Suçlar sabit fikirlerden doğar. Evliliğin kutsallığı bir sabit fikirdir. Bu kutsallıktan bağlılık duymamanın suç olduğu fikri gelişir ve bu nedenle de evlilik yasası bu tür suçlara kısa ya da uzun süreli bir ceza getirir. Ancak bu ceza "özgürlüğü kutsal" olarak ilan edenler tarafından özgürlüğe karşı bir suç olarak görülmelidir ve kamuoyuda sadece bu anlamda evlilik yasasını kınamıştır. Toplum, her bireyin kendi hakkını elde etmesini istiyor ama sadece toplumca tanınan hakkı, toplumun kendi hakkını istiyor, gerçekten bireyin kendi hakkını istemiyor. Ancak Ben, kendi erk yetkinliğime dayanarak Kendime hak veririm ya da alırım ve her türden üstün erke karşı asla tövbe etmeyen bir suçluyum. Kendi hakkımın maliki ve yaratıcısı Ben, Kendimden başka hiçbir hak kaynağı tanımam, ne Tanrı'yı, ne devleti, ne doğayı, ne de şu "ebedi insan haklarıyla" birlikte insanın kendisini, ne insansal ne de tanrısal hakkı. Hak - "kendinde ve kendisi için". Demekki Bana ilişkin olmaksızın! "Mutlak hak!" Demekki Benden kopuk! Kendinde ve kendisi için varolan! Bir mutlak! Ebedi hak! Hakikat gibi!
624 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Bu kitap, ilk insanların evriminden günümüzün yapay zeka evrimine kadar gecen tarihi süreç içinde, insanı ve insanın tarihini gözler önüne seriyor. Tarih, felsefe, savaş, bilim, cografya ve mimari ve daha sayamadığım bir çok alanda geniş bir konu yelpazesine sahip. Genel bir "dünya tarihi kültürüne" sahip olmak isteyen okuyucular bu kitabı okuyabilirler. Ama kitabı ve yazarını bir cok konuda elestirmek mümkün. En cok rahatsız olduğum durum kiitabın çevirisiydi. Anlamakta zorluk çektiğim söz dizilimleri, ve imlâ hatalarıyla doluydu. Ayrıca baskı hataları da oldukça fazlaydı. Bir diğer rahatsız edici şey de kitaptaki yazıların çok küçük olmasıydı. Bu durum kitap sayfalarının mat kalitesizliğiyle birlesince okumakta güçlükler çektim. Kitabın yazarı Andrew Marr'a gelince. Kitabın kunusu ve kronolojik akışı gercekten basarılıydı. Yazarın anlatım biçimi ve yer yer argoya kaçan betimlemelerini de keyifle okudum. Ayrıca kitabın sonuna eklediği (yazarın kitabı yazmak icin esinlendiği okuduğu ve kitapta alıntılar aldığı) kitap listesinden , kendi kitap okuma listeme birkac kitap eklememe vesile oldu. Asıl eleştireceğim nokta ise yazarın tarafsızlık sergileyememesi. Özellikle gazetecilik geçmişi olan bir yazarın bu tutumu sergilmesi, yani tarafsızlığını koruymaması beni şaşırtmıştı. Yer yer ırkçılığa varan antisempatik görüşler bile sezdim. Yazar olayları tam bir bratı medeniyeti ve liberalizm hayarnlığı çerçevesinde anlatmış. Tarihin akışını değiştiren bazı olaylara hiç değinmemiş bile. Kendi açımdan kitabı yetersiz ve başarısız buldum. Genel bir dünya tarihi kitbaı okumak isteyenlenle önermıyormu.
Büyük Dünya Tarihi
Büyük Dünya TarihiAndrew Marr · Yakamoz Yayıncılık · 2018343 okunma
Reklam
Türk Ansiklopedisi'ndeki Hüseyin Nihâl maddesi ile çeşitli dergi ve gazetelerde O'nu tanıtan yazılarda san'atkâr yönü üç beş cümle ile geçiştirilir. Şâirliğine otuz seneden fazla bir zaman önce İbnülemin Mahmut Kemâl İnal temas ettiği halde hiç bir tenkitçi ele almamıştır. Romanları da şiirinin uğradığı âkıbete uğramış Türkçülüğü
Merhaba, Yeni yazmış olduğum makalemi sizlerle paylaşıyorum. Yayınlanan adresler aşağıdadır. Kaynak gösterilerek yayınlanabilir, dağıtılabilir. En iyi dileklerimle Ali Rıza Malkoç Adres1: bit.ly/3RzhEtw Adres2: bit.ly/3IFlLQA Adres3: bit.ly/3aGw0aI Adres4: bit.ly/3PmX4uE *Dindar, kindar, inkârcı, şüpheci
Pozitivizm aslında Batı'da kiliseye karşı sürdürülen savaşın "görkemli" bir formülle noktalanmasından başka bir şey değildir. Pozitivizm, rasyonalizmin bir adım daha ileriye götürülmesidir. Rasyonalizmde bilginin kaynağı akıl diye kabul edilirken, pozitivizmde hayata deneydir deniliyor. Gerçi pozitivizme günümüzde ilk çıktığı şekliyle itibar edilmiyor, fakat onun ortaya koymak istediği zihniyet ana hatlarıyla hâlâ muhafaza ediliyor. Nitekim Sovyet astronotlarından birinin uzay yolculuğundan dönüşünde verdiği demeçte: "Oralar da tanrıya rastlamadım" demesi, tipik bir pozitivist ifadedir: gözüyle gördüğü, eliyle tuttuğu, deneyebildiği şeye inanmak, ötesini inkâr etmek...
Sayfa 49 - iz yayıncılıkKitabı okudu
Şimdi Tanrı kavramı, sonsuz derecede büyük bir varlığın kavramıdır; başka de­yişle kendisinden daha büyük (yani daha mükemmel) bir şeyin düşünülmesinin imkansız olacağı kadar büyük olan bir şeyin kavramıdır. Bu "Tanrı" kelimesinin tanımının kendisinin parçasıdır. Böyle bir varlığı tasariarnaya çalıştığımızı farz edelim. Nasıl ki tek
Sayfa 248 - Ontolojik Kanıt/AnselmusKitabı okudu
Reklam
329 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.