Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Create Post
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.36.27
Agora Kristof’un otobiyografik kitabı. Çocukluğundan yazar olma sürecine kadar deneyimlerini dile getiriyor. Aile ilişkileri, Rus işgalinin Macar toplumu üzerindeki etkileri ve Fransızca ile imtihanıyla nasıl bir hayat sürdüğünü görüyoruz.
Büyük Defter’den sonra zaten hayran kaldığım yazarın bu kitapta okuduğumuz anılarının etkisini zaten kitaplarında seziyorsunuz. Sovyet Ordusunun Macaristan’ı işgal etmesinin etkileriyle yoğun bir şekilde harmanlanan edebiyatlarında sık sık Stalin hayranlığın baskısını hissediyoruz.
Kısacık bi özgeçmiş olup, çerez gibi okunuyor. Etkileyiciliği tartışılır ama Büyük Defter öncesi okunursa sağlıklı olabilir.
Her Kalp Kırılır-Colleen Hoover
Bu kitap benim için tam bir hayal kırıklığı oldu.Aslında ben bu kitaba 10 puan vericekdim.Çok sevdiğim bir kitapdı.Ama daha sonra kitap sonunu okudum ve paramparça oldum.Kitap sonunda ana karakterlerimizden Samson'un acı itiraflarından sonra kitabı aff edemedim.Yine de okumanızı tavsiye ederim.Finalde karşılaşıcağınız itiraflar canınızı yakmazsa kitabı seveceğinizi düşünüyorum.
RAHİP
Günahlarımız için bizi bağışla.
GECE YARISI AYİNİ
Ruhumun hiçbir şeye ihtiyacı yok.
312 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
RAHİP
Günahlarımız için bizi bağışla.
GECE YARISI AYİNİ
Ruhumun hiçbir şeye ihtiyacı yok.
Kitaba başlayarkən girişi oxumadım, sona saxladım, yaxşı da elə etmişəm, kitabların arxasını oxumağı da sevmirəm, məncə sevdikdən, bitirdikdən sonra oxunmalıdı. Kitab rahat oxunur. Mən yazarın qələmini də sevdim, zatən kitablarından oxumaq istəyirdim, bununla başladım. İncələməmdə də spoiler var. (Əslində əvvəlcədən araşdırmış biri üçün olmaz,
Nazi Almanyası’nda Yahudilerin toplama kamplarına ve gettolara naklinden sorumlu Otto Adolf Eichmann’ın Arjantin’de yakalanıp yargılanmak üzere İsrail’e getirilmesini ve Kudüs Mahkemesi’nde yargılanışını anlatıyor Arendt bu kitabında. Kitabın beni etkileyen iki unsuru; kötülüğün düşünmeyi, muhakeme gücünü kullanmayan, ufak ya da büyük kendi
Sinan Canan gibi düşün ve düşünüp arastirdiklarini yüce gonullulukle toplumla paylaşanlar artsa keske. Kitap değindiği konuların hemen hemen hepsine dair rahatsizligim ve düşünmelerim vardı. Halen de olacak, ama bu kitapla kafamın içinde yeni alanlar açıldı diyebilirim.Olabileigince basit bir dille ve güzel bir üslupla yazılmış. Herkesin okuyabilecegini düşünüyorum. Ancak belli bir düşünsel alt yapısı olmayanlara ya da düşünmeyi sevmeyenlere sıkıcı gelecektir. Düşünmeyi sevmeyenlerin bu kitabın önüne gelebileceğini sanmıyorum gerçi. Kitap , İnsanın fabrika ayarlarından önce yazılmasına rağmen, zihni hazirlamak adına onlardan sonra okunmalı gibi geldi bana. İyi okumalar dilerim.
188 syf.
