OKUDUĞUN KİTABIN HAKKINI VER
Bir kitabı okuyup direk rafa kaldırmak kitaba karşı sergilenmiş aşağılayıcı bir tavırdır. Çünkü kitaplar sıradan, kullanıp atılan bir nesne değil, her biri bir ekoldür, üniversitedir. Ben bir kitaptan faydalanabildiğim kadar faydalanırım, üzerinde kafa yorar, irdeler, sıkar suyunu çıkarırım 😊 Nasıl mı? ✔️Kitabın ilgi çekici yerlerini/alıntılarını renkli kalemlerle işaretlerim. (Bazıları kıyamaz bunu yapmaya ama bu kitaplarınızın size ait olduğunu hissettirir ve aranızda duygusal bir bağ oluşturur😊) ✔️Yazar hakkında bilgi/anekdot toplarım. (Unutmayın ki bir kitap yazarından bağımsız düşünülemez) ✔️Kitabın (eğer varsa) ingilizcesini bulur okurum. ✔️Kitabın (eğer varsa) uyarlandığı filmi/diziyi izlerim. ✔️Kitap hakkında yazılmış farklı bakış açılarını, eleştirileri, yorumları gözden geçiririm. ✔️Ve bir ajandaya kitap hakkındaki tüm bilgi birikimimi, yorumumu aktarırım. Çünkü söz uçar yazı kalır👍 Bu şekilde hem okuduğum kitabı unutmam hem de kitabın ve yazarın hakkını vermiş olurum. İyi bir okuyucu da ancak bu şekilde yol alabilir. Zira marifet "bu ay 10 kitap okudum aferin bana" demek değildir. Zulanda ne var? Kendine ne kattın? Hayatta her ne yapıyorsak layığıyla, hakkını vererek ve severek yapalım. Sevgiler ❤️
O halde incelik ve şuur aşılamaya devam edelim İnşaAllah:)
İnsanlar, belâ ile imtihanı birbirine karıştırıyorlar. Oysa aralarında çok basit bir fark vardır. O fark şudur: "Bela, kendi seçimindir. Sen bazen ağzından çıkan sözlerle, bazen insanlara gösterdiğin çirkin tavırlarla, bazen kasıtlı işlediğin günahlarla, bazen aldığın ahlarla, merhametten uzak kişiliğinle Allah'tan belanı istemiş
Reklam
Sizlerden bu kareye bir şiir bir küçük hikaye veya bir anekdot artık aklınıza ne gelirse bekliyorum.. Hadi gösterin bakalım kaleminizi
Uyan
Kaç zaman bekledim başucunda, Uyan artık ölüm uykusundan, Yıldızlar çekildi, Her yanım karanlık, Parlayan aydınlık yok, Boşunadır ay'ın sevdası... Yeni baharda okşamak saçını, Güz güllerin getirdiği olgun sevdanı, Doyasıya yaşamak saklı bahçemizde, Uyan artık, Tozlu tenhamızda sevişelim çocuklar gibi. Anekdot; Sen, kaybolmuşluğumun tek adresiydin. Suat Erdoğan
İlk ve son kullanılma tarihim sende kalmış Gel Gel ki güncelleyelim Gökyüzünü Baharı Umudu Gülüşü (anekdot olsun kulağına küpe) Gülüşün şiir oluyor Oluveriyor Bi habersiz Sessiz ama sevdalı...
Temmuz Ayı Hikaye Etkinliği (01-31 Temmuz 2019)
ON DÖRDÜNCÜ HİKAYE EKLENDİ Günaydınlar, #47342352 kapsamında yazacağınız ELEKTRİK ve/veya ÖLÜM temalı öykülerinizi bu başlık altında paylaşabilirsiniz. Güzel Temmuzlar. ÖYKÜLER ---------- 1.
Tayfun
Tayfun
- Defalarca ölüp yeniden dirilmek - #47532731 2.
Fox Mulder
Fox Mulder
- Nasıl Bilirdiniz? - #47582905 3.
Hatice
Hatice
- NANKÖR ELEKTRİK - #47646295 4. https://1000kitap.com/resulbulama - Dört Kişiden Biri - #47710901 5. https://1000kitap.com/Captain_Marvel - Yüksek Voltaj/Acı - #47714684 6.
Serpil Ağ
Serpil Ağ
- ELEKTRİKLİ BATTANİYE - #47738726 7.
Turhan Yıldırım
Turhan Yıldırım
- Genco Marcel'in önlenemez düşüşü - #47974786 8.
İclâl
İclâl
- Can Çekişen Küçük Kağıt Parçası - #48286038 9.
Feyza
Feyza
- Hiç- #48296192 10.
Selim
Selim
- Anekdot - #48459288 11.
Nazlıcan tekin
Nazlıcan tekin
- MORGDA UYANMAK - #40944954 12.
Erhan
Erhan
- Temanın Ayırdıkları - #48550214 13. https://1000kitap.com/Haluk_and_books - ÜÇ ELEK - #48558476 14. https://1000kitap.com/esrdrn - Gün Batımı - #48795268
Reklam
Soru Sormak Zekanın Göstergesidir
Soru sormak zekânın işlerliğidir. Eğer soru sormayı durdurursanız, soru sormaya izin vermezseniz o ortamda zekâ işlerlik kazanamaz, kişilik gelişemez. Fransız Aydınlanmasının önemli isimlerinden olan, yazılarında Voltaire takma adını kullanan François-Marie Arouet “Bir insanı size verdiği cevaplara göre değil, sorduğu sorulara göre
Bir Arzu Önerisi
“Özgünlük” ve “yeni”nin sürekli övüldüğü bir çağda, detaylarda ne kadar ayrışsak da, temelde birbirimize çok benziyoruz. Sadece birbirimize benzemekle kalmıyoruz; bizden önceki nesillerden de o kadar farklı değiliz. Teknolojinin ve modernitenin getirdiği tüm yeni imkânlara rağmen birçok alışkanlığımızdan vazgeçemiyoruz. Benzer durumlarda benzer
İhtiyarlar için :)))
Bu fotoğrafı görünce ilginç bir anekdot geldi aklıma: Bir gün babası küçük oğlunu sırtında gezdirirken çocuk çok mutlu olmuş olmalı ki babasına “ben de seni bir gün sırtıma alacağım baba” der. Babası şöyle cevap verir: “Alamazsın oğlum! Çocuklar babalarını hayatta bir kez sırtlarında taşırlar, o da TABUTA konulduğunda...” Farkında mısınız; yılların geride bıraktığı sıradan eşya(lar) “antika” olarak anılıp nadide eser bağlamında “baş tacı” edilirken, aynı durumdaki insan ise “yaşlı” nitelemesiyle “baş kakıncı” edilir. Hayatın girdabında yaşadığınız bunca sergüzeştlerden sonra mahzendeki yıllanmış şarap, ya da antikacıdaki bir taş plak kadar dahi değerinizin olmayacağı düşüncesi, açık söylemek gerekirse insanı hüzünlendiriyor bazen..... -adem doğantemur-
"Fethi Gemuhluoğlu abiden bir anekdot: Bizim hanıma "Kızım, çocuklara 'Düşersin' deme; 'Düşmeyesin' de tecelli eder." derdi. Büyüdükleri zaman da 'Şuraya gidersin, şöyle yaparsın' deme tecelli eder. Neden? Çünkü sözün canı vardır."
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
364 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.