Üzün tanınmaz halı
Yenə səhər… Yenə həmin gün şüası Evdəki tozu göstərir. Yenə axşam…
"Bu - aman ne saçma yani -" Mektubu Harry'ye attı. Harry mektubun elyazısıyla yazılı olmadığını, Gelecek Postası'ndan kesilmiş harflerden oluştuğunu gördü. AşağıLık bir kıZSın. HaRRy PottEr çok daha iYisine LayıK. NeREden gEldiYsen oraya dÖn, mUggle. "Hepsi böyle!" dedi Hermione ümitsizce, mektupları bir bir açarak."
Reklam
Bu ellerde gez gayri aman Kâtip ol da yaz gayri aman Bir kazma al bir kürek aman aman Mezarımı kaz gayrı
Yoruma bir Neşet Ertaş türküsü bırakabilirsiniz
Zülüf dökülmüş yüze aman Kaşlar yakışmış göze aman aman Usandım bu canımdan aman aman Derd ile geze geze Usandım bu canımdan aman aman Derd ile geze geze Gün doğdu aştı böyle Gönlümüz coştu böyle aman aman Sen orada ben burda aman aman Ömrümüz geçti böyle Sen orada ben burda aman aman Ömrümüz geçti böyle Bu ellerde gez gayri aman Kâtip ol da yaz gayri aman Bir kazma al bir kürek aman aman Mezarımı kaz gayrı Bir kazma al bir kürek aman aman Mezarımı kaz gayrı
"Aman, Harry, çok belli değil mi? dedi Hermione sabırsızca. "Kıskanıyor!" "Kıskanıyor mu?" dedi Harry inanamayarak. ... "Bak," dedi Hermione sabırla, "ilgiyi toplayan hep sensin, bunu biliyorsun." ... Ron'un evde de bir sürü kardeşiyle rekabet etmesi gerekiyor. Sen onun en iyi arkadaşısın ve çok ünlüsün - insanlar seni gördüğünde o hep bir kenara itiliyor, o da buna katlanıyor ve hiç lafını etmiyor, ama sanırım artık bu bardağı taşıran son damla oldu..."
Bu site de tıpkı diğer bütün siteler gibi sıradan bir sosyal mecra. Yani çokta kasmamak lazım. Aman şu beni takipten çıkmış , şu takibe almış , şu düzenli aralıklarla takibe alıp bırakıyor , şu yorum yapmış bu bunu demiş vs... Arkadaşlar yorulursunuz akışına bırakın :D
Reklam
Ölmeden evlendiğimi görecekmiş... Ay ve güneşe rakip ‘Çaput’ isimli, ışık kaynağı bir gezegen daha ortaya çıkacakmış. Aman ölmeden onu da gör!
Dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne Aman umutsuz bir yer olmasın
GELİR ELBET BUDA ZAMAN
Seni öpebilmek istemiştim, İstemişlik işte daha bir şey gelmedi elimden. Bir ergen gibi otuz yaşlarında ben, Gözlerine baka baka utandım. Ama işte kendimi kandıramam, Sana sesim hiç bir şekil gitmese de, Aşığım ben sana hemde benden fazla. Aklımda kurguladığım her şeyi yapmak istedim, Belki sende bunu bekledin. Bir günlük yaşam işte böyle, Gelip
Demek yarın çatkapı geleceksin Aman ne iyi
Sayfa 424
Reklam
Dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne Aman umutsuz bir yer olmasın! . . . Ben ölürsem mutsuza iyi bak!
Bu kadar araba varken yokuştan korkuyoruz gene. Aman evlerimiz düzlükte olsun. Olsun, olsun da su bassın. Sel götürsün.
Sayfa 68 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
Sevemiyorum insanları. Huylarına gitmeyi, laklaklarını dinlemeyi,aman da pek içten olmalarını, sır vermelerini, ağız aramalarını, hislerini uluorta döküp saçıp etrafa, sonra üstlerine basınca seni kabahatli bulmalarını, bir latife yapsam anlamayıp bön bön yüzüme bakmalarını, arkamdan ağızlarının suyunu akıta akıta dedikodumu yapmalarını, en hakikatli, en dürüst, en ahlaklı, en iyi kalpli hep kendileri olmalarını ama bunu da böyle laf arasında sanki söylemiyormuş gibi yaparken utangaç mahcup çekingen söyleyivermelerini, sanki tek tuhaf benmişim gibi öyle olmadıklarını söylediğimde yüzüme hayretle bakmalarını, samimiyet yalanıyla küçümsemelerini, saf salak sanmalarını, ağzından arada bir küfür kaçıyor diye edepsiz bellemelerini, sıkıldığımı söyleyince aman aman pek incinmelerini, inceliklerini, arkasından konuşmuyormuş gibi yapıp en yakınlarını gözlerini kırpmadan eleştirmelerini, aldatmıyormuş gibi yapıp bacak aralamalarını, bilmiyormuş gibi yapıp laf çarpmalarını,kırılmamış gibi yapıp kin gütmelerini, hep ben, hep ben demiyormuş gibi yapıp dünyayı etraflarında döndürmelerini, her boku bildigini sanıp cahilliklerini, "aslında", "bana sora-cak olursan", "sahi ben", "geçen gün ne oldu", "o var ya o" di-ye başlayan bir türlü bitmek bilmeyen cümlelerini, gülerken gözlerini kaçırmalarını,el sıkarken sıkmamamlarını,öperken öpmemelerini,sarılırken sarılmamalarını,tüm insanca sandıkları iğrençliklerini,hepsini,her şeylerini unutmak ve bir gül yapıp kumaştan boyaya batıra batıra duvarları güllerle kaplamak istiyorum
Konuşma şiiri ( Haluk Bilginer yorumu)
Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci, Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten; Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci? Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten İyi nişan alırdı kendini asan zenci, Bira içmez ağlardı, babası değirmenci, Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen
Ülkü Tamer
Ülkü Tamer
youtu.be/eG24N-zIr-E?si=...
Büyükler sayılara bayılırlar. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. “Kaç yaşında?” derler, “Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor?” Bu türlü bilgilerle onu tanıdıklarını sanırlar. Deseniz ki, “Kırmızı kiremitli güzel bir ev gördüm. Pencerelerinde saksılar, çatısında kumrular vardı.” Bir türlü gözlerinin önüne getiremezler bu evi. Ama, “Yüz bin liralık bir ev gördüm,” deyin, bakın nasıl “Aman ne güzel ev!” diye haykıracaklardır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.