NİETZSCHE OKUMA REHBERİ
Merhaba değerli 1000kitap okurları. Mesaj kutuma düşen mesajlardan, hazırlanan Nietzsche kronolojisinin (Ayrıca bkz. #50138647) birçok okur için yetersiz kaldığını fark ettim. Gelen istekler üzerine bu ileti ortaya çıktı, birkaç aydın zihne faydalı olursa amacına ulaşmış demektir. İnsan denen meçhul ise çeşit çeşit.
Zihnim, belirli belirsiz düşüncelerle o kadar âlûde olmuş ki, sabah neredeydim, akşam neredeyim bilmiyorum. Yanılmıyorsam; sabahleyin aklıma takılan ve belki de kendimce çok önemli bir mevkide gördüğüm bir takım düşünceler kaybolmuş; (saklanmış da olabilir) yerini ise, akşamadek başımdan geçen olayların birikmesinden sonra meydana gelen ve düşüncelerimi kendisine zorla çeviren bir sinema şeridine bırakmış. Şimdi ise oturmuş çayımı yudumlarken o kısa metrajlı filmi seyrediyorum. Seyrettikce de aklıma bir sürü yeni yeni düşünceler geliyor ve biliyorum ki yarın sabah yine bambaşka düşünceler şimdi aklıma takılan düşüncelerle yer değiştirecek ve yine akşam olduktan sonra o düşünceler de kaybolacak (belki de saklanacak) ve yeni bir sinema şeridiyle beni başbaşa bırakacak ve yine bir takım belli belirsiz düşünceler gelecek aklıma ve yine yarın sabah... İnsan düşünmeden yaşayamaz arkadaş. Düşünen bir varlıktır insan. Ne düşündüğünü bilen; bazen bilmeyen ve bazen de ne düşündüğünü düşünen bir varlık... Hayatımıza yön veren düşünceler ise hep arka planda kalıyor nedense. Ama kaybolmuyor, kaybolmaz, kaybolamaz!.. Sadece saklanır zihnimizin karanlık bir köşesine. Ne zaman ki aklımıza zarar bir düşünce peydahlanır; işte o zaman o saklanan ve hayatın temelini oluşturan düşünceler hemen saklandığı yerden ortaya çıkar ve o zararlı düşünceyi tez bir zamanda bertaraf eyler. Zihnimizin anti virüsüdür o düşünceler. Olmazsa olmazlardandır. Karıştı kafam yine. En iyisi boş vereyim bu şeyleri.
Reklam
Statükocuları Severim Statüko'dan Ötürü
Meşrulaştırma: Sistemin Dışından Düşün(eme)mek… Bugüne kadar sistem eleştirisi konusunda girdiğim tartışmaların ve yaptığım okumaların en büyük ortak sorununun “meşrulaştırma” (İng: “justification”) olduğunu gördüm. Bu sorunu görme nedenim sadece “dış gözlem” değil; aynı zamanda “iç gözlem”. Ben de bu hataya düştüm ve hala ara ara
Çıkmaz Kategori?
Öncelikle eleştirisinden Oğuzhan Asım dostum vesilesiye haberdar olduğum Mehmet Emin beye teşekkür ederim. Öyle ya da böyle eleştirilere muhatap olmak metin yazarını memnun eder, burada olduğu gibi eleştiri esasen yazarı yanlış kategorileyerek yapılsa da eder. Mehmet Emin beyin sonda söylediğini ben en başta söyleyeyim: Yazının özünü ifade eden
Mehmet Emin Alperen Kılıç

Mehmet Emin Alperen Kılıç

@toprakvegokyuzu
·
1y
Çıkmaz Sokak?
Kitabı kapağından okumaya benzer bir işe giriştim. Kısacık alıntı, önyargılarım ve akıl yürütme neticesinde bir takım tahminler ortaya koydum: Alıntı, yazının geri kalanını okumama lüzum olmadığını bana açık ediyor. Çünkü yüksek ihtimalle "üniter devlet", "nation" v.b mefhumlarla ilişkilendirilen "ulus" kelimesi irdelenirken, batının yüzyıllar süren deneyimleriyle şekillenip şimdiki halini almış ulus biriminin, mot-a-mot bir tercümesinin, vaktinde Türk milletinin bedenine giydirilmeye çalışıldığından şikayet edilecek -ya da en azından bunun altı çizilecek-, imparatorluğun yıkılışıyla canlandırılan "ulus" kavramının milletin bedenine uymayan bir giyisi olduğu vurgulanacak. Uyumsuzluk bahsi çeşitli saiklerle irdelenecek. Tümünü okusam, okurken, unutulanlar dışında yeni bir şey yok diyeceğim. Tiksinti yahut tarihsel hınç ile "gavuru taklit" ya da "frenk mukallitliği" olarak nitelendirilen zehirlere antidot teklif edilecek. Farkında olmaksızın anakronist bir nazarla zihindeki ideal mutasavver toplumsal yapılanma (artık ne ise o) zehre panzehir olarak sunulacak. Ve nihayetinde, müellife göre öze uygun olduğu iddiasında olunan "hakiki" milletin, ne olduğuna veya olması gerektiğine dair bir tespit ya da tespitlerle kapanış yapılacak. Murat; üç aşağı beş yukarı bunları anlatmaksa şaşırmayacağım. Değilse, yani varsayımlarım isabetsiz ise, utanacağım. Beni utandıran bir yazıyı ya da yazarı, zihnimde küşayişle okurum. Uzun metin okumaktan erindiğim vaki değil, yalnızca leb denmeden leblebiyi anlayıp anlayamadığımı merak ettim. Kendimi sınadım.
^Hakikat^
Ben anlatabilir miyim bilmiyorum Ya da Ne anlatabilirim bilmiyorum Ama Komunist ve Kapitalist iki din-duzenin savaşımı sonrasında hakimiyeti alan sermayenin yerine bir gun islam gelecek... sentez islam olacak... birgun bu olacak. Her ne zaman... biz muminler olarak tevbe 111 ayetine tam anlaminda iman ettigimizde... Nefsine tapan
İntihar üzerine
Mutsuzluğun tarifi; insanın tüm yaşamsal formlarına olumsuz etki eden bir etmendir. bu bağlamda birey hem kendini hem de kendini oluşturan tüm edimlere ve varyasyonlara karşı bir anti-tez oluşturarak varlığını devam ettirdiği gibi aksi yönde eylemde bulunarak var olma çabasına sonda verebilir. buradan hareketle intihar aksiyonunun temel sac
Reklam
86 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.