Andersen Masalları'ndan birinin daha sonuna gelinmişti ki bir tartışma başgösterdi, bunun üzerine erkek ördeklerden oluşan bir heyet yazara gönderildi. "Bize kulak ver" dediler, "ileri gelenlerimizin de dediği üzere, Çirkin Ördek Yavrusu'ndaki durum senin bildiğin gibi değil. Masalın sonunda ördeğin aslında çirkin olmadığı gibi bir anlam çıkıyor. Oysa gerçek bu değil, ördek çirkin. Hatta çok çirkin fakat o bir ördek değil, o bir kuğu. Şimdi de başımız onun küçük erkek kardeşiyle dertte. Bir ördek gibi besleniyor, bir ördek gibi saf ve her şeye inanıyor, her şeyiyle tam bir erkek ördek fakat hemcinslerine ilgi duyuyor. İşte asıl sorunumuz bu:'
Andersen "Dert ettiğiniz şeye bakın" dedi, "bu arkadaş öteki gibi çirkin değil, kuğu da değil, o bir erkek ördek:'
"Tamam o zaman" dedi ördekler, "mutluluk içinde tasalanmadan yaşamımıza devam edebiliriz:' Öyle de yaşadılar. Dişi ördekler de Andersen'e bir heyet gönderdiler, onlara da hemcinslerinden hoşlanma izni verildi.