272 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Çiçek gibi bir kitap önereceğim bugün sizlere. ♡ Sevgi Soysal'ın okuduğum ikinci kitabı oldu "Yenişehir'de Bir Öğle Vakti"; nasıl güzel bir anlatım, ne muhteşem bir gözlemcilik bilemezsiniz. Ama okursanız, bilirsiniz. ;) Hikâyemiz Ankara'da geçiyor, yani yazarın Yenişehir diye bahsettiği yer, aslında Ankara. :) Bir Ankaralı olarak memleketimde geçen kurguları ne çok sevdiğimi söylememe gerek yok sanırım. Ulus'u, Kızılay'ı, Samanpazarı'nı, Gima'yı, Hal'i gözümde canlanarak, gülümseyerek, özlemle okudum. ♡ Kitapta uç uca eklenmiş karakterlerin başından geçen olayları, fonda 70'lerin Ankara'sı ile okuyoruz. Birbirine örülü şekilde verilmiş her bir karakter ve bu karakterlerin yaşadıkları bazen yüzümüzü güldürüyor, bazen de içimizi acıtıyor. Yazar Soysal, dönemin siyasal karmaşasına da şöyle bir selam çakıp geçiyor! Orta kısımlarda özellikle üç kişi üzerinde yoğunlaşıyor kurgu ama hep merakla ve ilgiyle okutuyor size kendini. Zengini, fakiri, burjuvası, sosyalisti, gurbetçisi, işçisi, memuru, sonradan görmüşü, sonradan bile görememişi, feleğin çemberinden geçmişi, feleğin çemberine kafa atmışı, kadersiz doğanı, evladıyla sınananı, kuşak çatışması yaşayanı... Hepsi bu kitapta, hepsi bir öğle vaktinde ve Sevgi Soysal'ın muhteşem gözlemciliği ile biz okurlarla buluşuyor. Son zamanlarda okuduğum en başarılı Türk edebiyatı eserlerinden biriydi. Yazım tekniği olarak Mahir Ünsal Eriş'in "Dünya Bu Kadar" kitabına benzettim. Onu sevdiyseniz bence bu kitabı da seversiniz. ♡ Acilen listelere eklensin! :)
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
Yenişehir'de Bir Öğle VaktiSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20122,212 okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 11 days
Bige Güven Kızılay
Bige Güven Kızılay
özellikle “Yoktan Var Edilmiş Şehir “ kısmı hiç bitmesin istedim. İlk defa bir kitabı okurken bahsettiğim kısımda elimden kalemi düşürmedim, not almaktan. Sayın
Bige Güven Kızılay
Bige Güven Kızılay
’a tavsiye verecek biri değilim ancak Yoktan Var Edilmiş Şehir ya da Yoktan Var Edilmiş Ülke isimli bir kitap hem biz okuyuculara hem siz değerli şahsınıza çok yakışır umarım değerlendirirsiniz. Ayrıca Ulus Paker’den bahsetmeniz, Kıbrıs Barış Harekatı hatırlatması, Sümerbank gibi bilinmesi gereken çok önemli güzel ayrıntılar mevcut.Nüfus olarak Ankaralı olmasam da fikren Ankaralı olmaktan gurur duydum. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e söz verirken Seymenlerin söylediği gibi…şahsım adına kitabınız vasıtasıyla söylemek istiyorum… “And Olsun… “ Yürekten tebrik ediyorum. Kaleminize sağlık.
Bige Güven Kızılay
Bige Güven Kızılay
Ankara Diye İnsanlar Vardır
Ankara Diye İnsanlar Vardır
Ankara Diye İnsanlar Vardır
Ankara Diye İnsanlar VardırBige Güven Kızılay · Hep Kitap · 202417 okunma
Reklam
167 syf.
·
Not rated
·
Liked
“Kuşkusuz hepimiz geçmişimizle, kendimizin bulduğu ya da bizim için bulunan öykülerimizle varız, her şeyi bugün kadar yarın da yanımızda taşıyacağımızı biliyoruz, belki bizim arkamızdan ‘onun bir öyküsü yoktu' diye konuşamayacaklar, gün doldurur gibi yaşayıp çekip gitmeyeceğiz bu dünyadan, ama hep aynı acıyı da sürekli bir yük gibi omuzumuzda taşıyamayız, gücümüz yok, kaldıramayız.” Herkese merhaba Daha önce Radyo Şarampol kitabını bayılarak okuduğum Şükran Yiğit’in Ankara, Mon Amour! kitabıyla geldim. Kitabımızın kahramanı, Suna, Emel ve Ömer’in dilinden hem kendilerinin ve ailelerinin hikayesini, hem de Türkiye tarihini okuyoruz. Karakterlerimizle 1969’da tanışıyor , sırayla 1980’lere gidip 2002’de vedalaşıyoruz. Suna, ele avuca sığmayan, fırlama, hayal dünyası sınırsız bir çocuk. Bir gün mahalleye annesiyle Emel taşınır ve hem Suna’nın hem Emel’in hem de Emel’in dayısı Ömer’in hayatında artık eskisi gibi olmayacak süreç başlamış olur. Hikayenin beni en etkileyen kısmı Suna’nın dayısı ile Emel’in annesi arasında yaşanan ilişki ve bunların faturasını ödeyen masum Emel oldu. Ankaralı olduğumdan; Ankara’da geçen kitapları, hikayenin geçtiği yerden geçtiğim, adım adım takip edebildiğim için bir tık daha sevdiğim bir gerçek. Ama bu kitabı sevişimin tek sebebi bu değil. Yazarın dilini çok seviyorum, alelade bir anı öyle güzel anlatıyor ki kitap göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor. Ne yazsa okurum, başka diyeceğim yok Keyifle okuyun
Ankara, Mon Amour!
