·
Puan vermedi
“TAK!” Sesi
Bu dünyaya çivi çakmayı düşünenimiz var mı ? Herkes gitsin ben kalıcam diyen? Ya da ecel geldiğinde daha yaşama doymadım ölmek istemiyorum diyebilen? Hepimiz bir gün bu hayata veda edeceğiz. Hiç ölmeyecek gibi yaşamak çok anlamsız. Bazen o ölüm denen sessiz dalga öyle bir geçer ki üstünüzden hiç beklemediğiniz gitmez sandığınız insanları alır
Kumral Ada Mavi Tuna
Kumral Ada Mavi TunaBuket Uzuner · Everest Yayınları · 202111bin okunma
Reklam
Selim Işık - Günseli'ye Veda Mektubu
“günseli, son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum. sevgilim, şeytan bilir nelere takılıyorum, neler düşünüyorum. günlerdir yatıyorum. hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim. evet aklım gene
Adam olma hep Çocuk kal..
– Annen var mı senin? – Var tabiî. – Ne iş yapar? – Çamaşıra gidiyor. – Sen ne olacaksın büyüyünce? – Ben mi? dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. – Ben dedi, boyacı olacağım.
Dünya benim için içinde sonsuza dek yatabileceğim yumuşak bir yatak değil. Dünyamız taş kalpli bir anne, çocuklarını taşla besliyor. Taşla besleyip acı su içiriyor, çocuklarını kamçılıyor. Buna kim yüzlerce ömür boyunca dayanabilir?Kim sırtına kayıp zamanlara ve aşklara ait binlerce anı yükleyebilir, komşusunun azaltamadığı dertleri üstlenebilir ve insanı teselli etmeyen bilgi toplayabilir? Ölmek zordur çünkü narin derimiz hissetmeyeceği kurtlardan, önümüzü kapatan geniş perdeden çekinir. Yine de ben yapraklarım yemyeşil olsa da çekirdeğin ölü olarak yaşamanın daha kötü olduğunu düşünüyorum, hatıraların gizli kurtçuklarının kalbimi kemirmesini istemiyorum.
Sayfa 266 - OlimposKitabı okudu
Zaten annem ne Tanrıdan korkuyordu, ne şeytandan. Yeryüzünden ayrılmaktan korkuyordu yalnız. Ninem, göçtüğünün farkındaydı. Sevinmiş gibi bir halle: "Son olarak rafadan yumurtamı yiyeyim, sonra da gidip Gustave'ı bulayım," demişti. Yaşamaya büyük şevkle sarılmamıştı hiç; seksen dört yaşında, üzgün üzgün, bitkiler gibi, davranışsız, yaşayıp gidiyordu: Ölmek onu tedirgin etmiyordu. Babamın gösterdiği yürek pekliği daha az olmamıştı: "Annene söyle, papaz getirtmesin. Oyun oynamak istemiyorum," demişti bana.
Sayfa 108 - İmge KitabeviKitabı okudu
Reklam
420 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.