ANAΓKH
Yunanca’da ‘önüne geçilemez kader’ anlamına gelen bu kavram, bu altı yüz elli küsür sayfalık başyapıtın, fitilini ateşleyen kıvılcımın ta kendisi.
Sözcük; bizzat Victor Hugo tarafından farkedilmiş, bakımsız hali insanda merhamet uyandıracak saygınlıkta bir kilisenin; belli ki Ortaçağ’da haksız yere yargılanıp katledilmiş günahsız bir
Yazar hakkında söylenecek çok şey var ama söylemeyeceğim.
Victor Hugo; 26 Şubat 1802 doğumlu, Fransa'nın romantizm akımının önemli temsilcilerinden politikacı, şair ve yazardır.
Merhaba, kitapla ilgili düşüncelerime başlamadan önce bunun bir İNCELEME DEĞİL ( çünkü bu yetkinlikte olduğumu düşünmüyorum ) kitaba dair hislerimi, düşüncelerimi açıklayacak bir yazı olduğunu belirtmek isterim. Çünkü inceleme bence daha başka bir kavram.
Kitabın ilk sayfasında kulelerden birinin karanlık bir köşesinde duvara kazınmış şu
Victor Hugo
Okuduğum en güzel kitaplar arasına giren bir başyapıt: Notre Dame'ın Kamburu.
Notre Dame’ın Kamburu (orijinal ismi: Notre Dame de Paris) Victor Hugo tarafından yazılan 1831 tarihli romanıdır. Notre Dame’ın Kamburu romantik edebiyatın en güzel örneklerinden biridir. Trajedi içeren bir aşk hikayesidir. Eserde Victor Hugo’nun eşsiz
Notre Dame’ın Kamburu
▪︎Dostluk nedir, biliyor musunuz? diye sordu.
- Evet, diye yanıtladı Çingene kızı; kardeş gibi olmaktır, tıpkı elin iki parmağı gibi iç içe geçmeden birbirlerine dokunan iki ruh gibi.
▪︎Darağacı bir kefesinde bir insanın, diğer kefesinde tüm dünyanın yer aldığı bir terazidir...
▪︎Ah! Isteseydin!.. Ah! Ne kadar mutlu