Daha dün değil miydim çocuk
Evet, belki yarım,
Belki biraz buruk
Ve babasız bir çocukluk,
Belki olmayan bir çocukluk,
Hiç yaşanmayan
Ya da yaşanamayan bir çocukluk
Ama içtendi gülüşlerim,
Güldüğüm zaman
Ve kolaydı mutluluklarım,
Bir oyuncak alındığı zaman
Ne çabuk geçti zaman,
Beni almadan, unutarak
Büyüdüm
Ama hala küçüğüm
Çünkü yaşıyorum hala hayallerle avunarak,
Hayalle gerçeği ayıramayarak
Murat Şahan
#kitapyorumu #seldaileoku
#sandığınkişideğilsin
ÇOCUKKEN KAÇIRILDINIZ VE AİLENİZ DİYE BİLDİĞİNİZ KİŞİLERİN ASLINDA SİZİ KAÇIRANLARIN OLDUĞUNU KEŞFETTİĞİNİZDE NELER OLUR?
.
İyiki kaçırmışlar,iyiki o insanların içinde olmamış, iyiki... Kim, yatsın kalksın kaçıran kişiye dua etsin.
.
İçimizdeki Işık Kilisesi...Bu yol ışığa gider. Işığınız batsın
Gerçeğe ulaşma hakları ellerinden alınmış, milyonlarca çocuğun olduğu ama çocukluğunu yaşayamayan milyonlardan sadece ikisinin hikayesi. Dostluğu sevgiyi sadakati doruklarda hissedeceğiniz bir sanat eseri. Okurken tüylerimin diken diken olduğunu gözlerimin dolduğunu söylersem kitabı okuyan kimse garipsemeyecektir. İyi ki okumuşum dediğim kitaplara bir yenisini eklemenin sevincini kitabın bittiğinin burukluğunu yaşıyorum.
Tek kişiydik acıda sevinçte
Aynı renk, aynı koku, aynı tat
Aynı külçedendi belleğimizin altını
Ama sen iyice ölüsün
İyice yalnızım bense
Kötü budandım.
Yaşıyorum ya
Yokluğa karşın...
Adı Ayten’di. Kaynamakta olan tencerenin kapağını açacakken öylece kalakaldı. Uzaklara bakma istemine yenik düşünce de pencereye doğru döndü, ama bakışları harabe bir binanın duvarına çarpmıştı. Acıdan yapılmış bir ses tonuyla “Böyle bir hayatı niye yaşıyorum” diye mırıldandı. Yüreği artık sancıdan bir dikenli yumaktı. Tencere taşmaya başlayınca da dönmek zorunda kaldı. Kapağı tutup kaldırdı. Yemek kokuları arasında o soruyu unutuluşun kuyusuna gömmüştü. Kaşığa uzandı ve her zaman yapmakta olduğu şeyleri tekrardan yapmaya başladı…
Ama siz,” diye karşılık verdi yüzünde ciddi bir endişeyle.
"Yalnızca bu inançlarla ve bir anlam olmadan nasıl yaşayabilirsiniz?" İşaret parmağını bana doğru salladı. "İyi düşünün. Sizden daha büyük bir şey olmadığı inancıyla nasıl yaşayabilirsiniz? Size bunun mümkün olmadığını söylüyorum. Bu karanlıkta yaşamak
gibidir. Bir hayvan gibi. Her şey yok olacaksa hayatın ne anlamı
var ki? Benim dinim, anlam, bilgelik, ahlak, ilahî rahatlık ve bir yaşam tarzı sağlıyor bana."
"Bunun akılcı bir karşılık olduğunu düşünmüyorum, Haham. Bu şeyler anlam, bilgelik, ahlak, iyi yaşamak, Tanrı'ya olan inancımıza bağlı değildir. Ve evet, elbette, dinî inançlar kendinizi iyi, rahat, erdemli hissetmenizi sağlar, dinlerin amacı tam olarak budur. Bana nasıl yaşayabildiğimi soruyorsunuz. İyi yaşadığıma inanıyorum. İnsanlar tarafından üretilen ilkeler bana rehberlik ediyor. Doktor olarak ettiğim Hipokrat yeminine inanıyorum ve kendimi başkalarının iyileşmesine ve gelişmesine yardım etmeye adıyorum. Ahlaklı bir hayat yaşıyorum. Etrafımdakilere karşı merhamet duyuyorum. Ailem ve arkadaşlarımla sevgi dolu ilişkiler yaşıyorum. Ahlaki bir pusula için dine ihtiyacım yok."