Öncelikle bir 'İnce Memed' rüyasını bitirmenin hüznünü yaşıyorum. Okudukça öğrendim ki bu topraklarda aslında hiçbir şey değişmedi, kısır bir döngüyle halk, köylü ezildi, yok sayıldı.. Kitapta diyor ya "Abdi ağa gitti, Hamza geldi, Hamza gidecek yeni Hamza'lar gelecek yeni Abdi'ler gelecek", hakikaten hep de öyle oldu seri boyunca. İnce Memed ile üzüldüm, telaşlandım, kimi zaman merak ettim, hem bitirmek istemedim hem de sonunu merak ettiğim için bitsin istedim. İnce Memed'i, Hatce'yi, Seyran'ı, Iraz kadını, Hürü Anayı, Ferhat Hoca'yı, Koca Süleyman'ı, Topal Ali'yi, Müslüm'ü, çocuk Memed'i, Kasım'ı, Temir'i,Öğretmen Zeki Nejad'i, Anacık Sultan'ı, yağız atı ve daha adını söylemediğim karakterlerin hepsini yaşadım, zihnimde yaşattım. Yeri geldi yarpuz, püren, portakal ağacı kokladım, yeri geldi cakirdikenlerini gördüm,ayağımla bastım, yeri geldi Ali Dağ'da, Binboğa'da gezdim, sıtmaya yakalandım, velhasıl Yaşar Kemal'in Çukurova tasvirlerini ta derinden hissettim.. Ve sonunda da sanki İnce Memed hala devam edecek, ediyor diyerekten,ruhumda güzel bir tat, anı bırakarak bu kült eseri sonlandırdım.