Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Stern, çocukların anımsayıcı (evocative) bellek kapasitesinin üç ay gibi erken bir yaşa dayandığını vurgulamaktadır. En erken anımsama yaşı ise diğer araştırmacılar tarafından genellikle dokuz ve on iki ay olarak bildirilmiştir.
Sayfa 32
Bir boğuntu duygusu, tam şuramda Herkesten yapılmış bir karar kadar sıkkın "Bu muydu" sorusunun cevabından yıkıcı Can çekişen bir unutuş, bir anımsama pıhtısı Azadlı bir köle sevincine çeviriyor yüzünü Kalbim cümlemi ta başa bağlarken Aklım ölümden özürler buluyor yaşamaya...
Sayfa 122 - Kırmızı Kedi Yayınları 12. BasımKitabı okuyor
Reklam
Ve şimdi, yarı sönmüş düşüncelerin Pırıltıları, sönük ve soluk birçok anımsama Ve biraz da hüzünlü bir kafa karışıklığı içinde, Zihnimdeki resim yeniden canlanıyor: Sadece mevcut mutluluk duygusuyla değil, Ama şu anın içinde gelecek yılların hayatı Ve gıdasını da barındırdığını düşünmenin Hoşluğuyla burada dururken. Böylece umuda yelteniyorum, Bu tepeler arasına ilk gelişimden beri, kuşkusuz, Değişmiş olsam da; bir karaca gibi Dağlarda, derin ırmakların, tenha çayların Kıyılarında, tabiat nereye çekerse oraya, Sevdiği şeyi arayan değil de korktuğu şeyden Kaçan biri gibi hoplayıp zıplardım o demler: Çünkü o vakitler, (Çocukça günlerimin kaba zevkleri Ve onların hoşnut hayvani davranışları geride kaldı)
Eski ruhbilimciler, insandaki dış duyulardan başka beş de iç duyu kabul ederlerdi. Bunlar bellek (hafıza), sezgi (vahime), imgelem (muhayyile), anımsama (müzekkire) ve düşünme (müfekkire) idi. Bu beş duyu, bir ortak duyuda (hiss-i müşterek) birleşirdi.
'Bu muydu' sorusunun cevabından yıkıcı Can çekişen bir unutuş, bir anımsama pıhtısı
Sayfa 122
Dante'nin Cehennem'indeki âşıklarin cezalandınılmasına benzer, mutluluğun nasıl bir his olduğunu anımsama cezası. Gel gör ki oradaki aşıklar şanslydı, mutluluğu tek başlarına değil, birlikte animsayabiliyorlardı en azından.
Reklam
#anımsama
Her tür düşünme aşkın nedeni olamaz, aşırı düşünme gereklidir; çünkü kısıtlı bir düşünce genellikle zihne dönmez, bu yüzden de ondan aşkın doğması olanaksızdır.
Anımsama
Öfkeden soluğu kesilmiş gibi birden sustu. Güzel mi değil mi bilmiyorum, ama yemin ederim karşımda böyle durduğunda ona bakmaya doyamıyordum, işte bu yüzden de onu sık sık öfkelendirmek çok hoşuma gidiyordu. Belki o da bunu fark ettiği için kasten kızıyordu.
Dünyanın çeşitliliği içinde anımsama da unutma da yolunu şaşırır; bilginin çeşitliliği içinde, olguların uçsuz bucaksız kütlesi içinde insanın nereden geldiği ve nereye doğru çabaladığı önemsizleşir, köken ve hedef silikleşir.
"Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır."
Sayfa 36 - Can ModernKitabı okuyor
Reklam
Süper Lego- Büst İnsan:)) Oğuzatayıanımsatangillerden...
Edip Güneysu yaklaşık altı yıldır, bilişsel psikoloji alanında çığır açacağına inandığı bir makale üzerinde çalışıyordu. Bu makalede insanın öğrenme, anımsama, düşünme ve konuşma gibi zihinsel faaliyetleri yerine getirirken bedeninden bağımsız bir şekilde davranmasının söz konusu olmadığını iddia eden Güneysu, bireylerin el, kol, bacak, kafa gibi aslında birbirinden bağımsız görünen bedensel parçalarının da düşünsel faaliyette önemli birer rol oynadıkları görüşünü ortaya atıp insan zihnini id, ego ve süper-ego olarak üç parçaya ayıran Freud'un düşünce sistematiğiyle Nietzsche'nin üstinsan kavramını yalnızca birleştirmekle kalmayıp bir adım öteye de taşıyarak insanı Süper Lego adını verdiği -tuttuğu yüzlerce sayfayı bulan notlarının kimi bölümlerinde Büst İnsan olarak da geçmekte- bir kavramla nitelendiriyordu. Ona göre insan-yani Süper Lego- egosunun isteklerine boyun eğmek isteyen parçalarını toplumsal normlara göre davranmaya devam etmeleri için hiç ara vermeden kontrol etmek zorunda olan fakat bastırmaya çalıştığı bu dürtülere aslında kendisi de uymak istediğinden sürekli ikilem içinde yaşamaya mahkûm bir varlıktı.
Yatağa oturuyorum. Bir olgunluk coşkusu anında seni anımsama ve seninle yüzleşme zamanımı geldiğini anlıyorum. Yoksa seninle ilgili bilgece bir karar olmam mümkün olmayacak.
210 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Dimitri Sanin henüz yirmi iki yaşındayken memuriyet hayatına geçmeden önce kısıtlı bütçesi ile bir Avrupa seyahatine çıkar. Seyahatinin dönüş yolunda Franfurt'a da uğrar. Buradaki son gününde yollar onu tesadüfen küçük bir sokaktaki Roselli'nin İtalyan Pastanesi'ne götürür. İşte hayatının değişmesine sebep olan Gemma ile de burada tanışır. O sırada nişanlı olan Gemma'ya görür görmez aşık olur. Evlilik için yanıp tutuşurken Sanin'in aklı başka bir kadının büyüsüne kapılır. Sonrasında ise otuz yılın ardından gelen pişmanlık. Artık Sanin elli iki yaşındadır ve geçmiş hafızasında yeniden şekillenmeye başlamıştır. Anımsama yoluyla yazılan bu hikaye Turgenyev'in en uzun öyküsüdür. Bir halk kahramanı oluşturulmadan, dönemin siyasi ve idari olaylarına değinilmeden yazılmış bu eser özgün insan portlerine ağırlık vermiş. Ben bir klasik sever olarak bu kitabı da sevdim.
İlkbahar Selleri
İlkbahar SelleriIvan Turgenyev · İletişim Yayıncılık · 2018429 okunma
Ne anımsama, ne unutuş. Bir ucucalık, Kıyıların al rengi kokuları ile Kötürüm bir bülbülün şakıması gibi büyüyen Bakışlarımızın ağır simgelerinde. Ve ben sana dönüyorum an an Göçüp dönüyorum titreşim gibi
Sayfa 173 - Everest Yayınları
Bir boğuntu duygusu, tam şuramda Herkesten yapılmış bir karar kadar sıkkın 'Bu muydu' sorusunun cevabından yıkıcı Can çekişen bir unutuş, bir anımsama pıhtısı
Sayfa 122Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.