1/10 puan verdi
Berbat. Aşırı kötü. Bu kitap nasıl popüler oldu böyle, demek isterdim. Ama diyemiyorum, biliyorum. Hazreti Yusuf filmleri çıktığı zaman televizyonda bunları izleyip etkilenen ve yaşamını pek de bir kitap okumaksızın idame etmiş olan menopoz dönemlerindeki ev hanımlarını düşünün. Doğu illerinde lise ikinci sınıf öğrenimine devam eden ve özel hayatlarında da herhangi bir muhakemeye yönlendirici türden önerme ile o güne değin karşılaşmamış yarı-marjinal kızları aklınıza getirin. Aynada yüzler telefonla kapatılarak çekilen selfie'lerin sahiplerini anımsayın. Hedef kitle bunlar. Mevlana'nın suyunu son damlasına kadar sıkmakta olan Elif Şafak'ı ve geride bıraktığı sufizm posasını hayâl edin. Bu posayı bir gün Ahmet Hakan'ın bulduğunu ve, "Belki ben de TED'de konuşurum lan!" diyerek kitap yazma kararı aldığını kurgulayın. Sonra ise Ahmet Hakan'ın bu işi beceremeyerek yardımcı olması için Erdal Demirkıran'ı aradığını tasavvur buyrun. Aha kitap da işte bu. Şu güne kadar mevzubahis kitabın oranında yan sanayi mamûlü bir metayı tüketmiş değil idim ve ağzımda kalan tat o denli kötü oldu ki, şimdi gidip dişlerimi fırçalamayı ve ardından gargara yapmayı planlıyorum. İçinde yaşadığımız toplumun insanlarına bak ya; Sibel Can klibi gibi kitabı almışlar, hangi sıralamaya getirmişler... Alacağınız olsun.
Ben zhu'ya çok sinir oldum gerçek ismini de öğrenemedik gerçi ama. Ya ben azametli hayat için adam öldürmeni anlamadım zhu. Her şey yapılmaz bi yolda, bi yerden sonra beni sıktı son 40 sayfayı 4 günde okudum. Kitaba ayılıp bayılmadım. Ouyang'a gereksiz bi sempatim var bi de sanki cok iyi bi karaktermis gibi. Ma ve Zhunun iliskisini sevmedim homofobik de değilim sadece sevmedim gereksiz buldum
304 syf.
10/10 puan verdi
Uzun zamandır hatta muhtemelen hiç bu kadar hoşuma giden bu türde bir kitap okuduğumu sanmıyorum. Her şey o kadar tatlı ve samimi ilerliyor ki. Karakterlerin arasındaki ilişki, diyaloglar samimiyetleri,… Her şey olabilecek en ideal ölçüde ayarlanıp bir araya getirilmişti. Kitapta bir sürü film müziği olması ve bunların kitapla o kadar iç içe
"Çocuklar, 𝐌𝐞𝐬𝐜𝐢𝐝-𝐢 𝐀𝐤𝐬𝐚 Müslümanlar için çok önemli bir yerdir. Burası bizim 𝐢𝐥𝐤 𝐤ı𝐛𝐥𝐞𝐦𝐢𝐳𝐝𝐢𝐫."
Selamlar
Büşra Sevim kaleminden #meraklızeytinkudüste kitabıyla geldim. Biz kitabı çok ama çok beğendik. Beğenmemek mümkün mü? Çocuklara ilk kıblemizi, Kabe'den sonra ikinci mescidimizi tanıtmak, önemini vurgulamak için harika bir eser ortaya çıkarmış yazarımız. Gerek yazarımızın dili gerekse çizimlerle çok güzel desteklenmis. Ayrıca 3 boyutlu maketler ve kitabın sonundaki soru-cevap, ara-bul etkinliklerini yapmak da ayrıca keyif verdi. Hem eğlendik hem öğrendik. Kesinlikle okuyun ve çocuklarınıza okutun.
Meraklı, Kudüs'ün manzarasını ve özellikle altın kubbenin parıltısını izlemeyi çok seven bir zeytindir. Bir gün, sevimli bir kız olan Zeynep ile karşılaşır ve onunla birlikte Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmeye gidebileceğini düşünür. Seslense de duyuramaz sesini. O esnada bir rüzgarla Zeynep'in çantasına düşüverir. Acaba nereye gidiyor bu kız diye düşünürken onun Mescid-i Aksa'ya gittiğini anlar.Orada, bir rehber eşliğinde Mescid-i Aksa'nın önemini ve değerini öğrenirler. Hayallerinin gerçekleştiğini hisseder. Herkesin dua ettiği ortamda, Meraklı da hayali gerçekleştiği için Allah'a şükreder ve Mescid-i Aksa için dua eder.
