Yeryüzünde kibir ve çirkin bir entrika (düzeni kurdular).Oysa ki her çirkin entrika sadece onu çevireni çepeçevre kuşatır: bu durumda onlar, öncekilere uygulanan ilahi uygulama dışında başka bir şey mi bekliyorlar? Ve sen Allah'ın yasasında bir başkalaşma göremezsin; evet sen Allah'ın yasasında bir sapma da göremezsin. Eğer Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden (hemen) hesaba çekecek olsaydı, yer üzerinde bir tek canlı (insan) bırakmazdı; ama onları sonu yasayla belirlenmiş bir süreye kadar erteliyor; fakat süreleri dolunca artık anlarlar ki, Allah kullarını her daim görüp gözetmektedir.
Fatır Suresi
Önce şikayet edilmeyecek biri olayım..
Zaten en iyi yaptığımız işlerden biri durumdan şikayet etmektir... . . Hayatım biz yakınlarda geçiyor desem yeri. Fakat kendimiz, şikayetçi olmayacak bir insan haline dönüşmek için kırmızı kıpırdatmıyoruz. Başkalarını doğrultmaya, düzeltmeye kalkıyoruz, ama kendimiz olduğumuz yerde duruyoruz.
Sayfa 96 - Nesil YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ey insan, bu büyük kentin bir vatandaşı oldun, beş veya elli yıl daha, senin için ne fark eder? Onun yasalarına göre ikisi de her insan için eşittir. Seni bu kente getiren de ondan çıkaran da doğadır, o bir tiran veya adaletsiz bir yargıç değil, bir gösteri sahibinin bir aktörü kiralaması ve sonra sahneden indirmesi gibi düşün, bunda katlanılamayacak ne var? "Ama ben beş perdede değil, üç perdede oynadım." "Doğru diyorsun ama demek ki yaşamın tamamı üç perdelik bir oyun." Doğa kusursuz bütünü planlıyor, dün senin oluşman, bugün ise dağılman için bir sebep belirliyor, ikisinin de sebebi sen değilsin. Nazikçe git, zira seni serbest bırakan da bunu nazikçe yapıyor.
Sayfa 176 - Can Yayınları - 1. BaskıKitabı okudu
"Ama insanoğlu yenilgi için yaratılmamıştır" dedi. "İnsan yok edilebilir ama yenilemez."
Cömertlikle Alınan İntikam
En çok intikam anlarında parlarım. İntikamdan kaçınmam ama onu geliştiririm. Onu duyulmamış bir cömertliğe çevirir ve itibarımı yükseltirim.
Sosyal bir eş­kiyanın kendi bölgesindeki ve hatta başka bölgelerdeki köylülerin -ama toprak ağalarının değil- ürünlerini yağma etmesi dü­şünülemez. Bu farklılaşma pratikte pek belirgin değildir. Bir sos­ yal eşkiya kendi yetiştiği bölgenin sınırlarından çıktığında adi bir hırsız gibi de davranabilir. Gene de aradaki farkı iyi analiz etmek gerekir.
Sayfa 12
Reklam
1919 a kadar böyle geçti. Biraz kendimizi toparladık. Bu sefer, Yuna­nistan ordusu İzmir'e çıktı. Türkiye ile savaş başladı. Huzurumuz ge­ne kaçtı. Dağlarda eşkiyalar çıktı yeniden. Köylere geliyorlardı ara sı­ra. Ama öyle ev yakma, insan öldürme yoktu.
Bizden Sonra Çakırdikenleri
Saatler masumdur. Günler, aylar masumdur. Ama sonunda hepsi bir olup karşısına çıkan her şeyi öldürür. İnsan yüne de bu kumarı sürdürür.
Sayfa 61
Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi, Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan.
Kemal Tahir ve Devlet Ana
Devlet Ana yine tarihsel bir roman olmakla birlikte yazarın diğer tarihsel romanlarından ayrılır, ama çok daha eski bir çağı konu edindiği için değil, tür bakımından ötekilerden farklı olduğu için. Yakın geçmişe ait dönemlerin seçildiği, özellikle Kurt Kanunu, Yorgun Savaşçı ve Yol Ayrımı'nda yazarın kaygısı tarihsel doğruluktur ve bundan ötürü tarihsel olaylara ve belgelere öylesine abanır ki yer yer sanatsal sorunların ikinci plana atıldığı bir belgesel gerçekçiliğe yönelir. Devlet Ana'da ise başkadır Kemal Tahir'in amacı. Kendinin de söylediği gibi, Türkiye'de çökmüş bir imparatorluğun yarattığı aşağılık duygusunu silmek ve Osmanlı insan tipini, onun erdemlerini, devlet kurma yeteneğini belirtmek ister. Yani tarihsel doğruluktan çok ideale yönelir ve bundan ötürü romans özellikleri ağır basan bir anlatı yazar. Göreceğimiz gibi kurgulamada ve kişilerin çizilişinde bu idealleştirme kaygısı apaçık ortadadır.
Sayfa 211 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.