Ankara, Mon Amour!Şükran Yiğit · İletişim Yayınları · 20221,124 okunma
144 syf.
·
Not rated
Geçtiğimiz ay Türk edebiyatına doydum diyebilirim. Art arda okumalar yaptım edebiyatımızdan ve hepsi de çok güzel kitaplardı. Oktay Akbal'ın Suçumuz İnsan Olmak kitabı da bunlardan biriydi ve yazar ile tanışma kitabım oldu. Suçumuz İnsan Olmak, Ankara'da memur olarak çalışan evli ve çocuklu Nuri ile tesadüfen karşılaştığı Nedret arasında platonik aşkı anlatıyor. Mutsuz yaşantıları içinde kendilerini hapsolmuş hisseden ve nefes almak isteyen bu iki insan çareyi yasak aşkın heyecanında buluyor, daha doğrusu bulduğunu sanıyor. Oktay Akbal'ın Nuri ve Nedret'i bize anlatırken yaptığı karakter betimlemelerinin ve ruh tahlillerinin başarısı sayesinde bu iki insanın yaşadıklarını, hissettiklerini bütün yönleriyle anladığınızı hissediyorsunuz. Çünkü ikisi de en gerçek halleriyle duruyor karşınızda. Bunun yanında bir Ankaralı olarak kitaplarda Ankara'yı; caddelerini, sokaklarını, parklarını okumak da bana ayrı bir keyif veriyor.
Suçumuz İnsan Olmak
Suçumuz İnsan OlmakOktay Akbal · Doğan Kitap · 2018478 okunma
182 syf.
·
Not rated
·
Liked
“Sen beni sevdin. Ben bu dünyada seni tanıdım ve üstüne senin sevgine layık bulundum. Bir hayata ‘yaşandı’ diyebilmek için yeterince geçerli bir neden.” Herkese merhaba Ne yazsa okurum yazarlarından Mahir Ünsal Eriş’in Gaip isimli kitabını bitirdikten sonra Acaip için daha fazla bekleyemezdim. Acaip, kısaca söyleyecek olursam Samim’in Güzin’e olan büyük aşkını konu ediyor, Güzin’e yazılmış upuzunnn bir mektup. Gaip kitabının devamı olduğu için Salih Bey’in büyük oğlu Samim gibi düşünerek başladığımda ilk hikayeyle hiç bağdaştıramadım ama sonrasında hikaye şaşırtıcı bir noktadan bağlandı ve ilk kitaptaki bazı sorularım da cevaplanmış oldu. Yaş itibariyle mi diyeyim, evlilik dejenerasyonu mu diyeyim; aşka bakış açım çok değiştiğinden Samim’in bu aşkı bazı noktalarda içimi şişirdi diyebilirim. ‘Senin bir tek sözünle ben Ümit Burnu’ndaki fenerde bir kuru ekmek bir tas suyla on sekiz yıl beklerim.’ Gibi cümleleri okudukça mesela Güzin ve Samim aşkıyla birlikte anlatılan Zülkarneyn hikayelerini de inanılmaz sevdim. Ankaralı olduğum için kahramanlarımızla bilikte adım adım gezdim; çocukluğum aynı mahallede İsrail evlerine çok yakın bir mesafede geçti, Yiba çarşısı efsanesiyle büyüdüm, Liva pastanesinin limonlu pastasına bayılırım, İzmir caddesindeki düğmecileri alacağım yoksa da bir gezerim. Sanki kitap okur gibi değil de bir arkadaşımı dinler gibiydim aslında. Tek sorunum, Samim’in kasvetli haliydi ama bu da üçüncü kitabı dört gözle beklememe mani değil Keyifli okumalar
Acaip
AcaipMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 2023198 okunma
512 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
#okudumvebitti# Büşra Nur'un 45. Durak adlı hikayesine bitirdim. Hikaye Akasya adlı esas kızın ağzından anlatılıyor. Hikaye Akasya'nın doğum günüyle başlıyor. Doğum günü gecesi de Akasya sevgilisini terk ediyor ve Ankara'ya gidiyor. Giderken bir sebebi var. Ama hala o sebebini çözemedim. Burada ise kendine yeni bir hayat kuruyor. Derken bir kitapçıda Yekta adında bir gençle tanışır ve arkadaş olurlar. Bizim ki Yekta'yı sürekli takip eder. Yekta ve Akasya'nın sahneleri çok güzeldi. Özellikle baba tarafından Ankaralı olduğum için okurken içinde gibi hissettim. Ankara kalesini hiç görmedim. Böylece görmüş oldum. Akasya kalacak yeri olmadığı için de Yekta onu kendi evine götürdü. Yekta'nın burada üç arkadaşı daha var. Zaten Nehirle otelde tanıştılar. Yekta'nın kardeşinin yaşadıklarına üzülmedim değil. Akasya eski arkadaşlarıyla karşılaştı ve çok kötü oldu. Buğra'nın Akasya'ya öyle davranması hiç hoş değildi. Mert'i de çok sevdim. En azından o iyi kalpli. Yekta ve Akasya birbirine zamanla aşık oluyor. En sonunda ise Yekta geçmişi hatırladı. Bakalım ikinci kitapta Akasya gerçekten Yekta'yı terk edecek mi yoksa aynı şehirde yaşamaya devam mı edecek merakla bekliyorum.
