Antikçağın Bilgi Dağarcığı
Antikçağın Mirası ve Yeni Hıristiyan Kültürü Klasik Miras ve Hıristiyan Kültürü: Boethius ve Cassiodorus, Patrizia Stoppacci * Antikçağın Bilgi Dağarcığı * Latin eğitim sistemi MÖ I. yüzyılda, geç Helenistik dönemin etkisi altında yedi disiplinden oluşan artes liberales (özgür bir insana yakışacak şekilde “liberal”) programını benimser; felsefe
Ecnebi mercekleriyle öze bakmak
YÛNUS EMRE VE HACI BEKTAŞ VELİ ARASINDA GEÇEN MENKIBEYE PSİKANALİTİK BİR YAKLAŞIM Sivrihisar’ın kuzey tarafındaki Sarıköy’de Yûnus adında tarımla uğraşan fakir biri yaşar. Bir kıtlıkla yüz yüze gelen yöre halkı en temel besin kaynağı buğdaydan mahrum kalır. Bu nedenle Yûnus da kendinden mesafece bir hayli uzak olan Hacı Bektaş’ın kapısından boş
Reklam
Çıkmaz Kategori?
Öncelikle eleştirisinden Oğuzhan Asım dostum vesilesiye haberdar olduğum Mehmet Emin beye teşekkür ederim. Öyle ya da böyle eleştirilere muhatap olmak metin yazarını memnun eder, burada olduğu gibi eleştiri esasen yazarı yanlış kategorileyerek yapılsa da eder. Mehmet Emin beyin sonda söylediğini ben en başta söyleyeyim: Yazının özünü ifade eden
Mehmet Emin Alperen Kılıç

Mehmet Emin Alperen Kılıç

@toprakvegokyuzu
·
1y
Çıkmaz Sokak?
Kitabı kapağından okumaya benzer bir işe giriştim. Kısacık alıntı, önyargılarım ve akıl yürütme neticesinde bir takım tahminler ortaya koydum: Alıntı, yazının geri kalanını okumama lüzum olmadığını bana açık ediyor. Çünkü yüksek ihtimalle "üniter devlet", "nation" v.b mefhumlarla ilişkilendirilen "ulus" kelimesi irdelenirken, batının yüzyıllar süren deneyimleriyle şekillenip şimdiki halini almış ulus biriminin, mot-a-mot bir tercümesinin, vaktinde Türk milletinin bedenine giydirilmeye çalışıldığından şikayet edilecek -ya da en azından bunun altı çizilecek-, imparatorluğun yıkılışıyla canlandırılan "ulus" kavramının milletin bedenine uymayan bir giyisi olduğu vurgulanacak. Uyumsuzluk bahsi çeşitli saiklerle irdelenecek. Tümünü okusam, okurken, unutulanlar dışında yeni bir şey yok diyeceğim. Tiksinti yahut tarihsel hınç ile "gavuru taklit" ya da "frenk mukallitliği" olarak nitelendirilen zehirlere antidot teklif edilecek. Farkında olmaksızın anakronist bir nazarla zihindeki ideal mutasavver toplumsal yapılanma (artık ne ise o) zehre panzehir olarak sunulacak. Ve nihayetinde, müellife göre öze uygun olduğu iddiasında olunan "hakiki" milletin, ne olduğuna veya olması gerektiğine dair bir tespit ya da tespitlerle kapanış yapılacak. Murat; üç aşağı beş yukarı bunları anlatmaksa şaşırmayacağım. Değilse, yani varsayımlarım isabetsiz ise, utanacağım. Beni utandıran bir yazıyı ya da yazarı, zihnimde küşayişle okurum. Uzun metin okumaktan erindiğim vaki değil, yalnızca leb denmeden leblebiyi anlayıp anlayamadığımı merak ettim. Kendimi sınadım.
Ne yola geldik, ne yolu terk ettik. İşte şimdi buradayız. Yol bizi bekler. Yol, hiç bitmez Yola devam. Yolu hiç bırakmadık, özgürlük savaşımız hep sürdü. Uğruna ölecek bir fikir bulamadım demişti bir şair. Daha çok şiire ihtiyacımız var, daha çok sevmeye, yolda olmaya… Hey sen, hiçbir zaman umut olmadığını söyleme bana, çünkü umut asla
Dil ve Kültür
İnsan, öz bilinç kaygısından, kendi yalnızlığı içerisinde kendi kendini bulamaz. İnsan varlığı mizacı gereği, kendi dışına açılmak mecburiyetindedir. Kendi dışına çıkmak için duygularını, düşüncelerini nesneleştirme güdüsü dilin varlığının tâbiliğini açıklıyor. Heidegger “Dil, varlığın ışıyarak örtüsünü açtığı yerdir” der. Bu söz kendi dimağımda
Günün anlam ve özeti
“Dünya hayatı çok kısa, üzülmeye değmez.”
Reklam
80 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.