"Var olma onurumuz, doğuştan getirdiğimiz en önemli hakkımızdır. Diğer tüm haklar bu hakkın tanınmasından sonra gelir. Var olma onurumuz, kişiliğimizle, tercihlerimizle birlikte olan bir onurdur. Nezaketimizi boyun eğme sanmışlar. Ne nezaket kişiliksizliktir ne de boyun eğmemek ve duruş sahibi olmak kabalık.
Bana evlenirken eşiniz veya eşinizin ailesi tarafından nelere zorlandığınızı söyleyin, size nasıl bir evliliğiniz olacağını söyleyeyim. Hiç şaşmayan bir denklemdir bu."
"Gitmek istemiyorum ki..."
"Bu yeterli degil! Artik hiç istemiyorsun.
Gitmeni baskalar istiyor, bu duruma ses cikarmaman suç. Tiksindigin bir seye teslim oluyor, hayatini feda ediyorsun. Hayatini neden inandigin bir sey ugruna feda etmiyorsun ki?
Kanini kendi düsüncelerin için feda etmek; bu güzel! Ama sana yabanci seyler için feda etmek neden? Ferdinand, sunu sakin aklindan cikarma, sen özgür olmay yeterince istersen karsindakiler
ancak kötü kalpli deliler olarak kalirlar! Ancak
yeterince istemez ve ele geçirilirsen deli sen olursun. Bana hep derdin ki..."
"Evet, dedim, hepsini dedim, kendimi cesaretlendirmek için sürekli saçmaladim. Büyük
laflar ettim. Karank ormanda korktuklari icin sarki söyleyen cocuklar gibiydim. Hepsi yalandi,
“Bana veda eder gibi konuşuyorsun” dedi kadın.
“Hayır”diye cevap verdi telefonun diğer ucundaki adam.
“Veda etmek için önce bir araya gelmek gerekir. Bu acımasız hayat sana veda edebilme şansını bile çok gördü bana.”