45. Durak
45. DurakBüşra Nur · Ren Kitap · 2022228 okunma
Reklam
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
İNCELİKLİ DUYGULARIN KİTABI “GECE SÜTÜ”
Gece Sütü
Gece Sütü
İNCELİKLİ DUYGULARIN KİTABI “GECE SÜTÜ” Şeyda Apaydın’ın ilk öykü kitabı “Gece Sütü”nde yer alan ilk öykü “Damla Sakızı”, onu ve dolayısıyla onun kalemini tanımama vesile olan öyküdür. Ödüllü bir öyküydü. Bahçelievler, Tunalı, Sıhhiye Köprüsü ve fıskiyelerden yükselen suyunda zarif, beyaz kuğuların yüzdüğü Kuğulu Park’ıyla bir Ankara
Gece Sütü
Gece SütüŞeyda Apaydın · Arte Yayınları · 20226 okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
NEFESSİZ KALANA DEK Herkese Merhabalar... Size bugüne özel bir kitap ile geldim. Malum 14 Şubat şöyle bir aşk kitabı okumamış mı olalım yani. Bir başladım zaten anlatıma kapıldım gittim birde baktım bitirdim. Bazen bazı aşklara ulaşmak o kadar da kolay olmuyor. Hele yaralı bir yüreğe yeni misafir olmak adeta sil baştan yaşaman hiç de kolay
Nefessiz Kalana Dek
Nefessiz Kalana DekNecef Temiz · Mahlas Yayınları · 202339 okunma
232 syf.
·
Not rated
Şarkını Söylediğin Zaman, 70'li yılların sonu Ankara'sında geçen ve müzik tutkusuyla bir araya gelen Deniz ve Cihan'ın hüzünlü aşk hikayesini anlatan etkileyici bir roman. Deniz, Ankaralı, isyankar bir ruha sahip genç bir kızdır. Cihan ise taşradan gelen, müzikle dolu bir hayali olan bir genç adam. İkisi de Ankara Üniversitesi'nde okurken müzik sayesinde tanışır ve tutkulu bir aşk yaşamaya başlarlar. Ancak o dönem Türkiye siyasi açıdan oldukça gergindir. 12 Eylül darbesinin gölgesi her yerde hissedilmektedir. Bu durum Deniz ve Cihan'ın aşkını da etkilemeye başlar. Romanda müzik önemli bir yer tutuyor. Hikayenin geçtiği dönemdeki müzik akımları ve şarkılar romana ustalıkla işlenmiş. Bu da okuyucuyu o dönemin atmosferine sürüklüyor. İnci Aral, karakterleri ve hikayeyi çok güzel bir şekilde işlemiş. Deniz ve Cihan'ın duygularını, tutkularını ve yaşadıkları zorlukları çok net bir şekilde hissedebiliyorsunuz.
Şarkını Söylediğin Zaman
Şarkını Söylediğin Zamanİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2011953 okunma
432 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
"Daha beyaz saçlarını kurutacağım. Bu hiçbir şey değil." "Elin titrer o zaman. Yapamazsın." "Benim elim sana her uzandığında titriyor zaten." Kitabın konusunu özet geçeyim: Mihrinaz Akşahin mezun olduğu günden itibaren her gece aynı rüyayı görüyor. Bir süre sonraysa aynı hastanede, aynı adamın elini tutabilmek için
Halef 2
Halef 2Leman Veli · Ephesus Yayınları · 20211,041 okunma
168 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.