"Annemi" deyişi bütün bedenimde tuhaf bir etki yaptı. "Anne" sözü meğer ne kadar güzel sözmüş. Annem, anneciğim... Sen nerdesin anneciğim. Ben de seni özledim.
Ya da şöyle olurdu: Gerçek anlamda bir uzlaşma gerçekleşmezdi, annem beni yalnızca senden gizli korurdu, bana gizlice bir şey verir ve bir şeye rıza gösterirdi; o zaman senin karşında yine namussuz yaratık, hilebaz, hakkı olduğunu düşündüğü şeye bile kendi hiçliği yüzünden yalnızca gizli yollardan ulaşabilen, suçluluğunun bilincinde bir kişi olurdum. Tabii sonra bence hakkım olmayan şeyleri bu yollardan aramaya alıştım. Bu yine suçluluk bilincimin büyümesi demekti.
İnsan kendine ve başkalarına yakışmalı derdi annem. Cimrilik böyle bir şey işte...
Cimri ölerek iyilik eden adamdır sözü Shakespeare'in miydi? Değil. Her neyse...