Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gelin adayları! Annelerinizin ve etrafın gazına gelmeyin. Anneler genellikle sizden çok başkalarının ne diyeceğini mühimserler maalesef. Çeyizler, eşyalar ele gösteriş için; biraz da eli çatlatmak için yapılır. "Aman şöyle de güzel çeyizi vardı..." desinler diye. Aynı şekilde erkek tarafına aldırılmak istenen şeyler de çoğu zaman hava
Sayfa 40
Okumam yazmam hak getire, kafam dersen, o da aman aman işlemiyor. Varım yoğum gönlüm, o dan ne işe yarar ki? Zavallı deli gönül, üstelik sıradan bir dilenci olmasına karşılık horozlanır da!
Sayfa 50 - İz YayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
Çatışmadan, tartışmalardan ve sorundan kaçma eğilimi, varlık ve benlik sınırlarının daralmasına neden olur. “Aman insanlar gerilmesin...” “Boş yere tartışma olmasın...” “Hakkımda yanlış şeyler düşünmesinler...” “Arkamdan konuşmasınlar...” “Kötü biri olduğum fikrine kapılmasınlar...” “Sevecen ve çözüm odaklı biri olmadığımı sanmasınlar...” Bütün bu kaygıların temelinde değersizlik hissi, kaybetme ve sevilmeme korkusu, değer görme beklentisi yatar ki hepsi aslında dönüp dolaşıp özgüven yoksunluğuna dayanır. Özgüven yoksunluğu, varlık ve benlik sınırlarının kolayca aşılmasına neden olur. Sınırları olmayan bireylerin, sağlıklı bir psikolojiyle yaşam kalitelerini artırarak sürdürmeleri mümkün değildir.
Aman hemşeriler, biz hep dolandırılmamış mıyız? Yahu bizde hiç mi akıl kalmamış? Cenab-ı Allah bizim ferasetimizi hep mi başımızdan aldı?
ithaf
Babacığım, İlk kitabımı sana ithaf etmemi istemiştin. Aman Tanrım, umarım ayakta değilsindir. Sevgiler, Karen
Reklam
Musiki fenni de hikmetdendür İlm-i ashâb-ı tabî’atdandur Bilürüm râhat-ı ervâh ammâ Mâye-i kuvvet-i eşbâh ammâ Beste-hânlık sana şâyeste degül Silsilen anlara vâbeste degül
Sayfa 63
Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasındaki 1000 altın olayı
Yavuz Sultan Selim, babasının zamanında Trabzon valisi iken bir derviş kıyafetine girip İrana gider; kasdi o memleketin ahvalini gözüyle görmektir. Tebriz şehrinde misafir olduğu handa satranç oynayıp herkesi yenmeğe başlayınca satranç meraklısı Şah İsmaile haber verilir, o da dervişi huzuruna davet eder. Sultan Selim ilk oyunda hatır sayarak yenilir, fakat ikinci oyunda Şaha aman vermeyip mateder. Şah kızar ve elinin tersile dervişin çıplak göğsüne vurarak: - Bre derbeder Aşık! Hiç Şah olanlar mat edilir mi? Edebin yok imiş! der ve Şehzadeye 1000 altın ihsan eder. Derviş huzurdan çıkıp ata bineceği sırada o 1000 altını kesesiyle beraber kimseye göstermeden binek taşının altına saklar.Aradan yıllllar geçip de Yavuz Selim Padişah olduktan ve Şah İsmaili Çaldıranda mağlup ederek Tebriz şehrine girdikten s on ra Şah sarayına gider ve Sekbanbaşı Bal yemez Osman Ağaya: - Osman Ağa!.. Şu kapı eşiğinde Şahın ata bindiği taşın altında kendi elimle konmuş bin altın vardır, helâl maldır, sana hediye ettim! Der. Herkes hayretle bakışır. Osman Ağa taşı kaldırır.. Kesesi çürümüş, bin altın bir kor yığını halinde dururmuş. Balyamez Osman Ağa bu fıkrayı anlatırken hüngür hüngür ağlarmış.. - O zamana kadar bir hikâye sandığımız satranç kıssası meğer hakikat imiş.. dermiş
Eşe dosta akıl vermek bize özgü. Akıl vermeye bayılırız. Karşımıza biri çıksın da, aman şuna iyi bir akıl verelim diye yolları gözleriz. Akıl vermeden yana bizim kadar cömert insan var mı?
Yanmışız aman Halimiz duman Yetmiyor zaman Aman aman aman
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.