Sonra, tıpkı bir tonozun kilit taşı gibi, hayatıma anlam veren anın hangisi olduğunu sorup duruyorum kendi kendime. En mutlu olduğum, ya da en yoğun yaşadığım anın değil belki, ama, hiç değilse, yapabileceğim halde yapmadığım şeyler için, yanlış yolda attığım adımlar için, söyleyebileceğim halde söylemediğim sözler için pişmanlık duymama engel olabilecek o anın hangisi olduğunu durmadan soruyorum kendime.