Saygıyla...
Trenin hareket saati gelmişti. Bir memur vagon kapısını örtüyordu. Maria Puder merdiven basamağına atladı, sonra bana eğilerek yavaş bir sesle, fakat tane tane: ''Şimdi ben gidiyorum. Fakat ne zaman çağırırsan gelirim...'' dedi. Evvela ne demek istediğini anlamadım. O da bir an durdu ve ilave etti: ''Nereye çağırırsan gelirim!''
Sayfa 140Kitabı okudu
Gloria dükkândan telaşla çıkıp birkaç metre ilerideki bir kuaföre girdi. “Saçlarımı kestirmek ve satmak istiyorum. Kaça alilsiniz?” Kuaför kadın şaşkınlık ifâdesiyle baktı Gloria’nın yüzüne. “Anlamadım? Emin misiniz? Bu saçlar… bu kadar güzel saçlara… nasıl kıyacaksınız? Gerçektende Gloria’nın saçları çok uzun, çok gür ve çok güzeldi. “Paraya ihtiyacım var. Bana yardımcı olacak mısınız?” “Peki” dedi kadın. Ama hâlâ çok şarkındı. “Kaç para istiyorsunuz?” “Yetmiş sent kadar…” Saçlarını kestirdi, parasını aldı ve doğru saatçiye koşup, “Tamam. Lütfen güzel bir hediye paketi yapar mısınız? Eşime evlilik yıldönümü hediyem olacak ve bu bizim ilk yılımız,” dedi.
Reklam
Asırlar boyunca mutluluğu aradım ve bulamadım; şöhreti aradım ve ulaşamadım; sevgiyi aradım, yaşamadım; hayatı aradım ve ne göreyim, ölmek daha iyi; pek çok kadın ve erkek tanıdım, hiçbirini anlamadım.
“…Hayatın saçma sapan bir şekilde bitebileceğinden korktum hep. İçimde böyle bir korku varken de hayatın tam da bu şekilde, yani saçma sapan bir şekilde sürdüğünü anlamadım. Asıl bundan korkmam gerektiğini anlamadım.”
- Akarsu bu ağacı sen dikmiştin di mi? - Evet Komutanım! - Ulan sen bu ağacı mı diktin o gün? - Eee... Anlamadım Komutanım... (Büyük sıçtık bu kez) - Ulan 4 bin 999 tane kızılçam diktik ama senin ağaç sarıçam ayı! - Aaa... - Aaa ya... Dua et kimse farkına varmadı.
''Bir insan kendine karşı bile tamamen açık ve çıplak olamazken başkasına karşı nasıl olur?'' gibisinden bir cümle okudum. ''Ne bileyim ben'' dedim. Hiç bir şey anlamadım.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.