Antalya, dünya üzerinde kendine ait güneşi olan tek kenttir. Bu güneş ısıtmaz ama ıslatır. Kanser yapmaz ama kan kusturur. Irkçı bir orospu çocuğudur. Turisti bronzlaştırırken, çalışanı buharlaştırır. O kadar erken doğar ki geceyi kimse anımsamaz. Güneş Antalya’ya, Isparta’dan yakındır. Kirpik terletir, dudak yapıştırır. Tatil köyüne doğuyorsa, kahvaltı sonrası için havuz kenarındaki şezlonga havlu atma, Topaz’ın bahçe girişindeki güvenlik kulübesine doğuyorsa beyin kanaması zamanıdır.
Yarın kalmış bir aşk hikayesi ile karsinizdayim
Yazarımızın Eylül beni hatırlasın diye çok ince ve düşünceli dokunuşları.
Yazar özlemini şiirlerle kitapta belirtmiş
Hikayemiz Antalya'ya gelebilir misin 3 kelimelik bir mesajla başlıyordu.
Yazarımızın Eylül ile anısı bir gün yemeklerini yapıyorlar ama tuzu bulamıyorlar sunsepte yaşadıkları yerdeki komşularından tuz istemek aklına geliyor ve gidip istiyor Eylül de bunlarla Çok etkileniyor tabii ki de iyi ki seninle gelmişim iyi ki sen benim bir parçamsın diyor.
Evinden uzak, iki yabancıydık.
Gittin, sana sarılan sözcüklerim sessizliğe gömüldü ...
Gittin, hasretim yaşımdan erken büyüdü ...
Kavala o zamanlar Osmanlı döneminde bize aitmiş...
(Şu an Yunanistan'a ait)
Dedemin babasının kardeşleri, Antalya'nın Toros dağlarının arasına sıkışmış köyünden çıkıp, ekmek parası kazanabilmek için, tabii o zamanlar Türkiye'de araç yok hiçbir şey yok, tutup oradan 1600 km yürüyerek Kavala'ya gidiyorlar...
Yokluk bakımsızlık sefalet derken iki kardeş de Kavala da vefat ediyor..
O yüzden bizim köyde büyük annemin o zamanlar dilinden dökülen şu ağıtlar çok meşhurdur:
"Kavala'da bir düden var, evlatlarımı orada bir yudan var..."
Gözlerin gözlerin gözlerin,
ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
Antalya tarafında ekinler seher vakti.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
kaç defa karşımda ağladılar
çırılçıplak kaldı gözlerin
altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,
fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
gözlerin bir mahmurlaşmaya görsün
sevinçli bahtiyar
alabildiğine akıllı ve mükemmel
dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
sonbaharda öyledir işte kestanelikleri Bursa'nın
ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
ve her mevsim ve her saat İstanbul.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
gün gelecek gülüm, gün gelecek,
kardeş insanlar birbirine
senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
senin gözlerinle bakacaklar.
Antalya İl Tarım Müdürlüğü'nün 2011 Antalya Tarım Master Planı Yayınına göre, Avrupa'da en fazla pestisit kullanan ülke Hollanda. Bu ülkenin hektar başına pestisit kullanımı yaklaşık 13 kilogram En az pestisit kullanan ülke ise 1,2 kilogramla Finlandiya. Ülkemizde pestisit kullanım miktarları ise ilden ile değişiklik gösteriyor. Mesela, yaş meyve-sebze üretiminin yaygın olduğu Antalya'da kullanılan pestisit miktarı, yaklaşık olarak hektar başına 26 kilogram. Bu veriler, Avrupa'nın en fazla kullanan ülkesi olan Hollanda'nın iki katıdır.
"Her yolculuk yeni bir başlangıçtır. "
Merhaba kitap dostlarım bugün sizlere kalemiyle daha önce tanıştığım ve kalemini çok beğendiğim yazarımızın tarih , macera ,psikolojik sorunlar ve kadın cinayetlerini konu olarak ele aldığı #zirvelerinötesinde kitabıyla buradayım.
Kitabın dili o kadar akıcı ki sizi yormuyor. Merak içinde sayfaları
kitabı ilk kez 2010'da antalya'da okumuştum. suriye'deki savaş başlamadan, sığınmacı sorunu yaşanmadan hemen önce... son dönemdeki yaşadıklarımız, hoşgörüsüzlüğümüz, içinde yaşadığımız coğrafyayı bir türlü anlamayışımız bir daha okuttu bana bu kitabı. a maalouf çok derin, ufuk açıcı fikirleri olan biri değil elbette. ama anlatımı gayet güzel ve akıcı. olaya farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyor ve kökenleri ve aidiyetleri de anlamamızı kolaylaştırıyor. düşünmek gerçekten zor bu nedenle pek çok insan yargılamayı seçiyor, demişti bir büyük adam. küfür etmek, lanet okumak ve suçlamaktan vazgeçmemize, akılcı ve insancıl bir bakış açısı kazanmamıza yardımcı olması dileğiyle...
Ölümcül KimliklerAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20197,7bin okunma
The Man Who Sold The World adlı şarkı dinleyene şunu sordurur: The Man Who Bought The World kimdir? Dünyayı satın alanların kim olduğunu öğrenmek için Antalya'ya gelmek yeterlidir. Dünyanın tapusunu satanlara tezgâhtar, alanlara turist denir.
Elhamdülillah.
Bugün Antalya'da 4 kişi ile "Kısıtlama yetmez, ambargo gerek" demek için sesimizi duyurmaya çalıştık.
Evet sadece 4 inançlı insanla bunu yaptık.
Tabi 15-20 tane de polis vardı:)