200 syf.
9/10 puan verdi
Deli Kurt
Deli Kurt / Hüseyin Nihal Atsız Yazıma kitap ile ilgili düşüncelerimden önce yazarımızdan kısaca bahsederek başlamak istiyorum. Hüseyin Nihal Atsız'ı Deli Kurt ile tanıma şansı buldum açıkçası daha önce yazarın adını duymamıştım fakat kitabı okumadan önce yaptığım araştırma sonucu Türkçülük akımı denildiğinde ilk akla gelen kişi / yazar
Deli Kurt
Deli KurtHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202115,5bin okunma
142 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
SEN SUS BERRİN ARI 142 SAYFA Her aşkın trajediye dönüştüğü bir coğrafyada iki kadın. Bastırılmış kişisel hesaplaşmaların içe doğru yıktığı duvarlar. Ruhların hırpaladığı gövdeler. Birleşen, tekleşen kaderler. Evin tek oğlu olmanın şımarıklığı ile herşeyi yapmaya kendinde hak gören kocasının çapkınlıkları, hor görmeleri, şiddeti altında ezilen,
Sen Sus
Sen SusBerrin Arı · Dağhan Külegeç Yayınları · 201919 okunma
Reklam
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Afrika'da süregelen bulaşıcı hastalıklarla başları derttedir Brenda ve ailesinin. Eşini AIDS hastalığından kaybeder. Eşinin vefatını sindiremeden 3 ay sonra oğlu Taveo da tifodan rahatsızlanır. Gelişmişlik seviyesinin hemen hemen neredeyse sıfır olduğu Afrika'da hastane ve sağlık koşulları da yok denecek kadar yetersizdir. İstanbul'dan, alanında uzman bir grup doktor, Afrika'ya yardım için sıvar kolları. Vaziyetin vahametini Afrika'ya gelip görünce çaresizliğin kollarında bulurlar kendilerini. Yine de üstün bir çabayla ellerinden geleni yaparlar. Tek bir kişiye yetmez güçleri.. Taveo.. İçine çökmüş yanakları ve dışına taşmış iri gözleri ile çaresizce yardım bekliyordu annesinin gözyaşları arasında. İsmail hoca ve ekibi ellerinden geleni yaparak görevlerini tamamlar ve İstanbul'a dönerler. Dönerler fakat akılları ve vicdanları Afrika'da Taveo ile birlikte kalmıştır. İstanbul'a döndükten 3 gün sonra Afrika'da ki doktordan gelen maille, Taveonun durumunun daha da kötüye gittiği bilgisini alırlar. İsmail hoca ve ekibi Taveo'nun İstanbul da tedavi edilmesi için büyük uğraş verirler ve sonunda Brenda ve oğlu İstanbul'a gelir. Durumun içler acısı oluşu umutları kırsa da çare Allah'tan dır diyerek var güçleri ile tedavilere başlanır. Ne yaptılarsa sonuç vermez ve Taveo 10 gün daha dayanabildikten sonra bu dünyaya veda eder. Kitap içerik olarak çok güzel olsa da tek sorunu, olay akışının sırasının yanlış ilerlemesi. Karakterlerin ağızlarından aynı olayları dinlemek olay örgüsünü bazen karmaşık hâle getirmis. Fakat yine de kesinlikle okunması gereken bir kitap.
Taveo
TaveoCengiz Madenci · Motto Yayınları · 201819 okunma
210 syf.
·
Puan vermedi
Hep ertelediğim bir kitaptı. Yeni bir kitap okumak için karar verme aşamasındayken anasayfamda karşıma çıktı aynı kitap: yaşamak! Kıymetli bir okurun incelemesi ile ikinci defa karşıma çıkmış oldu yani. Daha fazla ertelemeden başlayayım en iyisi dedim:) Bazen olur ya bir kitaba başladığınızda karmakarışık olaylar olur, sizi kitaptan soğutma
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201632,9bin okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Yaş 70, iş bitmiş (mi acaba?) :)
71 yaşındaki kahramanımız Seymour Tecumseh Baumgartner (buradan sonra kendisinden "STB" olarak bahsedeceğim) inceleme başlığının tersini kanıtlayan bir hayat yaşamaya başlıyor; ki o da aslında hayatının aşkı eşi Anna'nın ölümünden sonra geçen yılların ardından yaşla beraber gelen emeklilikle, tam da dünyevi koşuşturmaları bırakmaya
Baumgartner
BaumgartnerPaul Auster · Can Yayınları · 2023100 okunma
520 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Tutkulu Aşk Nasıldır?
Ben hiçbir aşk romanında bir âşığın zihninin bu kadar maşukuyla dolu olduğunu, maşukunun duygularını ve zihnini anlama ve bilme iştahıyla dolu olduğunu, maşukuyla ilgili her şeye bu kadar çok değer biçtiğini görmedim. Nasıl bir aşkmış, okudukça katmanlandı zihnimde. Ben "Ha yok ya, cinsel arzu bu sadece." dedikçe sayfaları çevirdim ve
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241bin okunma
Reklam
192 syf.
