Nefs üzerine çok güzel bir anekdot: Sahâbe-i kirâm savaştan döndükleri zaman:"Küçük cihattan büyük cidahada döndük." Derlerdi
Bir defasında Kinkel'le "asgari geçim" üzerine münakaşa etmiştim. Kinkel bu konularda söz sahibi bir kimse kabul edilirdi. Büyük kentte yalnız yaşayan bir insan için asgari gelirin -kira hariç- seksen dört, sonra da seksen altı mark olduğunu söylemişti. Bu savına karşı çıkmamıştım. Bize anlatmış olduğu saçma anekdota göre, kendi asgari geçim gelirinin hesapladığının otuz beş katı olması gerekirdi. Böyle itirazlar fazla kişisel ve yersizdir. Fakat gerçekten yersiz olan, böyle birinin başkasının asgari geçim gelirini hesaplamasıdır.
Sayfa 212Kitabı okudu
Reklam
"...gerçekten de bizim sorunumuz örgütlenme, önce beslenmeli, sonra örgütlenmliyiz, bu ikisi yaşamda en gerekli şeyler, disiplinli birkaç kişi seçmeliyiz, onlar bizi bütün bu konuştuklarımız konusunda disiplin altına almalılar, yani bir arada yaşayabilmek için yapılması gereken kurallar saptanmalı, basit işlerin yapılması, örneğin süpürmek, ortalığı toplayıp silmek, hiç yakınmayalım, bize sabun ve deterjan bile verdiler, yataklarımızı toplamalıyız, önemli olan kendimize olan saygımızı yitirmemek, görevlerini yaparak bizi gözetim altında tutan askerlerle tartışmaya kalkışmamak, zaten şimdiye dek yeterince ölü verdik, geceleri bize öyküler anlatabilecek birileri var mı aramızda, bir bakalım, öykü, masal, anektot, farketmez, düşünsenize, şansımıza içimizden biri Kutsal Kİtap'ı ezbere biliyor olsa, dünyanın yaratılışından bu yana ne olup bittiyse üzerinden yeniden geçerdik, önemli olan birbirimizi dinlemek, bir radyomuzun olmaması büyük talihsizlik, müzik insanı her zaman çok oyalar, ayrıca, haberleri dinleyebilir, örneğin hastalığımıza bir çare bulunup bulunmadığını öğrenebilirdik, burada yaşamadığımız bir sevinci yaşardık."
Sayfa 114 - Kırmızıkedi YayınlarıKitabı okudu
anekdota
Oysa anekdota sözcüğünün, yazarların ölmeden önce yayınlanmasını istemedikleri yapıtları için kullanıldığı sonradan anlaşıldı.
sunuş
Şehzâde Süleyman, bir gün pek süslü bir kıyafetle babası Yavuz Sultan Selim'in karşısına çıkıp elini öpmek isteyince, şöyle azarladığından bahsedilir: "Sen böyle giyinirsen, validen ne giysin Süleyman?"
Sayfa 98 - ÇınaraltıKitabı okudu
Yavuz Sultan Selim'in Tevazusu
Yavuz Sultan Selim Han, herhangi bir saray halkından ayırt edilemeyecek kadar sade giyinirdi ve sadeliğinin sebebini soranlara şu cevabı verirdi. - "Vezirlerin ve beylerin süslü giyinmeleri, padişahlarına saygıdan ileri gelir. Biz kime şirin görünmek için süslü giyinelim ki? Bizim padişahımız(Allah-ü Teâlâ), vücudun dışına değil, içindeki cevhere (imana) bakar."
Sayfa 98 - ÇınaraltıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 741 ile 750 arasındakiler gösteriliyor.