Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
— İnsanın bir tutamağı olmalı. — Anlamadım. —Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi!
Sayfa 183 - Can Yayınları 1. BasımKitabı okudu
216 syf.
4/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Yazarın okuduğum ilk kitabiydi. Eyvallah serisini okuduktan sonra okusam daha iyi olacaktı sanki. Hataya düşmüş "açık" bir günahkar olaraktan, kitabi okurken ötekileştirildiğimi hissettim. Fesleğen gibi yarı melankolik, depresif bir arkadaşım olsa ona katlanabileceğim maksimum gün sayısı üç.. Kitabın dili 20 li yaşlarının başında bir
Fesleğen
FesleğenHikmet Anıl Öztekin · Hayy Kitap · 201715,1bin okunma
Reklam
"İSİMSİZ KADINLAR 2."
NOT: lütfen kopyalamayınız telif hakkı içerir! Size yıllar önce tanıdığım ama hikâyesini henüz yeni öğrendiğim bir kadından bahsedeceğim. Bu kadınla bir mezarlıkta tanışmıştım. Ağlıyordu. Bir yakınını kaybetmişti sanırım. Yanına gittim ve baş sağlığı diledim. Yüzüme baktı, gülümsedi. Çok ama çok güzel gözleri vardı. İnsan gözlerine bakınca
Veli Toplantısı
Günde sekiz saat mesai. Akşam eve gelmem saat yediyi buluyor. Tüm günüm, akşam yemeğini yedikten sonra içeceğim çayın hayalini kurmakla geçiyor. Eve bir geliyorum, öğretmen bizim oğlana beş sayfa ödev vermiş. Her gün beş sayfa ödev veriyor üstelik. Hani, bakan dememiş miydi eve ödev verilmeyecek diye? Çay bardağını elime alır almaz oğlan elinde
Anlamadım Olric. Anladınız efendimiz. Anlamaktan korkuyorsunuz sadece..
Hiç kalkasım yok, beynimin içindeki bu monolog hoşuma gidiyor.
Reklam
Yüksek müsaadenizle bugün biraz kendinden bahsetmek istiyorum. Sizlere derinin altında sıkışıp kalan bir cam kırığından bahseder gibi, hayatımdan bahsedeceğim. Bu hiç bir şeyi değiştirmeyecek. Beni anlamayacaksınız, sadece ara sıra bardağınızdaki kadehlerden yudumlar alıp, yüzünüze beni dinlediğinizi belirten mimikler konduracaksınız. Abiler,
424 syf.
1/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Cringe'e Fısıldayan Kadın
YouTube kitap kanalımda Büşra Yılmaz'ı ve Ölüme Fısıldayan Adam kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/mw9srhkgYL8 Ölmeden önce okunması gereken değil okumadan önce ölünmesi gereken kitaplar serisine "tabii ki de para vermedim yayınevi"nden devam ettiğim bu kitap beni yine aşırı paranormal başkası adına utanma
Ölüme Fısıldayan Adam
Ölüme Fısıldayan AdamBüşra Yılmaz · Epsilon Yayınları · 202013,1bin okunma
' Doğduğum ve öleceğim için mutluyum, bu dünyada yaşama fırsatı bulduğum için şanslıyım. Bütün güzel müzikler, filmler ve kitaplar için minnettarım. Mutlu sabahların yanı sıra mutsuz gecelere de; hayatın istediğim şekillerde değil, kendi istediği şekillerde gelmesine alışığım. Hiçbir şey anlamadım hayattan. Tanrının varlığını da mantıklı buldum, yokluğunu da. Bir şeyler hissedebilmeyi sevdim, içinde yaşadığım bu çileli organizmayı sevdim. Umarım yeniden doğarım. doğmazsam o sonsuz hicliği de sevmenin bir yolunu bulurum. ağaçlar çok güzeldi, bir de kediler '
Halley Dergisi için verdiğim röportaj “Ağızdan çıkan her kelime düşüncenin değerinden kaybettiriyor.” Bu sözünüz beni çok etkiledi. Açıklamanızı rica edebilir miyim? Düşünce ve duyguların muazzamlığından mı yoksa dilin yetkin olamayışından mı bilmiyorum ama birçok duygu ve düşüncemizi anlatabilecek bir lisan bulunmadı henüz. Ve açıkçası böyle olması güzel de çünkü bazı şeyler hep gizemli kalmalı onları güzel yapan bu; hayatın güzelliği onun gizemli ve yoğunluğunun aktarılamayışı oluşunda. Aksi halde netlik, aktarılış çoğu şeyde anlam bırakmazdı. Böyle bir durumda kitapta bahsettiğim gibi hepimiz toplanıp boş boş gökyüzüne bakar olurduk. Bir de şöyle bir durum var; içinde bir duygu yoğunluğu hissediyorsun bunu dile ya da kaleme dökmek istiyorsun fakat kurduğun her kelime o duygu ya da düşüncenin değerinden kaybettiriyor. Kastettiğim bu değildi diyorsun fakat kuracağın her yeni tanımlama seni daha da bocalatıyor. Çünkü içimizdeki yoğunluk kelimelerin çok ötesinde; o bizim biz olduğumuz yer, bizim mahremimiz. Onunla iyiyiz ve belki de varız, aktarılmaması daha güzel. röportajın tamamı için: halleydergisi.com
Hiçbir Şey Anlamadım
Hiçbir Şey Anlamadım
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.