10/10 puan verdi
Kitap okunmaya değer eğer kitabı puanlarsak 10 üzerinde 10 puanı hak ediyor. Roman, on altı bölümünden oluşuyor ve her bölümde yazarın hayatından bir macera ve kesit yer alıyor. Christy Brown’ın farklı bir çocuk olan serebral palsili annesi, doktorların onun zihinsel engelli olduğunu ve uzun yaşayamayacağını düşündüklerini keşfeder. Doktorların ne
Sol Ayağım
Sol AyağımChristy Brown · Nemesis Kitap · 201778,3bin okunma
Mo-tu (Mete)'nun Tahta Çıkışı ve Hun Devleti'nin Yükselmesi
MÖ 209 yılında Mo-tu tahta çıktı. Onun tahta çıkışı kaynaklarda anekdotal bir biçimde abartılarak anlatılmıştır. Babasının en büyük oğlu olan Mo-tu tahtın en büyük varisiydi. Ancak, babası üvey annesinin de tahrikiyle başka bir oğlunu tahta geçirmek için onu Yüe-chih'lara rehin olarak yolladı. (devrin dış politika adetlerine göre) Arkasından kendisi Yüe-chih'lara saldırdı. Amacı Mo-tu'yu Yüe-chih'lara öldürtmekti. Böylece Mo-tu kolayca ortadan kaldırılacak kendi kamuoyuna hesap verebilecekti. Ne var ki, Yüe-chih'lar daha onu öldüremeden, onların en iyi atlarından birini çalarak kaçtı. Oğlunun ülkesine geri dönmesi üzerine onun bu olağanüstü hareketinden şaşıran babası on bin süvarilik bir okçu birliğin kumandanı tayin etti. Bundan sonra Mo-tu, kendisine verilen birliği sıkı disiplin içerisinde eğitime tabi tuttu. Öyle ki, kendisinin ıslık çalan okunu attığı her hedefe adamları da atacaklardı. Böyle yapmayanlar derhal orada öldürü­lüyorlardı. Mo-tu, önce en sevdiği atına, daha sonra en sevdiği karısına ok attığında, onun gibi yapmayanların hepsini öldürdü. Daha sonra babası­nın en sevdiği ata ok attığında herkes atmıştı. Neticede herkesin yani on bin kişinin kendi istediği gibi yetiştiğine kanaat getirdi. MÖ 209'daki bu olayla birlikte Türk tarihinde ilk defa disiplinli bir askeri birliği kuruluşu kabul edilmektedir. Ancak, yukarıda da bahsettiğimiz gibi MÖ 2255'lere gidebilen siyasi bir varlık söz konusudur. O siyasi varlığın bulunması aynı zamanda askeri varlığı da ispat ettirmektedir.
Anne Sütü Mucizesi
Neslin sıhhatle devamı, aile müessesine bağlıdır ve evlatlar hiç şüphesiz, ailenin sürur kaynağıdır. Evlatlar, daha dünyaya gelişinde, her misafirden tatlı karşılanır. Hem nasıl karşılanmasın; sevmenin ateşe perde, ikram etmenin sırat köprüsünü geçmeye vesile, birlikte yemenin, kurtuluş beraatı bahşettiği evlat, anne babası için dünya nimetlerinin
ama oğlu ondan nefret ediyordu. yanlarına gelmesinden, tepelerinde durup onlara bakmasından nefret ediyordu; araya girmesinden nefret ediyordu; hareketlerindeki coşkudan ve görkemden nefret ediyordu; onun o müthiş beyninden; hoşgörüsüzlüğünden ve egoizminden (onunla ilgilenmelerini emredercesine, orada öylece duruyordu); ama her şeyden çok babasının etraflarında titreşen, annesiyle ilişkisindeki mükemmel uyumu ve sadeliği bozan o gürültücü duygularından nefret ediyordu. gözlerini sayfadan kaldırmazsa onun çekip gitmesini sağlayabileceğini umdu; annesinin, babası yanlarında durduğu an dağıldığını bildiği dikkatini yeniden kendine çekmek için, parmağını hırsla bir sözcüğün üzerine bastırdı. ama hayır. mr. Ramsay hiçbir şekilde gitmiyordu. orada durmuş, sevgi bekliyordu.
