"Geceler kurşun gibi iner üstüme birden Hayalin çıkıp gelir uzaklardan karşıma Sonra yorgun yüreğimi bir kara sevda tutar Ama sen duymazsın duyduğumu"
Alarmınızı sabah her zamankinden 10 dakika öncesinde kurun. Telefonu bırakın ve asla elinize tekrar almayın. Yatakta oturun, kapatın gözünüzü. Bugün nasıl hissettiğinizi anlamaya çalışın. Sonra o hissi koruyun. Hiçbir iltifatta, hakarette sizin o hissinizi değiştirmesin İnsanın kendi merkezinde olması böyle bir şeydir. Birini düşünün, işte arkadaşı çok mutsuz, onla mutsuz oluyor. Arkadaşı evlilik teklifi almış, onla heyecan duyuyor. Eve geliyor babası bir şey diyor,onla hayal kırıklığı yaşıyor. Soruyorum, bu insan ne zaman kendi gibi hissediyor? Birçoğumuz böyleyiz işte. Kendimize ait bir merkezimiz yok. Hiçkimsenin heyecanını paylaşmayın demiyorum. Ama kendinize ait bugünün bir enerjisi olmalı. Onu korumakla yükümlü olmalısınız. Bu olmazsanız gününüz başka kişilerin hislerine bağlı kalır. Sabahlar önemli, ne hissettiği Ne hissettiğinize karar verecek bir vaktiniz olmalı. Bu yüzden bunu sabah yapmalısınız. Sadece kendinize nasıl hissediyorsunuz sorun. Yatakta gözünüz kapalı en azından 2-3 dakika bir hiçlik yaşayın. Sonra nasıl hissedeceğinize karar vermek isterseniz, bu da serbest Başka insanların hislerine bağlı yaşamak, başka insanların hayatlarını yaşamakla eşdeğerdir. "Hiçlik" kıymetlidir. Hem de çok kıymetli. Sabahları hiçliği yaşarsanız, ömrünüz değişir. Hz Mevlana derki; İnsanın çömlekten farkı olmamalı,nasıl ki çömleği ayakta tutan dışındaki biçim değil,içindeki boşluk ise,insanı ayakta tutanda benlik zannı değil hiç'lik bilincidir.
Reklam
"Nefret ettiğin şu insanlardan daha baskın çıkmışsın kendine karşı. Onların yapamayacağı kötülüğü yapmışsın kendine. Sevginin kökünü kazımışsın içinde... Sade yalnızlığın için çalışmışsın, büyük duvarlar örmüşsün çevrene, ama sonra bir bakmışsın ki duvarların içinde kimse yok."
İnsan sevildiği gözden düşünce kocaman bir karanlığa, yapayalnızlık çukuruna düşüyormuş. Gözleri, içinde en güzel anları saklayan pırıl pırıl gözleri bir kez olsun ona bakmayınca, elleri, ruhunu ısıtan elleri elleriyle buluşamayınca, bir zamanlar onun için deli gibi atan kalbini sımsıkı sarılıp hissedemeyince en büyük kalabalıklarda dahi olsa
Uzun süren yalnızlıktan sonra biri kalbimde çiçek açtırdı. Ama meğer o çiçekleri aylardır koparmaya çalışıyormuş.. Anlamamışım.
Bir fotoğraf, binlerce düş
Arşivimi kurcalarken bir fotoğrafı belirdi önümde. Sendin. Yüzündeki yıllarımı feda ettiğim gülümsemen. Benim gözlerim dışında herkese bakan o cennete tutsak eden gözlerin belirdi. O fotoğrafın sesi yoktu, ama kulağımda hayatımdaki en güzel melodinin sesi yankılandı. Ellerini tutmak isterdim, sarmaşık gibi sarardım bir ömür seni. Ama sonra gerçeklik kafama dank etti, sen beni sevmiyordun. -lenciy
Reklam
Venüssel
Genelde kitapları okuduktan sonra toplu alıntılar paylaşıyorum ama ara ara hoşuma giden alıntıları da okurken eklerim.. :))
Yeni yasa teklifi haftaya mecliste Sağlıkçıya eğitimciye şiddete af yok deniyor. Bugün gencecik bir öğrenciyi kopardılar hayattan Birinin trafikte önüne kırıp camını kırıp sileceğini koparmışlar Yazık günah değil mi bunlara. Okuyup üflüyoruz Bizi bazı kutsal kitaplar korumuyor El açıp dua ediyoruz Bizi Allah korumuyor. O kurallarını baştan yazmış
İlk sayfamı boş bıraktım… Belki daha güzel hissettiğim zamanlarda kullanırım diye. Yani böyle bir giriş olsun istemedim. Hissettiklerim, düşündüklerim, yaşadıklarım, mantığım, kalbim her birisi öyle farklı alemlerde ki dört bir yandan savaş var içimde. Ve öyle ki onca kalabalıkta yalnız hissediyorum. Yabancılaştım gibi. Sonra bir anda her şey normale dönüyor. Ama böyle kısa bir mola gibi sanki beni sakinleştiren şeyler galip geliyor. ve daha sonra tekrar savaş başlıyor içimde bu sefer de öyle bir an geliyor ki bana kötü hissettirecek tüm etkenler galip geliyor. Ben de arayış içindeyim içimdeki barışı sağlayacak her şeye tutunmak istiyorum. Ama zayıfım işte gerçekten bu çıkmazı ben yaptım kendime. Düşüncelerimle bir çıkmaz oluşturdum. Ve yaşıyorum. Yaşadıklarım değil beni bu hale getiren. Bir suçlu sectim artık ve sürekli suçluyorum. O da benim işte . Bir insanın kendi ile verdiği savaşın galibi yok sanırım. Ben de kendimle savaşıyorum tek bir kapıya çıkıyorum ve de tek o kapı beni tatmin ediyor. O kapıda kalabilirsem eğer kurtulacağım, biliyorum. Evet evet tevekkül etmek benim ilacım, içimdeki savaşın beyaz bayrağı. Başka yolu yok en nihayetinde. Biraz uzun sürdü veya sürüyor. Memnuniyetsiz biri olmak istemiyorum hayatımı bu şekilde yaşamak da istemiyorum. O yüzden ilacimi kendime yüksek dozda yüklemem lazım umarım başarabilirim.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.