Aman Tanrım, bana ne oluyor? Gözlerimi kapıyor, her şeyin saçma , her şeyin bomboş olduğunu görüyorum.
ISTANBUL TÜRKÜSÜ
Istanbul’da, Boğaziçi’nde, Bir fakir Orhan Veli’yim; Veli’nin oğluyum, Târifsiz kederler içinde. Urumelihisarı’na oturmuşum; Oturmuş da bir türkü tutturmuşum: “Istanbul’un mermer taşları; Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları; Gözlerimden boşanır hicran yaşları; Edalım, Senin yüzünden bu hâlim.” “Istanbul’un orta yeri sinama; Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama; El konuşur, sevişirmiş; bana ne? Sevdalım, Boynuna vebâlim.” Istanbul’da, Boğaziçi’ndeyim; Bir fakir Orhan Veli; Veli’nin oğlu; Târifsiz kederler içindeyim
Reklam
Kök ailelerin de içinde olduğu istismar ve suistimal durumlarında, kadınlar da erkekler de şunu yapabiliyor: "Ailenle belli seviyede görüşeceksin!" Bu durum evlenmeden önce hiç gündeme gelmiş bir konu değilken üstelik eşlerden biri diğerinin ailesiyle nişanlılık döneminde canciğer kuzu sarması iken evlendikten sonra hem kendisi ilişkiye
Maraş’ta yazılan destan
Maraş’ın Şekerli Camii civarında şiddetli bir sokak çatışması oluyordu. Bir aralık yanımda bir kadın belirdi. Bir eliyle bir gaz tenekesi taşıyor, öteki elinde birkaç altın tutuyordu. Halinde büyük bir telaş ve heyecan vardı. Yalvarır bir sesle: “Aman Paşam”diyordu, “evimin bitişiğindeki evde Fransız ve Ermeni kuvvetleri var. Oradan size ateş ediyorlar.İşte şu bir teneke gazı getirdim. Benim evimi yakın ki, onların barındığı ev de yansın! Bu paraları da yakan yiğide ödül olarak verin!”
"Aptal romantik!.." Yine gülüşmeler. Bu yılışmalar arasında bazen kendisini kuş gibi hafif hissederek ayrıması, hep o tezkiye umuduna koşması da pekâlâ bir çıkar yol olabilir. "Yine mi, aman Allah'ım artık dönelim çok yoruldum!" Hastaydın. Güçsüz, bitkin, soluksuzdun. Uzun gezilere çıkamazdın. Sanınm yavaş yavaş acı vermeğe başlamıştı. Yine de, "evimize gidelim" diyebiliyordun. Aynı anda birlikte söyleyebildiğimiz biricik sözcük buydu. "Dilersen git artık. cankurtaran simidi gibi sarıldığın o geziye çık." "Kahretme lütfen," "Hayır hayır, içtenlikle söylüyorum gidebilirsin." "Tamam kabul, aptal bir romantiğim." "Asıl kahırlanan sensin." "Ne istiyorsun benden, lütfen açıkça söyler misin?" "Açıkyüreklilikle söylüyorum, senden istediğim birşey yok." "Öyleyse nedir bu saçmalıklar?" "..." "Sanırım en büyük silahın bu, susmak." "Hayır." "Evet evet, hep onun telkinleriyle, neymiş efendim, otuzbeşinden önce evlenmemeli!" "..." "Net bir evlilikte, net bir insan istiyorum, her genç kız gibi gelinlik giymeğe hakkım yok mu benim?"
Aman aydınlanırsınız falan maazallah xd
Sen düşünme korkağısın, küçük adam, çünkü doğru dürüst düşünmek güçlü beden duyumsamalarıyla birlikte ortaya çıkar, oysa sen bedeninden korkuyorsun, küçük adam.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.