Sayfa 43
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
Cengiz Aytmatov'un Kitaplarında Baba-Oğul Olgusu
Kırgız edebiyatının en önemli isimlerinden Cengiz Aytmatov, eserlerinde baba olgusuna derinlemesine yer verir. Kendisi de babasız büyümüş olan Aytmatov, bu den
Beyaz Gemi
Beyaz Gemi
eyimini eserlerine aktarır ve babalık temasını birçok farklı perspektifden ele alır. Aytmatov'un çocukluğu, babasının yokluğunun etkisiyle geçmiştir. Kendisi daha dokuz
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitabı okuyanlar arasında pişman olan kesim illa ki vardır. Böyle büyük bir ustadan belki de beklenmeyen bir romandı. Yazarın ölümünün ardından yıllar geçmiş ve iki oğlu tarafından kitap basılmış. Belki de bu eserin önemi, son Marquez eseri olmasından kaynaklanıyor. O yüzden kıymetli olduğunu düşünüyorum. Toplam seksensekiz sayfadan oluşan eser, tabiri caizse uzun yolda okunup bitirilecek tipte ve akıcı bir roman. Annesinin mezarını her yıl ağustos ayında ziyaret eden Ana Magdelena Bach, her gidişinde farklı, tanımadığı bir kişiyle gecelik ilişki yaşıyor. Hayattan beklentilerini çok da elde edememiş mutsuz bir kadın, yaşadığı bir gecelik bile olsa farklı bir hayat ve Ana'nın yakın çevresinden birgün dahi olsa uzaklaşıp, kendisiyle yüzleşmek istemesi...Sonunda görüyor ki, yaşadığı kaderi annesinden almış ve o adayla bağını koparmak için annesinin kalan parçalarını da yüklenip evine dönüyor. Her ne kadar basit bir hikaye gibi görünse de, içinde barındırdığı psikoloji beni etkiledi.Yaşanmışlıklar, pişmanlıklar, özgürlüğe duyulan özlem gibi bir çok konuyu içinde barındırıyor. Ve artık bir Marquez daha gelmeyecek... Ben kitabı beğendim belki de bir kadın gözüyle bakarak okuyup, kitaba kendimce bir anlam yükledim. Okumak isteyenler için tavsiye ederim.Keyifli okumalar...
Ağustosta Görüşürüz
Ağustosta GörüşürüzGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2024164 okunma
222 syf.
9/10 puan verdi
Spoiler İçerir!!! Toplumun adaletsizliği ,zenginin kazandığı, özgürlüğü daha 9 yaşındayken başkalarının elinde olan yetim ve öksüz kalan küçük Yusuf'un hayat hikayesi. Aydının Nazilli ilçesinin Kuyucak köyünde başlayan bir hayat hikayesi. Daha küçük yaşta annesiyle babası eşkıyalar tarafında öldürülmüştür. Kaymakam Selahattin Bey
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,4bin okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Seyyid Abdulkâdir Geylani Hazretleri
Evliyânın büyüklerinden. Künyesi, Ebû Muhammed’dir. Muhyiddîn, Gavs-ül-a’zam, Kutb-i Rabbânî, Sultân-ul-evliyâ, Kutb-i a’zam gibi lakabları vardır. İran’ın Geylân şehrinde 1078 (H.471)de doğdu. Babası Ebû Sâlih bin Mûsâ Cengîdost’tur. Hazret-i Hasanın oğlu Hasan-ı Müsennâ’nın oğlu Abdullah’ın soyundandır. Annesinin ismi Fâtıma, lakabı Ümm-ül-hayr olup seyyidedir. Bunun için Abdülkâdir Geylânî, hem seyyid, hem şerîfdir. Hazret-i Hüseyin’in evladına seyyid, hazret-i Hasan’ınkine şerîf denir. Abdülkâdir Geylânî hazretleri 1166 (H.561)’da Bağdad’da vefât etti. TürbesiBağdad’dadır. Ziyâret edilmekde, feyz ve bereketlerine kavuşulmaktadır. Fıkıh ve hadîs ilimlerinde müctehid idi. Kâdiriyye tarîkatının kurucusudur. Ehl-i sünnet îtikâdını ve din bilgilerini her tarafa yaydı. Kerametleri sayılamayacak kadar çoktur
Üç Aylar ve Faziletleri
Üç Aylar ve FaziletleriAbdülkadir Geylani · Yağmur Yayınları · 20228 okunma
63 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Seyyid Abdulkâdir Geylani Hazretleri
Evliyânın büyüklerinden. Künyesi, Ebû Muhammed’dir. Muhyiddîn, Gavs-ül-a’zam, Kutb-i Rabbânî, Sultân-ul-evliyâ,el Bazul Eşheb, Kutb-i a’zam gibi lakabları vardır. İran’ın Geylân şehrinde 1078 (H.471)de doğdu. Babası Ebû Sâlih bin Mûsâ Cengîdost’tur. Hazret-i Hasanın oğlu Hasan-ı Müsennâ’nın oğlu Abdullah’ın soyundandır. Annesinin ismi Fâtıma, lakabı Ümm-ül-hayr olup seyyidedir. Bunun için Abdülkâdir Geylânî, hem seyyid, hem şerîfdir. Hazret-i Hüseyin’in evladına seyyid, hazret-i Hasan’ınkine şerîf denir. Abdülkâdir Geylânî hazretleri 1166 (H.561)’da Bağdad’da vefât etti. TürbesiBağdad’dadır. Ziyâret edilmekde, feyz ve bereketlerine kavuşulmaktadır. Fıkıh ve hadîs ilimlerinde müctehid idi. Kâdiriyye tarîkatının kurucusudur. Ehl-i sünnet îtikâdını ve din bilgilerini her tarafa yaydı. Kerametleri sayılamayacak kadar çoktur
Devrinde Abdülkâdir Geylani
Devrinde Abdülkâdir GeylaniAbdulkadir Akçiçek · Bahar · 20007 okunma
Resim