Ve sıradaki yolculuk Mescid-i Nebevi'ye ziyarettir. Acaba orada neler yaşayacaklardı?
Bu son soru sanırım bize ikinci bir kitap habercisi heyecanla bekliyor olacağım.
Zeynep...
Okumaya aşık bir kız çocuğu...
Okuduklarını yaşamaktan korktuğu için aşktan korkan, aşktan kaçan bir kadın...
Ama hayat o kadar acımasız ki okuduklarını yaşamaktan korkan kadına "keşke okuduklarımı yaşasaydım da şimdi böyle olmasaydı." dedirtiyor.
Ahh be Zeynep!..
İlk başta gülerek başladığımız hayatının böyle bir fırtınayla savrulması şart mıydı?
Yaşadığın acının içinde başkalarının acısına üzülüp "Sahip olduğum iyi ve güzel ne varsa sorgulamadan kabullenmiştim o güne kadar. Şimdi felaket kapıyı çaldığında neden ben diye sorgulamaya hakkım var mıydı?" diyerek kendinle hesaplaşan, çocuğunun oynadığı bir oyunla hayata yeniden tutunman gerektiğini anlayan güçlü ama kırgın bir annesin sen.
"Bazı anneler için için ölür çocuğuna hissettirmeden.
Ah anneler, ne çok yandı canınız!" alıntısını iliklerime kadar hissettirdin. Ve seni okudukça kitapta da geçtiği gibi "Gece yastığa başımı koyduğum an en kötüsüydü, gün boyu bastırmaya çalıştığım düşüncelerin istilasına uğruyordum."
Senin hikayenden sonra uyusam buna hakkım var mı?
#asimonicamccarty #monicamccarty #highlanderuntamed
Herkese merhaba serisi 1 kitabı asi ile sizinleyim uzun zamandır yazarı okumuyordum neredeyse 4 yıl olmuştur ama bu aralar Hem böyle bahar'ın gelmesi hem de havaların güzel olması ile birlikte aşk Kitabı okumak istedim.Rory Macleod ve Isabel Macdonald iki düşman İskoç klanı çocukları.
Sunu soylemeliyim ki bu zamana kadar hic devam kitaplari okumadim. Bu benim icin bir ilkti cunku dili gercekten cok akiciydi. Basladiktan sonra elimden hic birakmak istemedim. Gercekten kitabi zevk alarak okudum gayet guzeldi. En sevdigim yerler ise ters koseleriydi. Bolumler kisaydi tam olarak cerezlik bir kitap.
Dedigim gibi bu kitap kotu degil ama ilk kitaba kiyasla daha az begendim. Okuyacaklara iyi okumalar dilerim.
Hani bazı insanlar vardır ya ailesine asla hayır diyemez, bundan hoşlanmadım, yapmak istemiyorum ya da en basitinden annesine canım şu yemeği çekiyor bile diyemez... İşte Valancy, tam olarak öyle bir kız. Aile dediğimde zaten Valancy'nin anası ve babasının Bir sürü kuzeni falan filan. Nedense bunların çoğu da aynı evde yaşıyor. Babası da ölmüş.
Valancy, böyle süs köpeği gibi yaşarken kalbi ağrıyor diye gizlice doktora gidiyor ve daha sonra doktordan gelen bir mektup ile en fazla bir yıl ömrü kaldığını öğreniyor. Sonra da aman zaten ölecem bari kafama eseni yapayım diyerek bütün aileyi şok edecek hareketler yapıp söylemler de bulunuyor. Ve başka başka şeyler de yapıyor ama onları da anlamayayım bari.
Valancy'nin isyanına kadar olan kısımları okurken daraldım resmen. Valancy'nin ailesi o kadar bebart ki anlatamam. Kızın annesi başta olmak üzere hepsini tokatlamak istemedim. Valancy sessiz kaldığı için onu da tokatlamak istedim de neyse ki sonradan düzeldi.
Çirkin değildi kitap ama okumasam da olurdu. Alın almayın diyemem o yüzden
