-anlatımın naifliği-
“Önüne gelen her şeyin fotoğrafını çekmezdi Aslı. “Doğru kareyi bekliyorum,” derdi. Sonra aniden bir şey görürdü; bir kapı tokmağı, bir elektrik direği, kırık bir kaldırım taşı, benim görmediğim bir şey. Bir dizini yere koyup çömelirdi. Ağlayan bir çocuğun saçlarını okşarcasına şefkatle basardı deklanşöre. Onu seyrederdim. Bilirdim ki bu dünyada güzel olan ne varsa, o diz çöktüğünde başını eğiyor.”
Sayfa 39
Anlatımın naifliği...
Sandıklarda lavanta çiçekleri ile bekletile bekletile bir türlü çıkarılıp giyilmeye zaman bulunamamış bir eski zaman elbisesi gibi yüzü.
Sayfa 20 - DergahKitabı okudu
Merhaba dostlar. Uzun zamandır güzel bir aşk romanı okumadığımı farkedip @yagmurkutsall hanımın yazdığı #yediverenkışı nı okumaya karar verdim.
Hikâyenin güzelliği, anlatımın naifliği, su gibi akıp giden harika bir okuma oldu.
Hikayemize gelirsek;
Farklı bir tat bıraktı Emily bende.
Hollanda 1807 yılına gidiyoruz. Genç mürebbiyemiz Emily çalıştığı malikanenin satılması ve ev sahiplerinin Boston'a gitmesi üzerine yatalak kardeşi ile zor günler geçirmektedir.
Malikanenin yeni sahiplerinin gelmesi umut ışığı olsada korkuyordur ve korktuğu başına gelir. Evin yeni hanımı Emily'i istemez kovar. Evin beyi durumlarına üzüldüğü için iş bulana kadar evde kalmalarına izin verir.
Evin hanımı Hannah huysuz kıskanç bir kadındı. Eşi Arthur genç yakışıklı bir adamdı. Severek evlenmemişler ve mecburi giden bir evlilikti onların ki.
Bay Arthur Emily'e yardım ediyordu. Yeni bir evde Arthur sayesinde mürebbiyeliğe başlayan Emily ilk görüşte aşık olduğu adamı kalbinde büyütüyordu. Tabi hisleri karşılıksız değildi. Birbirlerine deli gibi aşık olmuşlardı ayrı kalmaya özleme tahammülleri yoktu aralarında tutkulu bir aşk vardı ve gözleri hiç birşey görmeyecek haldeydi.
Ama Hannah vardı! Bu aşka izin verir miydi sizce?
Tutku aşk özlem intikam ve sürpriz bir son.
Tadı damağınızda da kalacak yaşarken hayaller kurduracak muhteşem bir kitap tavsiyesi bırakıyorum sizlere.
Kitapla ve sevgiyle kalın...
Yediveren Kışı 
Yağmur Kutsal
