Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugün benim doğum günüm Dante gibi ortalarına gelmişken ömrümün, doğum günümü hatırlayıp kutlayanlar: Annem mi? Babam mı? Kardeşlerim mi? Dostlarım mı? Hiç biri değil!!! Halk bank ve Ziraat bank :)) Hani birine yol sorarsın, "ooo sen çok yanlış gelmişsin" der ya, işte ben ömrümün yarısını o çok yanlış yolda harcadım... Bundan sonra ne olur, nasıl olur bilinmez. Gerçi bende bu vicdan varken suçluya bile borçlu çıkarım orası ayrı tabi ama neyse :))
Ev içi fanatizm
Babam koyu Fenerbahçeli, annem takım tutmaz, futbol ile alakası babama maç esnasında çay ikram etmek, ama ne zaman ki Fenerbahçe Galatasaray karşında yenilgiye uğrar, Galatasaray yüzünden hezimet yaşar o zaman annem başlar; "Fener dünyayı yener Galataya gelince fos diye iner" :D
Reklam
bir rüyanın içinde üryan dolaşıyordum annem görse ben üşümeyeyim diye o rüyayı yakardı!
Emine'den Emine'ye
1930 Merzifon...Hancının kızı Emine, Han'ın avluya bakan balkonuna oturmuş geleni gidene seyretmekte...az sonra hayatını değiştirecek hüzünlü bir sona sebep olacak bir hadiseyle karşılaşacağının farkında değil. Dedem İsmail, atıyla köyden şehre gelmiş, ve atının üstünde hana giriş yapar. Balkonda oturan Emine bir görüşte aşık olur dedeme.
“Normalde çocuklar ağlar, yetişkinler değil. Hele anneler hiç, onlar ağlayan çocuklarını avutmak için gelmişlerdir dünyaya.”
Sayfa 69 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
“İnsanların yaşıyla ilgili her zaman sorunum olmuştur. Zamanın sadece geçtiğini, durmadığını unutuyorum, insan ancak sonradan, bıraktığı izlerden anlıyor zamanı.”
Sayfa 50 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Anne akıllı kadınmış . :))
“Tam bir beyefendisin,”dedim. Güldü. :)) “Annem sağ olsun.Beni o yetiştirdi.” “Eh, çok iyi yetiştirmiş.”
Düşünde görmüş beni doğurmazdan önce; Mahallemizdeki çeşmenin yalağında, Suyun dibinde yatıyormuşum öylece. Hayıra yormuş annem bu düşü uyandığında. "Sonra bir gün gerçekten doğurdum seni, Yalakta gördüğüm o çocuk gibiydin." Diye anlatırdı titreterek sesini. "Tuhaf ama sen bana önceden gösterildin." İşte bu gizemli düş-gerçek yüzünden; Evlere taşman sevecen bir suyun, Çalkalanıp göz göz olmuş künhünden, El almış yüreğimle ben her evin oğluyum.
Sayfa 414 - kırmızı kedi yayınları, üçüncü basım, mart 2014, istanbul
Paula'yla Yolculuklar
"İnsanın ölümcül derecede hasta olduğunu öğrenmesindeki dehşetin diğerlerinin kendilerini geri çekmesiyle birkaç katına çıktığını Paula'dan öğrendim. Ölmekte olan hastanın yalıtımı ölümün yaklaştığını gizlemeye çalışanların aptalca yapmacık tavırlarıyla daha da kötüleşir. Ama ölüm gizlenemez, ipuçları her yerdedir... Kişi ölümden çok, ölümün eşlik ettiği mutlak yalıtımdan korkar."
Sayfa 30 - Kabalcı YayıneviKitabı okuyor
Paula'yla Yolculuk
"Ölümün kötü bir baskısı olduğunu anlamaya başladım. İçinde bulunabilecek çok az keyif olmasına rağmen ölüm bizi hayal bile edilemeyecek korkunç yerlere sürükleyen kötü bir canavar değildi. Ölümün mitolojik unsurlarını yok edip onu olduğu gibi görmeyi öğrendim - bir olay, hayatın bir evresi, diğer olasılıkların sonu. “Korkuyla renklendirmeyi öğrendiğimiz,” diyordu Paula, “doğal bir olay.” "
Sayfa 29 - Kabalcı YayıneviKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.