... bakire, meleğin kılıfıdır. Kadın olununca melek gider ama daha sonra dönüp anneye küçük bir ruh getirir. Yaşamın akışında bir gün anne olacak olanın içinde uzun süre çocukluğu kalır, küçük kız genç kızda var olmaya devam eder, o bir çalıbülbülüdür, "Uçup gitmemesi ne hoş!" der onu görenler. O sevimli, o cana yakın canlı evin içinde
Sayfa 48 - 4.Basım, Nisan 2021
Bu soru sadece bizde sorulmuyormuş
Gözlerini sert sert üzerine dikerek “Kimi seviyorsun, anneni mi, nineni mi?" diye sormak için evde beklerdi yaşlı kadın. Kızı da orada oldu mu oyun kı­zışırdı. Çünkü, her iki durumda da, çocuk, yüreğinde bu her zaman susan anneye karşı bir aşk coşkusuyla “Nine­mi,” diye yanıt verirdi. Ya da konuklar bu yeğlemeye şaş­tılar mı annesi “Onu o büyüttü de ondan," derdi.
Reklam
Çocuklarda görülen hastalıklara gelecek olursak ilk akla gelen soru bir çocuk negatif ne düşünüyor olabilir de böyle bir hastalık geliştirebilsin? Evet çocuklar hastalıkları zihinsel olarak kendileri yaratmazlar (Eğer bu hayata deneyimlemek üzere geldiği ders gereği değilse, zira her insan bir yaşam dersi için buradadır ve bize uygun görünmeyen her şeyin büyük planda bir nedeni vardır, bu nedenle tüm ölümler uygundur). Onlar annelerinin, babalarının bilinçlerini yansıtırlar. Üstelik bu doğduktan sonra yaşanan olaylarla ilgili değildir sadece. Anne karnına düştüğü andan itibaren annenin ve babanın yaşadıkları, duyguları, düşünceleri bebeği otomatik olarak etkiler. Bebek annenin yaşadığı bir travmayı kendi deneyimiymiş gibi alır ve kaydeder. Örneğin anne hamileliğinde hafif bir trafik kazası geçirse ve anneye fiziki olarak hiçbir şey olmasa bile çocuk annesinin yaşadığı bu travmayı sanki kendisi deneyimlemiş gibi kaydedecek ve ileride araba kullanma korkusundan tutun da belli döngülerde trafik kazası deneyimini kendine yaşatacak şartları yaratmaya kadar gidecektir. Annenin ya da , babanın yaşadığı suçluluk duygularını, pişmanlıkları, negatif duygu ve düşünceleri çocuk kendisininmiş gibi kaydedecek ve bu duygu ve düşüncelere uygun koşullar ve hastalıklar yaratacaktır. Bazen de çocuğun dünyaya gelme nedeni bir amaç doğrultusunda olur.
Kendinle ilişki kurmak meditasyon demektir; varoluşla ilişki kurmak duadır. İnsan mutluk dilini unutmuştur. Bu yüzden yabancı gibi gözükürüz, yuvamızda yabancı, kendimize yabancı. Kim olduğumuzu bilmiyoruz ve neden olduğumuz bilmiyoruz ve neden var olmaya devam ettiğimizi bilmiyoruz. Sonsuz bir bekleyiş gibi gözüküyor... Godot'yu
Sayfa 213 - Ganj YayıneviKitabı okudu
_Din, yaygın bir tür ruh hastalığıdır; saplantı nevrozudur, çarpıtılmış masallardır, gerçeğin inkarı sonucu oluşan toz pembe yanılsamalar sistemidir, uydurmadır, hurafedir, putperestliktir. Bu putlar ise kendi fantezilerimizdir. Dine karşı olan şeye hakikat denir. Tanrı ise abartılmış bir baba figürüdür. _Din, ırkın karakteridir _Uygarlığı
Sevginin Has Gülleri, Peygamber Efendimize sormuşlar: "Dünyada en çok kime hürmet edelim?" diye. "Anneye" buyurmuş. Üç defa sorulmuş aynı soru. Üçünde de "Anneye" cevabı verilmiş. Ancak dördüncü soruda "Babaya" buyurmuşlar. Dört çocuk babası olarak diyorum ki: Vallahi Efendimiz (as) doğru söylemiş. Babaların hakkı dörtte birdir...
Sayfa 40
Reklam
-Neden çocuğun yok? Neden çocuğum yoktu? Nefret ettiğim bir soru. Neden bir kadın çocuksuz bir yaşam istediğini açıklamak zorunda kalır? Hiçkimse bir anneye neden çocuk doğurmayı tercih ettiğini sormaz.
İnsan bedeni bir görüntüden ibaret olabilir. Beden gerçekliğimizi saklar, ışığımızın veya gölgemizin üzerindeki katmandır. Gerçeklik ruhtur. Kesin konuşmak gerekirse, yüzümüz bir maskedir. Gerçek insan, tenin altındakidir. Ten denen o yanılsamanın ardına gizlenmiş ve sığınmış olan o insanı fark edebilsek, şaşırmaktan fazlası olurdu bize. Dış
...örneğin annem yanımızdayken,sana doğrudan soru sormaya cesaret edememem, sonraları da alışkanlıktan bunu artık aklıma bile getirememem olmuştu. Senin yanında oturan anneye seninle ilgili sorular yöneltmek bir çocuk için daha tehlikesizdi ve anneye "Babam nasıl?" diye sormak sürprizlere karşı korunmak demekti.
Sayfa 16
Çocuk anneye nasıl benzer?
Hanımı Ümmü Seleme'nin yanındayken Ümmü Süleym gelip şöyle bir soru sormuştu; Ey Allah'ın resulü, bir kadın rüyasında kocasıyla ilişkiye girdiğini görse gusletmesi gerekir mi? Bu soru üzerine Ümmü Seleme annemiz; "Elin toprak olsun ey Ümmü Süleym Resulullah'ın yanında kadınların kusurunu ortaya çıkardın" diye çıkıştı. Bunun üzerine Ümmü Süleym; "Allah hakkı beyan etmekten çekinmez. Aklımıza takılan bir meselede kör (cahil) kalmaktansa onu Allah rasulüne sormak daha hayırlıdır" dedi. Allah resulü de Ümmü Seleme'ye hitaben; " Senin elin toprak olsun. Evet Ümmü Süleym eğer su gelirse gusül gerektirir." Buyurunca bu sefer Ümmü Süleym; " Ey Allah'ın resulü kadınlardan su gelir mi?" diye sormuş Allah Rasulü de ; " Çocuk anneye nasıl benziyor zannediyorsun? Kadınlar da erkekler gibidirler. "buyurarak cevap vermiştir.
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.