreltiyor. Ama bu aynı zamanda maddenin yükünden bir kurtuluş anlamına da geliyor. Gelecekteki insanın artık ellere ihtiyacı olmayacak. Artık hiçbir şeyi düzenlemek ve işlemek zorunda kalmayacak, çünkü maddi şeylerle değil maddi olmayan enformasyonlarla ilgilenecek. Ellerin yerini parmaklar alacak. Yeni insan eyleme geçmek yerine sadece parmaklarını oynatacak.
Reklam
70. Mektup
Tiran, adamı bir kafese koymuş ve sanki vahşi bir hayvan besler gibi beslemiş. Biri yemek yemesini öğütlediği zaman adam, “insan soluk aldığı sürece her şeyi umuma bilir!” demiş. Bu iş doğru olsa bile, yaşam her pahaya satın alınmamalı. Edinilecek kârlar nice büyük, nice kesin olsa da, güçsüzlüğümü açıkça itiraf ederek elde etmek istemem onları. Demek ben ölmeyi bilen insanın üstünde kaderin hiç de güçlü olmadığını düşünecek yerde, yaşayan insanın üstünde kaderin her şeye gücü olduğunu düşünmemeliyim, öyle mi? Not: Rodoslu Teleshorus’u dostu kral Lysimachus ölüm cezasına çarptırmış, ama önce burnunu ve kulaklarını kestirip bir kafese kapatmış ve bir hayvan gibi beslemiş onu. Sonra açlığa mahkum etmiş ve ölüme terk ederken halka teşhir etmiş. -ç.n
Sayfa 242 - JaguarKitabı okuyor
8 milyon yıl önce
Yeryüzünde yaşamış fakat insan dışında hepsinin de soyu tükenmiş insansı/beşer türlerinin sayısı 30'a ulaşıyor. Fakat insanın homo sapiens dışında hiçbir homo türü günümüze ulaşamıyor. O zaman Yaratıcının "Âdem'i seçtik "(3:33) demesindeki hikmet de anlaşılıyor. Allah bilir ama Âdem, günümüzde bilinen bu beşer türleri içinden seçilmiş olmalı .
İnanın bana, dinler, ahlak dersi vermeye kalkıştıkları ve birtakım emirler yağdırdıkları andan itibaren yanılırlar. Suçluluğu yaratmak ve cezalandırmak için Tanrı zorunlu değildir. Benzerlerimiz, kendimizin yardımıyla yeterlidir bunun için. Son Yargı'dan söz ediyordunuz. Bırakın da saygıyla güleyim buna. Gözümü kırpmadan bekliyorum onu. Daha kötüsünü tanıdım ben, insanların yargısını. Onlar için hafifletici nedenler yoktur, iyi niyet bile suç olarak düşünülür. Hiç tükürük hücresinden söz edildiğini işittiniz mi, bir halkın dünyanın en büyük halk olduğunu kanıtlamak için son zamanlarda icat ettiği hücreden? Tutuklunun içinde ayakta durduğu, ama hiç kımıldayamadığı daracık bir dört duvar. Onu çimentodan kozasına sımsıkı kapatan sağlam kapı çenesinin hizasında durmaktadır. Bu durumda adamın ancak yüzü görülür ve gelip geçen her gardiyan bu yüze ağız dolusu tükürük atar. Hücrede sıkışıp kalan tutuklu, gözlerini kapamasına izin varsa da, yüzünü silemez. Alın size, azizim, bir insan icadı. Bu küçük şaheser için Tanri'ya ihtiyaçları olmadı insanların Öyleyse? Öyleyse, Tanri'nın tek yararı, masumluğu güvence altına almaktır ve ben dini daha çok büyük bir temizleme girişimi olarak görürüm, zaten onun özü bu olmuştur, ama kısaca, ancak üç yıl süreyle, o zaman da adı din değildi onun. O zamandan beri sabun bulunmuyor, burnumuz pis ve karşılıklı olarak burnumuzu siliyo- ruz. Hepsi tembel, hepsi cezalı, üzerlerine tükürdük mü yallah boğuntu hücresine! ilk kim tükürecek oyunudur bu, o kadar. Size büyük bir sır söyleyeceğim, azizim. Son Yargı'yı beklemeyin. Her gün içindeyiz onun.
Sayfa 79 - Albert CamusKitabı okudu
"Gurur ve gösteriş farklı şeyler, ama sık sık aynı anlamda kullanılıyorlar. İnsan gösteriş düşkünü olmadan gururlu olabilir. Gurur daha çok kendimizle ilgili görüşümüze bağlıdır, gösteriş ise bizim hakkımızda başkalarına ne düşündürtmek istediğimize."
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.