Ataerkil de anaerkil de olmasa sadece eşitlik olsa...
Nasıl bunca kadın, aralarında bir tane erkek bile olmadan erkeğe şiddeti konuşuyor ve üstelik bunu çözmeye çalışmak yerine tam aksini yapıyordu, biz de kendi dünyamızda bunu yapıyorduk, değil mi? Kadınların kendi haklarında dahi konuşmasına izin vermiyorduk. Her türlü şiddeti saçma sapan bir sebebe bağlıyor, içimizi rahatlatıyorduk. Şiddetle savaştığımızı iddia ederek onları sıkıyor, yediklerinden içtiklerine, giydiklerinden gittikleri yere kadar her şeyi baskılıyor, şiddeti arttırmış olmaktan başka hiçbir işe yaramıyorduk.
Sayfa 179Kitabı okudu
Ataerkil-Anaerkil Cinsiyet Rollerinin Paradigmatik Değişimi
“Bilhassa tahammül edemediğim bir şey, kadının erkek karşısında her zaman pasif kalmaya mecbur oluşu... Neden? Niçin daima biz kaçacağız ve siz kovalayacaksınız? Niçin daima biz teslim olacağız ve siz teslim alacaksınız? Niçin sizin yalvarışlarınızda bile bir tahakküm, bizim reddedişlerimizde bile bir aciz bulunacak? Çocukluğumdan beri buna daima
Sayfa 124 - Koridor YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Toplumumuzun daha çok babaerkil bir yapıya sahip olduğu görüşü egemen olmakla birlikte, bunun gerçekte böyle olup olmadığı son derece titiz bir incelemeyi gerektirmektedir. Ancak hiç olmazsa çocuklar söz konusu olduğunda toplumumuzdaki aile yapısının güçlü bir anaerkil öğeyi içerdiği söylenebilir. Çocuklara ilişkin son söz hakkı genellikle babaya ait olmakla birlikte verilen karar aslında annenin etkisinden oluşur. Üstelik toplumumuzda çocuklarla sürekli etkileşim durumda olan annedir.
Sayfa 139 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Matar’ ın(Kibele) Vasıfları Meryem Ana’ ya Miras
“Anadolu köklerinden gelen anaerkil totemler Meryem figürü ile yaşama imkânı bulur.”
Eğer öyle bir yer varsa -ki buna inanmak için birtakım temeller var gibi- oranın bir tür anaerkil ilke üzerine kurulu olduğunu göreceksiniz, hepsi bu.
Anaerkil karakter cinsel hazza düşkünlüğüyle, cinsellikten zevk duyuşuyla, erotik konusundaki hoşgörüsüyle, sanat, bilim, araştırma ve öğrenmeye düşkünlüğüyle babaerkil karakterden bü­yük ölçüde ayrılır.
Reklam
Güç kimin elindeyse, tanrı tasvirleri ona göre şekil değiştiriyor
Gerçek şudur ki, kadınların etkili oldukları dönemlerde anaerkil bir yapı oluşmakla birlikte, tanrı/tanrılar da buna göre oluşmuştur. Bunun tersi durumlarda ise, toplumda ataerkil bir yapı oluşmuş, buna bağlı olarak da erkek tanrılara inanılmıştır.
Sayfa 51
19. yüzyılda, hatta 20. yüzyılın başında, antropologlar arasında revaçta olan bir teoriye göre, insanlığın ilk zamanlarında aile ve toplum işlerinde kadınların borusu ötmüştür. Bu anaerkil düzen iddiası için birçok kanıt ileri sürülüyordu: Özellikle kadın heykelleri ve tarihöncesi sanatlardaki kadın simgelerinin yaygın temsili; Akdeniz havzasında ve ötesinde, protohistorik dönemde "ana tanrıçalar"a ayrılan önemli yer; günümüzde gözlemlediğimiz "ilkel" denen halklarda ismin ve sosyal statünün çocuklara anneden geçmesi; son olarak da dünyanın hemen her tarafından derlenmiş çok sayıda mitosta aynı konu üzerine birçok çeşitleme sunulması. Eskiden kadınlar erkekleri yönetirdi, diye anlatırlar.
Hanım Ana'nın anaerkil sertliği kendi serveti ve adı çevresine amcaların teyze kızlarıyle, dayıların halalarla, erkek kardeşlerin baldızlarıyle evlendiği kutsal bir tel örgü çekerek üreyip çoğalma işini sonunda arap saçına benzer kan akrabalığı ilişkilerinden oluşma bir kısır döngüye çevirmişti.
Sayfa 115 - Cem Yayınevi
Tanrıların kurmacasında tüm dertlerin kaynağı olarak kadın gösteriliyordu. Bu akıllara sığmayan yalanı kurdular çünkü ilk atalarımızın zamanından bu yana süregelen anaerkil düzen yıkılmalıydı.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.